Türkiye’de birçok problem olduğunu dile getiren Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam, ekonominin bu problemlerin başında geldiğini söyledi. Başkan Saydam, “Bunun yanında şehrimiz tarım şehri. Tarımda problemler yaşanıyor. Girdi maliyetleri yüksek. Geçen yıldan bu tarafa her alanda yüzde 100, 200, hatta yüzde 300’e varan artışlar olduğu halde üreticinin mahsulü yerinde saydı. Diğer taraftan ofis hiçbir hazırlık yapmamış. Çiftçimizi en sıcak günlerde 3-5 gün ofis önlerinde rezil ettiler. Diğer taraftan şehrimizin su problemi de var. Nedense bir türlü çözülemiyor. Obruklar oluşuyor. Maalesef hiçbir adım atılmıyor. Yetkili, yetkisiz, iktidar, muhalefet, oda, çiftçi herkes konuşuyor. Çözümü de biliyor. Ama nedense çözüm için hiçbir şey yapılmıyor” ifadelerine yer verdi. 

SOKAKTA SUÇ MAKİNELERİ GEZİYOR

Ülkenin kendi problemlerinin yanında sığınmacılar diye bir sorun daha çıktığını kaydeden Başkan Saydam, iktidarın da küresel güçlere verdiği söze sadık kalarak, çözüm adına bir adım atmadığını belirtti. Saydam, “Uyuşturucu da ülkede almış başını gitmiş. Sokaklar güvenli değil. Suçtan kaydı olan adamlar sokakta elini kolunu sallaya sallaya geziyor ve suç kayıtlarında önceki rekorunu daha da ileriye götürmenin peşindeler. Suç işlemeye ve serbest gezmeye devam ediyorlar” dedi.

KÖPEK TERÖRÜ DE EN BÜYÜK ŞİDDET

Birçok alanda şiddet olaylarının yaşandığını vurgulayan Saydam, toplumun farklı bir yere sürüklendiğini söyledi. Saydam, “Mevcut hukuk sistemi sorunu çözmediği için vatandaş da kendi adaletini kendisi yerine getirmiş oluyor. Bunlarda gündelik konuşarak geçiştirilenler arasında. Bunun yanı sıra başıboş köpek sorunu da var. Hatta buna başıboş köpek terörü de diyebiliriz. Maalesef hala bu meseleden insanımız ölüyor. Yaralanıyor. Çocuklar travma geçiriyor. Kuduz olanlar oldu. Kuduzdan ölenler oldu. Belediyeler çözsün diye bekleniyor. Barınaklar dolu. İşin ciddi bir maddi külfeti de var sanırım. Bunu da yine herkes, hepimiz konuşuyoruz. Sadece belediyeler bu konuda sessiz. Geri kalan hepimiz yine konuşmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

ZEHRİ ALTIN KASE İÇİNDE SUNDULAR

Ülkedeki eğitim konusu hakkında değerlendirmelerde bulunan Saydam, “Aslında eğitim en önemli meselemiz. Çünkü eğitim geleceğimizi ilgilendiriyor. Ekonomiyi, tarımı, hayvancılığı, şehirleşmeyi veya diğer problemleri kısa zamanda çözebiliriz. Ancak eğitim uzun soluklu bir mesele. Bu iktidarla birlikte doğan çocuklar şu anda okudukları okullardan mezun oldular. Bir nesil bu iktidar döneminde şekillendi. Her meselede olduğu gibi eğitimde de ne hedef vardı ne de planlama. İktidar rastgele akşam aklına geleni sabah icraata koydu. Yani bir nesli heba ettik. Netice ortada. Bu sistem matbuu diploma vermenin dışında başka hiçbir şey veremiyor. Zeki, zehir gibi çocuklarımızı öğütüp, niteliksiz hiçbir işe yaramayan adamlar haline getiriyorlar. Başlangıçta 4+4+4 diye sanki kesintiliymiş algısı verilen 12 yıllık kesintisiz eğitim sistemi ile çocuklar, yeteneklerine göre yönlendirilecek ve ona göre eğitim verilecekti. Allah rızası için soruyorum; Bir tane öğrenci var mı yönlendirilen, yeteneği değerlendirilen? Ben karşılaşmadım. 8 yıllık kesintisiz eğitim sistemi çıktığı zaman ülke ayağa kalkmış, çeşitli protesto gösterileri yapılmıştı. Ama bu muhafazakar iktidar çok kurnaz çıktı. Öncekilerin yapmak isteyip de yapamadığını; 4+4+4 diyerek, 8 yılı 12 yıla çıkararak millete dayattılar. Zehri altın kase içinde sunarak istedikleri sonuca ulaştıkları kanaatindeyim. Süreçte her yere üniversite her ilçeye fakülte açtılar. Nerdeyse ilkokul olmayan köylere bile fakülte açacaklar. Milyonlarca mezun var. Ülkenin ihtiyacı mı değil mi belli değil. Diploma dağıtıyorlar. Herhangi bir planlama yapılmadığı için milyonlarca gencimiz meslek olarak benimsediği, üzerine tahsil yaptığı alanlarla ilgili iş ararken, atama beklerken maalesef yetkililerimiz de dalga geçercesine “iş beğenmiyorlar” açıklaması yapıyor. Ve haliyle ülkemizin yetişmiş gençleri Avrupa, Amerika hayalleri kurmak zorunda kalıyorlar” ifadelerine yer verdi.

