Eylül 2021 ayı Sağlıkta Şiddet raporu yayımlandı. Buna göre, Eylül 2021’de sağlık çalışanlarına yönelik 15 şiddet olayı yaşandı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Sağlık-Sen Konya Şube Başkanı Dr. Ahmet Uzunay, sağlık çalışanlarının can kurtarmak için can vermekten kaçınmadığını söyledi. Bu kapsamda, sağlıkta şiddet olaylarının kabul edilemez olduğuna dikkat çeken Uzunay, “sağlık çalışanları, Eylül 2021 ayında 15 şiddet vakası yaşadı. Bu vakalarda rol alan 25 saldırgan, 24 sağlık çalışanının mağdur olmasına neden oldu. Eylül ayında, bir önceki aya göre şiddet olaylarında nispi bir azalış yaşanmış olsa da şiddetin neden olduğu korku ve endişe, aynı derinlikte sağlık çalışanlarını tehdit etmeyi sürdürdü” dedi.

Türkiye’de okulların açılmasıyla birlikte koronavirüs vaka sayılarının tırmanışa geçtiği Eylül 2021 ayında, sağlık çalışanlarının iş yükünün arttığını, buna rağmen şiddet olaylarının da sağlık çalışanlarının gündemindeki yerini korumaya devam ettiğini belirten Uzunay, şöyle devam etti, “Sağlıkta şiddet; zaman, zemin ve ‘kurban’ ayrımı yapmadan ilerleyişini kararlılıkla sürdürmektedir. Bu durumun maalesef mesleki bir realiteye dönüşmüş olması, sağlık çalışanlarını çok daha fazla endişelendirmekte, meslekten soğutmaktadır. Sorumluluk sahibi olanların, şiddet olaylarını bütüncül bir çerçevede ele alıp, çözüm üretme yoluna gitmemeleri ise ayrıca düşündürücüdür. Olay bazlı tepki ve yaklaşımlar, gündelik bir hassasiyet oluştursa da ne yazık ki meselenin kökten çözümüne katkı sağlamamaktadır. Bu noktada Sağlık Bakanlığını bir defa daha önleyici, caydırıcı ve engelleyici adımlar atmaya davet ediyoruz. Bu adımların başında ise silah, bıçak ve benzeri yaralayıcı cisimlerle hastaneye girişlere son verilmesi olmalıdır. Saldırganlar çoğunlukla ya hasta ya da hasta yakını olmaktadır. Bu durum sağlıkta şiddet konusunda artık bilinen en temel gerçektir. Bu durumun çıplak bir gerçek olduğu dikkate alınarak, atılması gereken bir diğer adım da hastanelere giriş anından itibaren, şiddet konusunda hassasiyet oluşturucu çarpıcı görsel ve videolara uygun ortamlarda yer verilmesidir. Tabi tüm bunlardan önce Bakanlığın, sağlıkta şiddet konusunda kapsamlı bir eylem planı ortaya koyması gerekmektedir. Çok yönlü çalışılmış bu eylem planıyla, sağlıkta şiddet olayları tamamen ortadan kalkmasa da mesleki realite oluşuna son vermek mümkün olacaktır. Eylül ayında yine şiddet vakalarının baş failleri hasta ve hasta yakınları oldu. 15 şiddet olayının 3’ü hastalardan, 5’i ise hasta ve hasta yakınları tarafından vuku buldu. 5 olaya magandalar sebebiyet verirken, 2 olayı ise idareciler gerçekleştirdi. Bu olayların elbette tamamı can yakıcıdır. Ancak idareci pozisyonundaki kimselerin neden olduğu şiddet olaylarının sağlık çalışanlarını manen çok daha fazla yaraladığı açıktır. Ay boyunca şiddet olaylarının 13’ü hem sözlü hem fiili, 1’i sözlü, 1’i ise mobbing olarak cereyan etti. Eylül ayında şiddet olaylarının en çok yaşandığı yer yine hastaneler oldu. 15 vakanın 10’u hastanelerde yaşanırken, 4’ü sahada, 1 ise aile sağlığı merkezinde gerçekleşti. Şiddet olaylarından en çok etkilenen kesim doktorlar ve güvenlik görevlileri oldu. Bu ay 6 doktor, 6 güvenlik görevlisi, 4 ATT, 3 hemşire ve 5 de farklı pozisyonlarda görev yapan sağlık çalışanı şiddet yüzünden mağduriyet yaşadı. Saldırganlar yine cinsiyet ayrımı yapmadı; mağdurların 4’ü kadın, 20’si erkek oldu. Ay içinde yaşanan şiddet olaylarına sebebiyet veren 25 saldırgandan 9’u hakkında herhangi bir işlem yapılmazken 11 saldırgan gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Saldırganlardan 3’ü tutuklanırken, 1’i hakkında adli işlem başlatıldı, 1 saldırgan hakkında ise arama kararı çıkartıldı. Bu tablo, yapanın yanına kaldığını çok net bir şekilde göstermektedir. Neredeyse her gün bir sağlık çalışanının hakarete maruz kaldığını, darp edildiğini ve hatta silahla yaralandığını görüyoruz. Demek ki mevcut yasalar ve uygulamalar şiddeti önlemeye yetersiz kalıyor. Ayrıca yargıdan çıkan kararlar da şiddet olaylarında caydırıcı bir rol oynamıyor. Bu tablo, akla ‘şiddet sağlık çalışanlarının kaderi mi” sorusunu getiriyor. Maalesef sahada fiili durum bu. Biz bunu reddediyoruz, herkesi de aynı tavrı göstermeye davet ediyoruz. Bir kurumda çalışanların emniyeti, o kurumu sevk ve idare edenlerin sorumluluğundadır. En alttan en tepeye sağlık idaresi, çalışanlarının emniyetini sağlamakla yükümlüdür. Kamunun hiçbir yerinde, sağlık birimlerindeki kadar şiddet olayı yaşanmıyor. O halde sağlıkta şiddeti önleme amacıyla ekstra uygulamalar devreye sokulmalıdır. Sağlık çalışanlarının şiddetle mücadele yükümlülüğü bulunmuyor. Bu yükümlülük idareye aittir. İdareyi yükümlülüğünü bir an önce yerine getirmeye davet ediyoruz.”

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim