Aklınıza gelebilecek her şeye sebat gösterip, dayanmak, sabretmek en güzel hasletlerden biri. Zira ayetiyle müjdeliyor Cenab-ı Hakk, 'Sabredin. Çünkü ben sabredenlerle birlikteyim.' Esasında kolay değildir bir sıkıntı anında sabır göstermek. Gerçekten yürek ister, cesaret ister, güç ister. Ama unutulmamalıdır ki, Yaratan sabır gösterenleri sevdiğini müjdeliyor ve ben de onlarla birlikteyim diyor.
Kainat Serveri, Hâlık'tan sadece iki şey istemeyi tavsiye ediyor. Nedir onlar? 'Ayakta duracak kadar sıhhat, yetecek kadar rızık.' Yine devamında Efendiler Efendisi, yüzü suyu hürmetine yaratılan Nebi buyuruyor ki, 'fazlasını isterseniz de verir, ona asla zor gelmez. Fakat rıza-ı ilahiyi kazanamayabilirsiniz.' Sabırla ilgili sözlerime başlamıştım. Ne alaka? diyebilirsiniz. Şöyle ki; Ondan gelen hayır veya şer her neyse katlanmak, daha beteri için bugünkü durumuna şükretmek ve yine sabır, sabır, sabır niyaz etmek.
Hayat bir mücadele. İçerisinde envai çeşit sürpriz barındırıyor. Ne zaman nerede karşına ne çıkacak, nelere maruz kalacaksın, hangi durumlara düşeceksin, bilemiyorsun. Çünkü acizsin. Ufacık bir hastalıkta yeri geldiği zaman yatağa mahkûm olabiliyorsun. Yani gücü sınırlıdır insanoğlunun. İster padişah olsun isterse dünyanın hakimi. Neye yarar, Yaratan'ı küstürdüysen.
Genelde insanoğlu dara düştüğü zaman isyankâr olur. Zaman zaman da başına gelen bir felaket veya musibetten dolayı bir an rehavete kapılıp, isyan edici sözler sarf edebilir. Her iki durumda da Allah muhafaza. Tevekkülü, tedbiri elden bırakmadan sonuca, kadere razı olmaktır mesele. Yine her iki durumda da sabır göstermektir yiğitlik.
Hem komşu ülkelerdeki iç karışıklıklar hem de kendi içimizdeki kargaşalar, hiç iyi günlere gittiğimizi göstermiyor. Ama şu da var; su bulansın ki durulsun. Malum, bulunmadan durulmuyor su. Dikkat ettiyseniz nerede bir Müslüman var ise hem kan ve gözyaşı hakim o topraklarda. Cenab-ı Hakk hiçbir kuluna zulmetmez. Hiçbir kuluna taşımayacağı yük yüklemez. Bakalım Mevlam neyler! Neylerse de güzel eyler.