Erdem: 'Bizim birbirimizden başka dostumuz yok' Erdem: 'Bizim birbirimizden başka dostumuz yok'

12 YILLIK EĞİTİMİN DAYATILMASI ÇOK YANLIŞ!

İş kuramayan, iş bulamayan, ekonomik rahatlığa ulaşamayan gençlerin evlenmeyi düşünmediklerini ve evlilik hayali kuramadıklarını söyleyen Saydam, “Mesele tek boyutlu değil. Ülkenin geleceği açısından çok boyutlu bir mesele. Yetişmiş insan alanındaki açık, ihtiyacımız olan alanlarda insan yetişmemesi, umutsuzluk, nüfusun giderek yaşlanması, insanımızın bildiği alanda değil de bilmediği alanlarda çalışmak zorunda kalması, haliyle o işle ilgili liyakatsizlik, buna bağlı olarak şiddet vakalarının ortaya çıkması, ülkenin eğitimini en önemli mesele haline getiriyor. Ülkeye doktor, hakim, avukat, öğretmen, mühendis lazım olduğu kadar; çoban, kaportacı, tamirci, boyacı, sıvacı, duvarcı, tornacı, dökümcü, kaynakçı da elzem ihtiyaçtır. Şu anda sanayi alanında usta, kalfa ve çırak noktasında çok ciddi sıkıntı yaşanıyor. Konya sanayimiz üretim noktasında iyi bir noktada. Belki daha da iyi bir noktaya gidecek. Ama kime sorsak aynı dertten muzdarip. İş var eleman bulamıyoruz. Bu başlı başına ciddi bir sorun. 4+4+4 eğitim sistemi bütün çocuklarımızı elimizden aldı. Aldı ama bu eğitim sisteminin ürettiği insan kaynağı maalesef sanayinin ihtiyacını görmüyor. Bu sebeple bu 12 yıllık sistemden vazgeçilmesi gerekiyor. Önceki sistem bile yani ilkokulun 5 yıl olduğu sonrasında okumak isteyenin okuduğu okumak istemeyenin bir işe girip meslek sahibi olduğu sistem bile bundan çok daha güzeldi, çok daha işlevseldi. Geriye dönmek bile büyük bir oranda ülkenin hayrına olacaktır. Acilen bu 4+4+4 diye sanki parçalıymış gibi gösterilen 12 yıllık kesintisiz eğitimden vazgeçilmelidir. Son dönem çıraklık eğitimine önem veriliyor ama burada da veliler, öğrenci, işveren açısından büyük engeller, zorluklar var. Haliyle orada da istenilen sonuçlar alınamıyor. Bu zorlukların kaldırılıp işin akışına bırakılması gerekiyor. İnançlı insanlarız. İnanmayanlar için de dinde zorlama yoktur. Ancak 12 yıllık eğitimle birlikte çocuklarımız için de din ve ahlak eğitiminin de büyük bir oranda sekteye uğradığı kanaatindeyim. Üstünkörü müfredatı, ne öğretildiği, ne kadar öğretildiği belli olmayan din ve ahlak eğitiminin de sonuçları ortadadır. Yaz tatilinde magazin boyutunda verilen din eğitiminin yansıması da magazin olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple de 12 yıllık eğitimden acilen vazgeçilmesi gerekmektedir. Yaz tatilinde cami altlarında disiplinsiz bir şekilde verilecek eğitimin hiçbir faydası olmamaktadır. Hem din eğitimi alsın hem de beşeri ilimleri öğrensin diye gönderdiğimiz imam hatip okulları da maalesef bu manada ağırlığını yitirmiştir. İçi doldurulmadan, tabelacıya verilen talimatla imam hatibe çevrilen okullar hem beklenen eğitimi verememiş hem de toplum nazarında ağırlığını yitirmiştir. Okulların, özellikle liselerin güvenliği yoktur. Okul önlerinde öğrenci, öğretmen, idareci birlikte sigara içmektedirler. Bu manada disiplin yoktur. Yasa ve yönetmeliklerle idarecilerin ve öğretmenlerin öğrenciler nazarında yaptırım uygulayacak hiçbir etki ve yetileri kalmamıştır. Sınav sonuçlarına göre merkezi yerleştirme yapılmaktadır. Okulların uyuşturucu, madde bağımlılığı, çevre güvenliği noktalarında ciddi manada sıkıntıları vardır. Bu sebeple veliler de çocuklarını okula gönderip göndermemekte tereddüt etmektedirler. Ama mecburiyet karşısında el mahkum göndermek zorunda kalmaktadırlar. Bundan 30 yıl önce 40 yıl önce şehirler, sokaklar daha ıssızken, okullar daha uzakken ilkokula giden çocuklar yanında herhangi bir büyüğü olmaksızın okuluna rahatlıkla gidip gelebiliyorken; bugün evimizin penceresinden gördüğümüz okula çocuklarımızı gönderemiyoruz. Ülkenin geldiği noktayı bu bile özetler” diye konuştu.

