Bu zaman kadar sayfamızda birçok derneği tanıttık. Hepsinin de birbirinden iyi amaçlar taşıdıkları kesin. Ama Ahde Vefa Turan Birliği Sosyal Yardımlaşma ve Eğitim Derneği yaptığı yardımlar ile bütün derneklerden kendisini ayırmıştır. Aynı şekilde dernek başkanı Harun Maral da tüm insanlara örnek olabilecek hassasiyete sahip biri. Onunla muhabbet etme fırsatı yakaladığınızda gözünüze çarpan ilk şey ne kadar istikrarlı ve yardımsever biri olduğudur. Mülteciler konusunda bu kadar düşünceli ve yardımsever davranması sizde takdir etme duygusu uyandırır. Bununla birlikte aynı hassas düşünce yapısına sahip olmadığınız için kendinize için içten içe kızarsınız. Kendini insanlara yardıma adamış ola Harun Maral yaptıklarıyla bütün insanlara örnek teşkil etmektedir.

Kendinizden bahseder misiniz?

Ben Harun Maral 1961 Ağrı doğumluyum.  Konya'ya babamın memuriyeti sebebi ile geldik. Eğitim hayatımı Konya'da tamamladım. Meram'ın eski ilçe başkanıyım. Aynı zamanda bir dönem ülkü ocakları başkanlığı yaptım. Şu anda küçük çaplı ticaret ile uğraşıyorum. 1 yıldır da Ahde Vefa Turan Birliği Sosyal yardımlaşma ve Eğitim Derneği'nin başkanlığını yapıyorum.

Derneğin kuruluş hikâyesi nedir?

Ben yurtdışında ticaret hayatı ile ilgileniyordum. 2014 yılının başlarında Konya'ya döndüm.  Bizim  camiaya, Türk milliyetçiliği hareketine mensup arkadaşlarımla olan sohbetlerimde Türk milliyetçiliği fikrinin 1980'li yıllarda kaldığını, üniversite ve halk arasında kopukluk olduğunu aynı şekilde bürokrasi ve halk arasında da kopukluklar olduğunu, Türk milletinin önceliklerinin hızla değiştirildiğini, Türkiye'de büyük bir zihniyet değişikliği yapıldığını, milli ve manevi duyguların zayıflatıldığını ve milli şuurun zede aldığını sohbetlerimizde konu edindik. Buna karşı ne yapabiliriz sorusuna cevaben de tarihimize vefa, ahde vefa, fikirlerimize vefa, milli değerlerimize vefa, konularında büyük bir eksikliğinin olduğunu da düşünerek Ahde Vefa Turan Birliği isimli derneği kurduk.

Derneğinizin amaçları nelerdir?

Birinci hedefimiz Türkiye'ye ve Konya'ya yurtdışından gelen Balkanlardan, Kafkasya'dan ve Ortadoğu'dan gelen yabancı uyruklu öğrencilere sahip çıkmak. Çünkü bu öğrenciler okul yurt arasında 4 yılı doldurduktan sonra Türk toplumu ile herhangi bir entegrasyon yaşamadan memleketlerine dönüyorlar. Onlar bizi biz onları tanımıyoruz. Üniversitede okuyan bu öğrencilere sahip çıkarak, onlara milli, manevi, dini değerlerimi öğreterek onları hem burada eğitim alan hem de Türkiye ile entegre olmuş birer birey olarak ülkelerine göndermiş oluyoruz.

İkinci hedefimiz bürokraside, üniversitelerde ve halk arasında ben Müslüman'ım ban Türküm diyen ama hem İslam'ı hem de Türklüğü yeterince tanımayan yığınlar olduğunu gördük. Her şeyin yüzeysel ve sembolik olduğunu düşünen yığınlar olduğunu fark ettik. Dernek vasıtası ile yani seminerler, konferanslar, kitap ve dergiler vasıtası ile ulaşabildiğimiz ve hitap edebildiğimiz kadar insana milli ve manevi konularda bir eğitim çalışması yapmak.  Seminerler ve konferanslar vasıtası ile insanı eğitecek bilgi akışı sağlamak.

