İbrahim adında bir Allah dostu hacca gitmek için yola çıkar giderken kafile bir yerde mola verir anda yanlarına bir dilenci gelir Allah rızası için bir sadakaya ihtiyacım var der

Kimileri bir şey vermez kimilerde birkaç kuruş verip adamı baştan savmak ister hacı adayı İbrahim Efendi adamın durumuna bakar dilenci değil hakiki ihtiyaç sahibi olduğunu anlar ona ihtiyacını görecek kadar yüklüce bir para verir ve oradan ayrılıp yola revan olurlar

Hacda vazifelerini ifa ederlerken, Bir gün insanların etrafında tevazu ile akın akın dolaştığı Kabe yi muazzam anın dibinde laubali, gayri ahlaki, durumda yatan bir adam varmış. Hacı İbrahim adamı uyandırıp, böyle bir saygısızlığı nasıl yaptığını böyle bir saygısızlığın çok günah olduğunu acı bir dil ile adama söyler adamda hiç karşılık vermeden kalkar gider hacı İbrahim de o gün ziyaretini tamamlar ve evine gider

BUNLARI VE BUNDAN SONRA OLANLARIŞAİR İSMAİL İN ŞİİRİNDEN OKUYALIMDA MERAKIMIZ GİTSİN

Bir zamanlar İbrahim adında Allah dostu bir adam

Hacca gitmek için İstanbul dan yollara olur revan

Vasıtaları yolda bir beldede mola vermiş

Yanlarında çok utangaç bir dilenci belirmiş

Herkes cebinden dilenciye üç beş kuruş uzatmış

İbrahim Efendi o zata şöyle dikkatlice bir bakmış

Herhalde bu adamın ihtiyacı çok fazladır

Cebinden yüklüce bir parayı dilenciye uzatır

Yola revan olurlar hac yerine varırlar

Vazifeyi ifa için saf saf olup dururlar

Kâbe kıblegahımız da tavaf yapıp dururken

Yatan bir adam görmüş laubali uyurken

Şöyle dürtmüş adamı nedir böyle bu halin

Böyle günah işlersen çoğalır bak vebalin

Taa uzaktan gelmişiz buralar saygın yerler

Sonra sevap yerine bize günah yüklerler

Adam ses çıkarmadan oradan kalkıp gidiyor

İbrahim Efendi de iyi iş yaptım diye yola devam ediyor

Bizi hacı İbrahim’in düşünde bir şey oldu

İki nur yüzlü adamın sözüne muhatap oldu

Biz Resulullah ın gönderdiği elçileriz

Hemen düş önümüze seni mahkeme götüreceğiz

Götürürler İbrahim beyi yemyeşilce bir yere

Her taraf hurma ağacı arada ufak bir eve

Getirdik suçluyu Resulullah diye kapıyı vururlar

İbrahim efendiyi suçlu yerine alırlar

Bizim hacı İbrahim korkudan titrer durur

Davalı sandalyesinde uykudan uyandırdığı adam oturur

Resulullah efendimiz hemence söz alarak

Hacı İbrahim beyin şöyle yüzüne bakarak

Bu kardeşinin uykusuna sen neden mani oldun

İstirahat halindeyken neden rahatını bozdun

Utancından korkudan hiç başını kaldırmaz

Doğru bunu kaldırdım ama bu size saygılı olmaz

Orada yatarak size saygısızlık ediyordu

Çok laubali bir görüntü sergiliyordu

Amacım onu rahatsız etmek değildi

Eğer hata yaptıysam özür dilerim dedi

Bak dediler davacıya kardeşinin kötü niyeti yokmuş

Bizi lisan-ı dil ile uyarmak için yapmış

Mademki niyeti beni uyarmakmış bu kardeşin

Bende davadan vazgeçip hakkımı helal ettim

Derler ve ayrılırlar orada mahkeme biter

Kimi mahzun kimi sevinçli hepside evine gider

Ertesi gün aynı adamlar yolda karşılaşırlar

Hacı İbrahim o adama neden böyle yaptığını sorar

Derki adam ben kimim sen beni bilebildin mi?

Tanımadın herhalde çok para verdiğin dilenciyi

Senin iyiliğine karşı iyilik yapmak istedim

Peygamberi gör diyerek seni şikâyet ettim

Siz bana bol yardım yaparak yüzümü ak ettiniz

Resulullahın yüzünü görmeyi siz çoktan hak ettiniz

Ama sen hicabı hayâdan yüzünü kaldırmadın

Hâkim makamında oturan peygambere bakamadın

Yüzümün kızardığını görüp sadakayı benden esirgemedin

O hüsnü kalbin iyiliğinden şimdi göklere erdin

Ozan İsmail der ki işte az sadaka çok bela savar

Hakka ulaşmak için bir bir açılır yollar

Ver sadakayı ihtiyaçlıya fakir hor görülmesin

Sağ elin verdiğini sol el bile görmesin

Ne zengin toktur dünyada ne de fakir kalır aç

Ya rab namerde değil de merde de eyleme muhtaç

İsmail Desteli 20 – 07 -- 2004 ev