Her ne olursa olsun yaşamımızı sürdürmek zorunda olduğumuz gibi, sağlıklı kalabilmemiz gıda maddelerini tüketmemize bağlıdır.

Yeterince beslenemezsek vücut direncimizi sağlayamayıp, her hangi bir hastalığı da kolay kolay atlatamayız.

Sağlıklı kalmanın ön koşulu iyi beklenme ve sağlımızı korumakla olacağından beslenmemize dikkat etmeliyiz.

  1. yoğun ve stresli çalışma hayatı, teknolojinin hızlı gelişimi, seyahat imkânlarının çoğalması ve çevresel faktörlerin değişmesi hepimiz için sağlığımıza özen göstermemizin gerekliliğini ortaya koyuyor.

Öyleyse hayatımızı devam ettirebilmemizde beslenmeden geçtiğine göre, beslenmeye özen göstermeli ve temel gıda maddelerini eksiksiz tüketmeliyiz.

Ancak temel gıda maddelerinin sürekli zamlanması, yaşadığımız salgın ve ekonominin iyi olmadığı süreç de bu gıda maddelerini almada parasal olarak zorluklar yaşandığımız da bir gerçektir.

Vatandaşlar olarak bizlerin temel gıda maddelerinin sürekli zamlı bir şekilde almamız yerine, bir fiyat istikrarının sağlanmasıyla pahalı ürün tüketimi engellenebilir.

Umarım bundan sonra temel gıda maddelerinin sürekli artışına karşın gerekenler yapılarak, pahalı gıda ürünleri tüketmeyiz.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonun Ar-Ge birimi KAMUAR’ın Temel Gıda Ürünlerinin artışlarıyla ilgili araştırmasını sizlerle paylaşacağım.

Araştırmaya göre, gıda maddelerindeki yükseliş sürüyor. Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 1,8 oranında artarken, yılın beş aylık döneminde de yüzde 13,7, son bir yıllık dönemde ise yüzde 32,5 oranında bir artış kaydediliyor.

Salgın sürecinin de etkisiyle halkın önemli bir bölümünün iş yapamadığı için gelirini tümüyle ya da büyük bir bölümünü kaybettiği bir dönemde, temel gıda fiyatlarındaki artış da yoksulluğu hızla büyütüyor.

Birleşik Kamu-İş’in, Ankara’daki pazar ve marketlerden her ay düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 76 gıda maddesinden oluşan araştırmasının, Mayıs 2021 ayı sonuçlarındaki gibi İç Anadolu Bölgesinin bütün illerinde aynı tablo ile karşılaşırız.

Araştırmayla, gelirinin büyük bölümünü gıdaya ayırmak zorunda olan ve enflasyona karşı herhangi bir koruması bulunmayan, sabit gelirlilerin, ücretlilerin ve yoksulların yaşadığı gerçek enflasyonun boyutunun ortaya konulması amaçlanmıştır.

Temel gıda fiyatlarında bu yıl Ocak ayında yüzde 3,6, Şubat’ta da yüzde 2,8, Mart’ta yüzde 2,5, Nisan’da da yüzde 2,3 oranında artış yaşanmıştır.

Bu yıl Mayıs’ta geçen yılın Mayıs ayına göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 21,5, et-balık fiyatlarında 14,1, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 30 oranında artış oldu.

Bir yıl öncesine göre yağ fiyatları yüzde 44 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 37,6 oranında, sebze fiyatları ise yüzde 88,7 oranında artış gösterdi.

Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 22,7 diğer gıda fiyatları ise yüzde 15,7 oranında zamlandı.

Mayıs ayında yüzde 1,8’le devam eden gıda ürünlerindeki artış trendi; işgücünün yüzde 30’una yakınını oluşturan 10 milyona yakın vatandaşın atıl durumda olduğunu gösteriyor.

Diğer bir ifadeyle ya hiç geliri olmadığı ya da düzensiz çok az bir gelirle geçinmek zorunda olduğumuz bu dönem, açlık ve yoksulluk riskini önemli ölçüde artırıyor.

Temel gıda maddelerinin sürekli zamlanmasıyla satın alma gücünün her geçen gün zorlaşması da doğrusu vatandaş olarak hepimizi düşündürürken, endişemizi de derinleştiriyor.

Ülkemizde ve bazı ülkelerde temel gıda maddelerinin fiyatlarının yükselmesi toplumsal tepkilere neden oluyor.

Fiyat artışlarının ekonomik, sosyal, coğrafi, politik birçok nedeni bulunmakla birlikte, ülkeden ülkeye değişkenlik göstermektedir.

Hatta dünya genelinde artışların nedenleri üzerine geniş araştırmalar yapmaya başlamışı da önemli bir gelişmedir.

Başta enerji olmak üzere, ham maddelerin ve girdi maliyetlerinin yükselmesi, kuraklık, çevresel duyarlılıklar, küresel ısınma, spekülasyonlar gibi birçok nedene dayandırılan gıda fiyatlarındaki artışlar, özellikle dünyanın yoksul kesimlerinin ve gıda ithalatçısı ülkelerin temel sorunu haline gelmeye başladı. Hatta dünya ticaretinde de daralmaya yol açmaktadır.

Ülkemizde de tarım ve gıda fiyatlarındaki artışların, dünyadakine benzer eğilimlerin yaşanması gıda güvencesinin sağlanması noktasında konunun önemsenmesini gerektiğini ortaya koyuyor.

Bu durum karşısında yapılacak olanda, temel gıda ve tarımsal ürün üreticilerinin desteklenmesi, sorunların çözümü ve gıda ürünlerindeki artışlara neden olan aracıların ortadan kaldırılması sanırım bir çözüm olacaktır.

Ekonomik kazancımızın azalması ve temel gıda fiyatlarındaki artışla yaşanacak olan yoksulluğun hızla büyümesinin önüne geçilir.

Ne dersiniz sizce de böyle yapılması gerekmez mi?