Bundan 107 yıl önce, 1914 yılının Aralık ayında bir facia yaşandı Sarıkamış’ta… Yoğun kış şartları hiç hesaplanmadan cepheye sürüldü Mehmetçik… Hem de hava sıcaklığının geceleri eksi 40 dereceye kadar düştüğü bölgeye yazlık giysileriyle, yırtık çarıklarıyla, aç susuz gönderildi binlerce askerimiz… 

Sultan Abdülhamit Han’ı darbe ile tahttan uzaklaştıran ve iktidarı ele geçiren İttihatçılar tarafından 1914 yılında ülke, 1. dünya savaşına sokuldu. Sarıkamış faciası da 1. Dünya savaşı sırasında meydana gelmiş, Türk tarihinin en acı olaylarından biridir.

Öyle ki, Ruslarla savaşmak için hazırlıksız olarak cepheye gönderilen 90 bin Mehmetçik neredeyse hiç kurşun atmadan, Rus ordusu ile karşılaşamadan şehit oldu. Bunun Dünya tarihinde bir örneğine daha rastlamak mümkün değildir. Tarih kitapları bu feci olayın bir benzerini daha yazmamıştır. Bunca askerimiz savaşılarak, kan akıtılarak şehit olsa bu kadar gam yemez, yüreğimiz bu kadar yanmazdı.

22 Aralık 1914 de Enver paşa’nın emriyle 125 bin Osmanlı askeri dondurucu soğuğa rağmen dağın doruklarına gönderildi. Plana göre Allahuekber dağları aşılıp Ruslar Sarıkamış’ta imha edilecek ve Sarıkamış Ruslardan temizlenecekti. Ama yoğun kış şartları karşısında askerimizin içinde bulunduğu durum ve imkânsızlık hiç hesap edilmemişti. Yaz kıyafetiyle ve yeterli erzak olmadan eksi 40 derecelik soğuğa gönderilmişti Mehmetçik… 

Üstelik olumsuzluk sadece kış şartlarıyla bitmiyordu. Karla kaplı dağ başına gönderilen ve soğuktan tir tir titreyen Mehmetçiğe arkadan hiçbir destek gelmiyor, gıda, silah, ilaç ve giyecek ikmali yapılamıyordu. Askerin yiyeceği yok, yatacak yeri yok, hastalık hat safhada idi. Bu şartlarda düşmanla değil açlıkla, hastalıkla ve dondurucu soğukla savaşmaya gönderilmişti Mehmetçik…  

 Sonuç malum… 90 bin şehit… hiç kurşun atmadan, düşmanla savaşmadan…  Bazısı çömelmiş, kimi bir ağacın gövdesine dayanmış, bazıları silahına dayanmış oturur vaziyette, kimisi de yatır halde kardan heykellere dönmüşler. Ve arkadan aç kurtlar saldırmıştır Şehit Mehmetçiğin bedenine…

Enver paşa, Sarıkamış faciasının halka duyurulmasını engellemiş, bu feci olayın basında haber olarak yer almasını veya bildiri yoluyla yayınlanmasını yasaklamıştır. İstanbul halkı bu yürek yakan acı olayı, Rusların dünyaya duyurması üzerine üzerinden yıllar geçtikten sonra öğrenebilmiştir.

Sarıkamış Harekâtı; I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti‘nin, Rusya‘ya karşı 22 Aralık 1914 tarihinde Sarıkamış Kars mevkiine düzenlediği ve büyük kayıplarla sonuçlanan askeri harekâttır.

1877 – 1878 yıllarında yapılan Moskof Harbinde kaybedilen Kars, Ardahan, Artvin ve Batum illerini tekrar Osmanlı topraklarına katmak, Almanya üzerindeki Rus baskısının azaltılması ve Enver Paşa‘nın Turancılık fikirleri harekâtın nedenleri arasında sayılabilir.

I. Dünya Savaşı‘na Almanya‘nın yanında giren Osmanlı Devleti‘nin Rus limanlarını bombalamasıyla birlikte 1 Kasım 1914 tarihinde Rusya Osmanlı Devleti‘ne savaş ilan etti.

1 Kasım‘da Osmanlı sınırını geçerek Köprüköy‘e ilerlemeye başlayan Rusların bu ileri hareketine karşın Başkumandanlık Vekaleti, Hasan İzzet Paşa‘ya tam taarruz emri verdi. Ancak Hasan İzzet Paşa‘nın hava şartlarını bahane ederek karşı taarruza geçmek yerine savunmayla yetinmesiyle kısmi bir başarı elde edildi.

7 Kasım günü Köprüköy Muharebesi devam ederken Almanya‘dan Türk ordusuna gönderilen kışlık elbise ile mühimmat taşıyan 4 gemi Ruslar tarafından batırıldı. Bunun üzerine harekât, yazlık kıyafetler ile yapıldı.

