Yüce ve kutsal olan Öğretmenlik mesleği, tarihinin en eski, en değerli, en önemli ve en özel mesleğidir.

İnsanların  aydınlanmasında, medeniyetin gelişmesinde, bilgi ve bilimin nesilden nesile aktarılmasında öğretmenlerin ve öğretmenlik mesleğinin  büyük bir rolü vardır.

Bunun için öğretmenlik mesleği özel olduğu kadar, kutsaldır. Öğretmenlik ve onu icra eden öğretmenler, toplumlar için vazgeçilmez önemli değerdirler.

 Milletlerin ve evrensel olarak insanlık aleminin  mimarları ancak ve ancak öğretmenlerdir. 

Hiç şüphe yok ki; kalkınmanın, ilerlemenin, gelişmenin ve medenileşmenin lokomotifi kaliteli öğretmenlerdir.

Çünkü toplumlar öğretmenlerinin kaliteleri kadar güçlüdür ve çağdaştır. Şuurlu öğretmenleri kadar da beka sahibidir.

Bu nedenle toplumları idare eden yöneticilerinin ve toplumu oluşturan herkesin öğretmenlik mesleğinin  ve bu mesleği icra eden öğretmenlerin değerini her zaman çok iyi idrak etmesi oldukça önem arz ediyor.

Bu mesleği saygın hale getirmek, öğretmenleri maddi yönden rahat edebilecekleri hayat standardına kavuşturmak,her türlü tedbiri almak ve her fedakarlığı göstermek gerekir.

Yıldan yıla sadece 24 Kasım Öğretmenler Gününde öğretmenleri hatırlayıp onları övmek ve anmak yetmez.

 Öğretmenlerin ve öğretmenlik mesleğinin değeri bir güne sığdırılmayacak kadar büyük ve oldukça önemlidir.

 Ancak Öğretmenlerin toplumdaki statülerini yükselterek, saygınlıklarını arttırarak değerini arttırabiliriz.

 Öğrencisi ile veli ve yöneticisi ile topyekun toplumun bütün bireyleri ile öğretmene ve öğretmenlik mesleğine değer vererek, saygı duymalıyız.

Aksi takdirde öğretmenlerimize değer vermeyerek, saygı duymayarak, onu itibarsızlaştırırsak

 öğretmenlik mesleği de yıpranır.

Bunun sonucunda,  Eğitim- Öğretim olumsuz etkilenir ve kalite düşer. Haliyle topyekun toplum zarar görür.  Uzun vadede ülkenin istikbali de iyiye gitmez.

Bundan dolayı bu tutum ve davranışlardan uzak durmalıyız.  

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V),“Yalnız şu iki kimseye gıpta edilir. Allah’ın kendisine ihsân ettiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse; Allah’ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına da öğreten kimse.”

Peygamberimizin işaret ettiği gibi, bizlere ilim öğreten öğretmenlerimiz, her zaman gıpta ile andığımız ve ölünceye kadar da anacağımız kimselerdir.

Hz. Ali'ninde, "Bana Bir Harf öğretenin, 40 Yıl Kölesi Olurum" sözünden de anlaşıldığı gibi, ömrümüz boyunca öğretmenlerimizin haklarını ödeyemeyiz.

Cumhuriyetimizin kurucusu ve Başöğretmen Atatürk, “Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır.’ dediği gibi, öğretmenlerimiz dünya genelinde ve ülkemizde de en saygı değer kişilerdir.

 Gelinen süreçte maddi yönden sıkıntı içinde olan ve yarınına güvenle bakamayan öğretmenlerimiz, kendisini mesleğine veremez ve başarılı olamazlar.

Ülkemizin gelecekte güçlü olmasını istiyorsak öğretmenlerin itibarını ve statüsünü yükseltmemiz, var olan sorunlarını acilen gidermemiz gerekiyor.

 Öğretmen maaşları ve ek ders ücretleri acilen arttırılmalıdır. Sözleşmeli öğretmen uygulamasına son verilmeli, öğretmen meslek kanunu öğretmenlerin görüşleri alınarak yeniden düzenlenmelidir.

Bunun yanında, atama bekleyen öğretmenlerin ataması yapılmalı, öğretmen alımlarında mülakat uygulamasına son verilmeli, idareci atama yönetmeliği torpili, kadrolaşmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden düzenlenmelidir.

Bu sorunların giderilmesi dileği ile tüm Öğretmenlerimize sağlık ve başarılar dilerken, günlerini de kutluyorum.

Sonuçta  Öğretmenlerimiz geleceğin mimarıdır. Ülkemizin kalkınması, çağdaş uygarlık seviyesinin bile üstüne çıkma hedefine ulaşması ancak öğretmenlerin yetiştireceği fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ile mümkündür.

Diğer taraftan, Hepimizin hayatında ilkokuldan, ortaokula, liseden üniversite eğitimi hayatında öğretmenlerimizin emekleri de çok büyüktür.

Anne ve babamızdan sonra bize hayata hazırlayan, yetiştiren en güzel erdemleri ve davranışları bize öğreten öğretmenlerimiz değil mi?

Onun içinde bizlerin üzerindeki haklarını, çabalarını ve emeklerini de hiç bir zaman ödeyemeyiz.

İşte bütün bunlardan dolayı da, öğretmenlerimizi sadece bir günde anmak büyük bir vefasızlık olur  diye düşünüyorum.

Ne derseniz sizce de öyle değil mi?