Derneğinizin faaliyetleri nelerdir?

Biz yardım derneği olarak kurulduk ve elimizden geldiği kadar insanlara yardım ediyoruz.  Öğrenci bursları veriyoruz. Düğünlerde, nişanlarda ve cenazelerde dayanışma sağlıyoruz. Çünkü şehirler büyüdükçe insanlar yalnızlaşıyorlar. Şehir hayatının getirdiği yalnızlaşma insanları birbirinden uzaklaştırıyor. Biz onları biz onları bir araya getiriyoruz.

Yabancı uyruklu insanlara ne gibi yardımlar yapıyorsunuz?

Bütün bu faaliyetleri yaparken Irak'tan Suriye'den gelen mülteciler sorununu kucağımızda bulduk. Bunların durumlarını incelediğimiz zaman yüzde 90 olarak her türlü yardıma ve desteğe muhtaç insanlar olduğunu gördük. O insanların ülkesinde savaş var. Kaçmış gelmiş Türkiye'ye. Elinde kalan son parayı da bir emlakçıya vermiş. İşsiz ve çaresiz hayatla yüz yüze kalmış. Bu insanların kafasındaki Türkiye imajı çok önemli eğer bunlara yardım edilir destek olunursa kafalarındaki Türkiye imajı güçlenecek ve geldiklerine memnun olacaklar. Ülkelerine de dönseler burada da kalsalar Tür milletinin bu imajı onlarla yaşayacaktır. Çocuklarına ve hatta torunlarına bu imajı öğreteceklerdir. Tam tersi olursa da yardım için buraya gelenler bu yardım elini bulamazlarsa da kafalarındaki Türkiye ve Türklük imajı zedelenecektir. Hatta Türk ve Müslüman olduklarına pişman olacaklardır. Avrupa'ya kaçmak isteyen mültecilerin din değiştirmeyi bile göze alabildiklerini öğrendik. Aç insan inançlarını da yiyebiliyor. Dolayısı ile biz dernek olarak mültecilere gıda, sağlık, ev eşyaları v.b. yardımlar yaparak onların burada hayata tutunmalarına destek oluyoruz.

Yardımlarınızdan bahseder misiniz?

Olabildiğince evlerini düzmeye çalışıyor ev eşyası yardımı yapıyoruz.140 aileye toplamda 70 ton kömür yardımı yaptık. 400 ailenin aklınıza gelebilecek bütün ev eşyasını karşıladık. Bu insanların yazın sıcakta kışın soğukta çok mağdur olmamaları için elimizden geleni yapıyoruz. Tabi biz bunu yaparken Konyalı dostlarımız ve yardımseverlerimiz bize çok yardım etti. Derneğimize ayni ve nakdi yardımlar geldi. Onların yardımları ile biz bu insanlara yardım edebildik. Bunu başarılı bir şekilde yaptığımıza inanıyorum. Türki cumhuriyetlerden gelen 45 öğrenciye burs veriyoruz.  Ayrıca yardıma muhtaç 40 yerli öğrenciye de burs veriyoruz. 25 civarında öğrenciye de misafirhane imkânı sağlıyoruz.

Şu anda Konya'da 60-65 bin mülteci var. Bunların 5 bini Türkmen'dir. Arap kökenli olanlara ve Suriyelilere devlet birçok yardım yapıyor. AFAD, Kızıl ay ve belediyeler aracılığı ile onlara yardım ediliyor.Suriye2den gelen Arapların yüzde 80'i Arap yüzde 20'si Türk'tür. Dolayısıyla devlet imkânlarının çoğu onlara harcanıyor. Bizim buna bir itirazımızın olmaması ile birlikte destek veriyoruz ama aynı şartlarda Irak'tan gelenlerin de yüzde 80' Türk yüzde 20'si Arap olmasına rağmen onlara resmi anlamda hiçbir yardım yapılmıyor.Biz bu çarpık tablo karşısında yardım alamayan Türkmen mültecilere yardım etmeye gayret ediyoruz ki durumları eşitlensin.  Her geçen gün ulaştığımız öğrenci sayısı ve yardımlarımız artıyor. Kuruluş amaçlarımıza uygun olarak Türk milletinin binlerce yıllık ruh dimağından süzülüp gelen bütün değerlerini yarınlara taşımayı amaç edinen bir dernek olarak devam etmek istiyoruz. Bunun için bize insan gereklidir. Doktor, Avukat yada Mühendis değil.