SERVİSLER ÜCRETSİZ OLSUN!

Sokakların güvenli olmamasından kaynaklı olarak servislerin ortaya çıktığını ama ülkedeki yakıt ve diğer giderlerin yükseldiğinden dolayı servis ücretlerine çok fazla zam geldiğini belirten Saydam, “Bugüne kadar idare eden veliler, bugünden sonra çocuklarını servisle göndermeleri mümkün gözükmemektedir. Buna bağlı olarak ya sokağın güvenliğini sağlayın. Herkes çocuğunu rahatlıkla göndersin ya da bunu yapamıyorsanız, zorunlu olan eğitimin servis ücretini kendiniz karşılayın. Servis ücretsiz olsun. İki – üç çocuğu servisle gitmek zorunda olan aileler var. Şu ekonomik ortamda nasıl karşılasın aileler? Sadece servisle de bitmiyor masraf. Kırtasiye masrafları var. Giyim, kıyafet, ayakkabı masrafları var. Günlük beslenme ile ilgili masrafları olacak. Örneğin bugün bir aile lise talebesi bir evladına kaç lira harçlık vermesi gerekir? Soruyorum sizlere. Kaç lira harçlık vermesi gerekir? 50 lira verse yeterli olur mu? Tost ne kadar? Tavuk döner ne kadar? Zor, çok zor. Rabbim yardımcımız olsun” dedi.

TEK BİR ÇÖZÜM VARDI, O DA OLMADI

Tüm bu problemlerin tek bir çözümü olduğuna ama bunun gerçekleşmediğine dikkat çeken Saydam şunları kaydetti, “Bu çözüm iktidarın gönderilmesiydi. İktidarın gönderilmesi hemen hemen birçok problemin çözümü için yeterli olurdu. Artık bir daha ki sefere. Biz konuşmaya, söylemeye devam edeceğiz. Elimizden şu an için başka bir şey gelmiyor. Allah yardımcımız olsun.”

TUBA KAYA

                  

     

  

Editör: Tuba Kaya