Konya, sahip olduğu kültürel mirasıyla, tarihiyle, etkinlikleriyle ve yemekleriyle İç Anadolu’nun cazibe merkezlerinden birisidir. Sadece ortada tek bir sorun var…
Geçen gün turizm haberi için birisiyle özel röportaj yaptığım zaman karşımdaki beyefendinin söyledikleri bana çok mantıklı gelmişti. Beyefendi, “Yaz sezonunun sonuna geldik ama Konya tam anlamıyla turiste doydu demek abartı olacaktır. Konya’da birçok nimet var ama bu şehrin reklamının yeterince yapıldığını düşünmüyorum. Her şey iyi bir reklamda bitiyor” demişti.
Çok doğru…
Şehrimizin reklamı yeterince yapılsaydı Konya denilince akla sadece Mevlana Türbesi ya da etli ekmek gelmezdi. Tamam bu iki unsur Konya için çok önemli, buna asla itiraz etmiyorum ama bu şehir sadece 2 unsurla sınırlandırılabilecek kadar sığ mı sizce?
Turizm anlamında hiçbir şey yapılmıyor da değil. Kesin yargıyla konuşmak yanlış olur. Fakat bu kadim şehrin daha birçok güzelliği var duyulmayan ve görülmeyen…
Konya’nın daha fazla tanıtılması demek bu şehrin turizmde gözde şehirlerden biri olması anlamına gelir. Bu da ekonomiye katkı sağlar. Sonrasında bu da…. Bu da…. Derken bir bakmışsınız zincirleme bir kalkınma!
Mesela neden İnce Minare daha iyi tanıtılmasın ve tıklım tıklım dolmasın ki?
En büyük göllerden olan Beyşehir’de neden su sporlarına ağırlık verilmesin?
Konya’da yaşayan birisi olarak istediğim bu şehrin sadece bir Mevlana Türbesi ve etli ekmekle bilinmemesi…