Derneğinizin hedefleri nelerdir?

En önemli hedeflerimizden birisi de politika üstü bir milli şuur geliştirebilmektir.  Örneğin Yunanistan'a gittiğiniz zaman hangi partiden olursa olsun her kesin ortak bir ideali olduğunu görürsünüz. Zengin, fakir, iyi, kötü fark etmez hangi partiden olduğu da fark etmez hepsinin birleştiği tek ortak nokta var: büyük Yunanistan. Bunun için sosyal hayatta ve her yerde gayret içindeler. Aynı şekilde İsrail'e baktığınız zaman bu düşünce yapısını onlarda da görürsünüz. Amerika'ya baktığınızda da onlar okyanusta giden bir gemidir. En alt kamara da yolculuk yapanlar da var en üstte yolculuk yapanlar da var. Hiç biri bu gemiyi batırmak istemez.  Çünkü gemi battığı zaman altta kalanlar şimdi ölür üsttekiler ise 2 saat sonra ölür ama nihayetinde hepsi ölür. Bu da onlara ortak bir amaç verir. Yani tüm bu ülkelerde politika üstü, siyaset üstü bir milli şuur var. Türkiye de sistem maalesef böyle bir milli kültür benimsenmediği için particilik anlayışı ile insanlar birbirlerine düşman olmuştur.  Onun içim çatışma ve öteleme kurgusu üzerine temellendirilen Türk siyasi geleneğine yeni bir boyut kazandırarak, insanımıza politik tercihlerin üstünde bir milli ülkü etrafında herkesi mutabık hale getirmek amacıyla varlık ortaya koyarak, Türkiye'de ortak paydalarda birleşen şuurlu kitleler oluşturabilmek bizim öncelikli hedeflerimizdendir.

Derneğinizin yaşadığı sıkıntılar nelerdir?

Kapitalist sistem Türkiye'de kendine has bir insan kültürü yarattı. Ben merkezci yaşayan, egoist, duyarsız yığınlar oluşturdu. Sistem milli ve kültürel değerlerimize yabancılaşmış Avrupa'yı taklit eden yığınları da oluşturdu. Özellikle bu mağdur kalan mülteciler konusunda ülkenin çoğu duyarlı ama bazılar da çok duyarsız davrananlar var. Bu konuda empati yapmamız gerekiyor. Benim başıma bir şey geldiği zaman ban nasıl ki birilerinden yardım bekliyorsam şu an da onlar benden yardım bekliyor anlayışı taşımamız lazım.Kendi bütçemizi zorlamadan sadece lüks tüketimimizden kısarak bile onlara yardım edebiliriz. Biz insanları duyarlı olmaya davet ediyoruz.

Günlük hayatın yoğunluğu içerisinde insanlar bazı acıları fark edemiyorlar. Kış şartları Konya'da ağır geçiyor. Herkesin etrafında çeşitli yerlerden gelmiş mülteciler var. Bunlar neden gelmiş niye gelmiş ayrı bir konu şu anda buradalar. Çok büyük fedakârlıklar değiş günlük lüksümüzden biraz kısarak bu insanlara yardım edebiliriz. Onlara yardım etmek bizim hem milli hem de dini vecibelerimizdendir. Bu bizim kimliğimizde vardır. Konyalılardan tek isteğimiz onlara yardım edelim. Onlara yardım etmenin vicdani bir görev olduğunu hatırlayalım. 

NİHAL DEMİRCİ

Editör: TE Bilişim