Başkumandanlık Vekaleti‘nden gelen yeni bir taarruz emriyle Türk kuvvetleri 11 Kasım‘da Azap mevkiinde Ruslara saldırdı. Çok sayıda Türk askerinin şehit olmasına rağmen, Ruslar geri püskürtülmüş, askerin morali yerine gelmişti.

Ancak tam bu noktada Hasan İzzet Paşa hayati bir hata yaparak geri çekilen Rus ordusunu takip etme emri vermesi gerekirken Türk kuvvetlerini 10-15 km geriye çekti. Başarılı olunduğu halde geri çekilme emrinin verilmesi Mehmetçiğin moralinin bozulmasına sebep olmuş ve çekilme sırasında ordu yıpranmıştır.

Enver Paşa, 18 Aralık‘ta Hasan İzzet Paşa‘yı görevden alarak ordunun komutasını üstlendi ve 22 Aralık‘ta Sarıkamış‘a taarruz emrinin verilmesiyle yürüyüş başladı.

Bu günlerde hava şartları iyice ağırlaşmış, 9. Kolordu bu günlerde yetersiz kalmış, yürüyüşü kolaylaştırmak amacıyla çanta ve kaput bıraktırılan askerler donarak ölmüş, donan ve köylere dağılan askerler neticesinde mağlubiyet kaçınılmaz olmuştu.

Sarıkamış Harekâtına ilişkin tarihi kaynaklarda çok farklı rakamlar verilmektedir. Bazı kaynaklarda 90 bin askerin donarak öldüğü söylense de, Tarihçi-yazar Mehmet Niyazi, tüm Osmanlı zayiatlarının 60.000 olduğunu bunlardan 23.000 askerin donarak öldüğünü, Rus zayiatlarının ise 30.000 olduğunu belirtmektedir. Bunun dışında bazı kaynaklarda da 60 bin askerimizin donarak öldüğü haberi yer almaktadır.

Sayı ne olursa olsun, ağır hava şartlarında on binlerce Mehmetçiğin donarak ölmesine sebebiyet vermek çok büyük bir sorumluluk ve vebaldir.

Vatan için ölüme yürüyen Sarıkamış şehitlerini bir kere daha rahmetle anıyor, tüm şehitlerimize Rabbimizden gani gani rahmetler diliyor ve sizleri şiirimle baş başa bırakıyorum. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim…

                   SARIKAMIŞ'TA...


  1. Binlerce kahraman çıkmıştı yola,
    Cihadın aşkıyla, hepsi kol kola,
    Acısı duruyor, kalplerde hâlâ
  2. Donup da kaldılar Sarıkamış't


  1. Kardan adam gibi oldular onlar,
  2. Buzdan heykel gibi kaldılar onlar,
    Kanları çekildi, soldular onlar,
  3. Donup da kaldılar Sarıkamış'ta.

  1. Gençlik baharları, birden sarardı,
  2. Beyinler uyuştu, gözler karardı,
  3. Şehitlikti makam, yüzler ağardı,
  4. Donup da kaldılar Sarıkamış’ta.

  5.  
  6. Dini mübin için verildi canlar,
    Ebede uçtular akmadan kanlar,
  7. Hallerine şahit, o kara günler,
  8. Donup da kaldılar Sarıkamış’ta.

  1. Libas yazlık ama itiraz yoktu,
    On binlerce yiğit ebede aktı,
    Cennet’e giderken, makama baktı,
  2. Donup da kaldılar Sarıkamış'ta.

  1. Her yeri inletti “Allah” sesleri,
  2. Bir anda kesildi tüm nefesleri,
  3. Şehitlerin Cennet hep adresleri,
  4. Donup da kaldılar Sarıkamış’ta.

  • Melekler dinledi feryatlarını,
  • Hak deftere yazdı cihatlarını,
  • Her biri aldılar beratlarını,
  • Donup da kaldılar Sarıkamış’ta.


  1. Yürekler yanmıştı, dünya anladı,
    Dağıyla taşıyla tüm arz çınladı,
    Yerler yankı yaptı gökler inledi,
  2. Donup da kaldılar Sarıkamış'ta.

  1. Bütün dünya hayran, Mehmet’ti bunlar,
  2. Vatan mukaddestir, bilenler anlar,
    Donup da kaldılar Sarıkamış'ta.
  3. Korkmadan ölüme, koştu kurbanlar,


  1. Bu kahramanları, her yıl anarız,
    Bedenler üşürken, içten yanarız,
    Gönülden, yürekten biz de donarız,
  2. Donup da kaldılar Sarıkamış'ta.

  1. Artık o yiğitlere Fatiha gerek,
  2. Hepsi bir kahraman, hepsi mübarek,
    Bedenler altına, serildi yürek,
  3. Donup da kaldılar Sarıkamış'ta.

  1. Salih Sedat dua et sen onlara,
  2. Mertebesi yüce olan canlara,
  3. Peygamber kucağı açık bunlara,
  4. Donup da kaldılar Sarıkamış'ta.

               SALİH SEDAT ERSÖZ