“Delikli demir icat edildi, mertlik bozuldu” derler ya…

İnternetin hayatımıza girmesinden ve sanal bir âlemin içinde ister istemez şu veya bu şekilde olmaya başladığımız zamandan bu tarafa gençliğimize bir hâller olmaya başladı.

Sümer tabletlerinde ortaya çıkan “Bu gençlik nereye gidiyor?” sorusuna insanoğlu, günümüz cep telefonundan öte cep bilgisayarları ve ekranlarında rastladığımız modern tabletlere varıncaya kadar hep aynı sualin cevabını yüzyıllar boyunca arayıp durdu.

***

Dante'nin Cehennemi'nde kendisinden “Üstat” olarak bahsedilen antik Yunan filozoflarından Aristotales (Aristo), M.Ö. 350 yılında "Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar, yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar" diye yazmış.

***

Yunan didaktik şiirinin babası olarak bilinen Hesiodes ise, "Günümüz gençleri öyle umursamaz ki, ileride ülke yönetimini alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağır başlı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. Çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar." diyor.

***

Üstâd Necip Fazıl, Gençliğe Hitabesi’nde; “Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik...” arzuluyor ve “Halka değil, Hakka inanan; meclisinin duvarında 'Hâkimiyet Hakkındır' düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik...” özlemiyle yanıyordu.

***

Hz. Âdem aleyhisselâm ile Havva anamızın çocukları Habil ve Kâbil’den beri insanoğlu bir mücadelenin, uğraşın, çabalamanın içerisinde sürekli bir meşguliyet aramış, boş durmamaya olabildiğince özen göstermiştir. Genç anlamına gelen “feta” kelimesinden gelen Fütüvvet kavramını Hz. Âdem’e kadar dayandıran sûfîler aynı zamanda tasavvufu tarif etmişler, onun çeşitli anlamlarını fütüvvetnâmelerde açıklamaya çalışmışlar. Kur’an’daki fütüvvet kavramı ise feragat, cömertlik, içtenlik, arkadaşlık, başkalarının haklarını gözetme, ayrım yapmama, güzel sözlü olmak, saçıp savurmaktan kaçınmak, husumetten uzak durmak ve hoşgörü gibi kavramları içermektedir. XIII. yüzyılda Türklerin kurduğu Ahilik Teşkilâtının temeli de buraya dayanmaktadır. Sülemî’nin şu sözlerine dikkatinizi çekerim: “Bil ki Fütüvvetin aslı dini gözetmek, sünnete uymak, Allah’ın Peygamberine emrettiği şu sözleri yerine getirmektir: “Affı al, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.”; “Şüphesiz ki Allah adâleti, iyilik yapmayı, yakınlara bakmayı emreder; fahşayı, her türlü zinâ ve ahlâksızlığı, açıklık ve çıplaklığı, hayâsızlığı, fenâlığı ve zulmü/azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size öğüt verir.” (Nahl 16/90.)

***

Düşünen, fikir üreten ve yürüten münevver/aydın insanlar olarak “Gençliğimiz nereye gidiyor?” sorusuna cevap bulmak ve bulduğumuz cevapları onlara tebliğ etmek gibi bir ulvî vazifemizi yerine getirmek istiyorsak, sanal âlemden başka bir âlemin kalmayacağını şimdiden ön görmeliyiz. Gelecek neslin yaşayacağı yer orası olmaya başladı. Buna hazırlıklı olmalıyız. Sanal dünyadaki sanal gençliğe ulaşmanın metotlarını öğrenmeliyiz.

21.yüzyılın tebliğcileri sanal âlemi asla es geçemezler. Burada devletin, dinin, törenin, ahlâkın, adaletin, merhametin, gelenek ve görenekler ile örfün olmadığı yeni bir dünya kuruluyor. Paralel bir evren olan Meta Verse’de her şeyi size hissettirecek, duygularınıza iyi veya kötü yönde yön verilecek, uzakta ailesine hasret çekenler ve sevgililer o sanal ve paralel evrende birbirleriyle buluşturulacak.

***

Uzun bir zaman değil, belki beş belki de on sene sonra herkesin gözünde bir metagörse gözlükleri takılı olacak. Maskeli günlerden ve yıllardan sonra metaverse gözlüklü yıllara doğru evrileceğiz. Yapay zekâya sahip robotlar hayatımızın vazgeçilemeyen bir parçası(metası) hâline gelecek. Akıllı cadde ve sokaklarda TOGG gibi akıllı arabalara bineceğiz. Çok hızlı trenlere binip pasaportsuz pek çok ülkeye gidebilecek ve diyar diyar gezme imkânı bulabileceğiz.

Mübarek üç aylarınızı, Regaib Kandilinizi ve tevbe kapılarının ardına kadar açık olduğu Receb ayınızı, üç ayların ilk cumasını kutlarım.

Rabbim bizi, Receb ayında nedamet ateşinde yananlardan, Şaban ayında selât-u selâmla şefaata kavuşanlardan ve ulaşmayı temenni ettiğimiz Ramazan ayında da oruçla birlikte affedilenlerden eylesin.