Aslına uygun yapılmadığı, maneviyattan çok turistik amaçlı yapıldığı için yapılmasına karşı çıktığım Şeb-i Arus etkinliği bir düşündüm de aslında yapılsın!
Niye mi?
Çünkü şehir temizlik görüyor.
16 Aralık'tan itibaren şehir adeta bal dök yala misali temizlenmeye başladı.
Gerçi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, bakanların, diplomatların, yabancı devlet erkanının geçiş yapacağı yollar, kaldırımlar, meydanlar, tarihi yerler temizleniyor, yıkanıyor ama olsun.
Belediyelerin normal zamanda temizlenmesi gereken yerlerin 'Beyefendiler' katılacak diye olağanüstü çalışma işine girmesi hizmetin insan odaklı olmadığının göstergesidir.
Yoğun kar yağışında, yağışta altyapısı çöken, trafiği felç olan Konya'yı yönetenlerin ifade ettikleri gibi; 'insan odaklı hizmet üretiyoruz' sözlerinin içeriği çökmüştür.
Sözlerinin laf-ı güzaftan öteye gitmediği bir kez daha görülmüştür.
Cumhurbaşkanı, Başbakan yolların kirliliğini görürde, kızar mı diye geçecekleri yol güzergahı olan Ankara Yolu'nun, şehir merkezinin kaldırımları yıkanıyorsa, temizleniyorsa, yeşil alanların bakım ve onarımı yapılıyorsa, hizmet insan odaklı değil, 'beyefendi' odaklıdır!
Tabii ki imaj, marka açısından Konya'nın temizliğini Şeb-i Arus'a gelen herkese göstermeliyiz.
Fakat bu sadece Şeb-i Arus'a özel yapılmamalı. Eğer yıl boyunca aynı hassasiyeti gösterseniz temizlik konusunda yıl boyunca temiz bir Konya ile karışılacağımız gibi böyle olağanüstü durumlarda da hizmette azar yiyeceğiz korkusu yaşamazsınız...
Gelelim şehir merkezindeki çalışmalara.
Alaeddin-Adliye arası tramvay çalışması devam ediyor.
Rayların bulunduğu alan demir korkuluklarla çevrilmiş ve belli aralıklarla 'Alaeddin-Adliye Arası Raylı Sistem Hattı Çalışması' yazılı pankartlar asılmış.
'Beyefendiler' pankartları görerek; 'Büyükşehir çalışıyor!' desinler diye!...
Ya Semanın icra edileceği 10 bin kişilik Spor ve Kongre Merkezi.
Yıl boyunca otoparkını, çevre düzenlemesini, ışıklandırmasını yaptırmayan Büyükşehir, törenlere 1 ay kala çalışmalara başladı.
Otoparkı yetiştirmek için Konya'nın ekipleri neredeyse seferber oldu.
Şimdi böyle bir telaşa gerek var mıydı?
Yaz boyunca oranın otoparkı, çevre düzenlemesi, ışıklandırılması yapılabilirdi. Ama sıkışınca, zorda kalınca iş yapan bir halimiz olduğu için yine gelenek bozulmadı.
Törenlerden sonra göreceksiniz yapılan yerler yeniden bozulacak. Düzenleme hızlı bir şekilde yapıldığından şu unutulmuş, bu unutulmuş diyerek dökülen asfaltlar kazılacak, döşenen kaldırımlar bozulacak.
Acele işe şeytan karışır diye boşuna dememişler atalarımız. Milli servet yine heba olacak...
Ya 10 bin kişilik Spor ve Kongre Merkezi'nin yanındaki Yeni Mahalle.
Geçtiğimiz yıl merkezin açılışını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, buranın kentsel dönüşüme dahil edilmesini istemiş ve bu noktada Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek'e talimat vermişti.
Fakat aradan bir yıl geçti bölgede bir çalışma başlamadı.
Uyuşturucuya ve uyuşturucu baskınlarıyla adından sıkça söz ettiren Yeni Mahalle, kaderine terk edilmeye devam etti.
Sayın Erdoğan'ın verdiği talimatı yerine getiremediği için Sayın Akyürek, Yeni Mahalle'nin önüne dev bir pankart astı.
"Yeni Mahalle Kentsel Dönüşümü" yazan pankarttaki resme baktığımızda bölgenin yıkılmaktan çok restorasyonu gündemde.
Ama keşke bu çalışmalar Sayın Erdoğan'ın dediği gibi 1 yıl öncesinden yapılsaydı.
Böylece kongre merkezine gelenler oradaki çarpık yerleşimi görmemiş olacaktı.
Maalesef yine vizyoner bakış açısında sınıfta kaldık!..
İlgimi çeken bir pankartta Mevlana Türbesi arkasında yıkılan Aslanlı Kışla Mahalesi'ne konulmuş.
Üzerine de "Köklü Tarihten Modern Cazibe Merkezine" yazılmış.
Doğru bir ifade olmuş!
Konya'nın hafızasının, kültürünün, tarihinin bulunduğu mahalle daha doğrusu köklü tarih yıkıldı.
Şimdi köklü tarihin üzerine beton dökülerek modernleşeceğiz.
Modernlik geçmişi yıkmaksa yerine dibine batsın. Akçeşme Mahallesi'nde 2 sokağı restore etmekle tarihe sahip çıkan Büyükşehir'i nasıl alkışlamışsak, burada da eleştiriyorum.
Hacıveyiszade'lerin yetiştiği o mahalle bugün restorasyonu yapılarak kültürümüze kazandırılmış olsaydı, turizme gerçek anlamda canlılık gelirdi.
Ama bu yapılar; "Mevlana Türbesi'nin etrafında hoş durmuyor, kışın yakılan kömürler çevreyi kirletiyor" diyerek yıkılan köklü tarih, betondan oluşacak cazibe merkezine dönüşecek, birileri kazanacak. Kaybeden ise Konya oldu...
Beyefendi, bu pankartları görüp, "Güzel çalışıyorsunuz" diyerek, başkanları övmüştür...
Evet, turistik bir Şeb-i Arus'a daha Konya çok iyi hazırlandı. Keşke Şeb-i Arus'a gösterilen bu ilgi diğer işlere de gösterilse de Konya'nın hem turizm hem de gelişim açısından kalkınması hızlansa...