28 Şubat döneminde eğitim ve çalışma hayatlarına son verilen kadınlar tarafından 2017 yılında haklarının savunulması amacıyla kurulan 28 Şubat Öğrenci Derneği’nin Başkanı Emine İlyas, Yenigün’e özel açıklamalarda bulundu. Mücadelelerini şanlı direniş olarak tanımlayan Başkan İlyas, her platformda haklarını arayacaklarına işaret ederek “Öğüt verecek değil, örnek alınacak insana çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde o dönemin kahraman insanlarını toplumla daha sık haşır neşir etmek gerektiğine inanıyoruz” dedi.

 -Kendinizden ve genel başkanı olduğunuz 28 Şubat Öğrenci Derneği'nden bahseder misiniz?

28 Şubat Öğrenci Derneği Genel Başkanıyım. Derneğimiz, adında anlaşılacağı gibi 28 Şubat döneminde öğrenim hakları ellerinden alınmış öğrencilerin bir araya gelerek kurduğu halen 45 ilde temsilciliği bulunan hüviyeti ile tamamen gönüllülük esasına göre hizmet üretmeye çalışmayı hedefleyen bir sivil toplum kuruluşudur.

-Derneğinizin amaçları nelerdir?

Derneğimizin misyonu, 28 Şubat döneminde hak mağduriyetine uğrayan kardeşlerimizin haklarını dile getirirken bir yandan da o dönemde yaşanan acıların yarınlarımız için diri tutularak unutulmasını engellemeye çalışmaktır. Bizler 28 Şubat Öğrenci Derneği olarak, hakları elinden alınmış dernek üyesi kardeşlerimizin haklarına kavuşmalarını dünya menfaatlerini istedikleri için istemiyoruz.

-Üyelerin beklentileri nedir?

Tüm arkadaşlarım 28 Şubat olduğu gibi bugün de gerekirse davaları uğruna tüm maddi kaygıları ellerinin tersiyle kenara itmekten geri durmayacaklardır. Bizler en büyük mükâfatın Rabbimizin rızasını kazanmak olduğunu gayet iyi biliyoruz. Lakin tek bir fitne kalmayıncaya kadar cihat edin ilahi emrini de hiç bir zaman aklımızdan çıkarmıyoruz. Bu yüzdendir ki genç yaşımızda karşılaştığımız büyük sınavda iyi bir duruş sergilediğimizi ve bu duruşa sahip çıkanlarla birlikte tarihe yeni bir yön verdiğimize inanıyoruz. Bu sanlı direnişi gerçekleştiren kardeşlerimizin bu topluma katacağı , çocuklarımıza katacağı çok şey olduğuna inanıyoruz.

-Yeterince anlaşıldığınızı düşünüyor musunuz?

Hatırlayacaksınız ki, peygamber efendimiz döneminde, Erkam’ın evindeki o birliktelik sayıları sadece 40 kişi olan o asil insanlar, yasadıkları onca sıkıntıya rağmen; daha sonra kazanılan başarılarda da Sevgili peygamberimizin en yakınındaki insanlar olmuştu. Biz de geleceğini düşünmeden sırf inandığı değerleri yaşatmak ve hala o amaç uğruna yasamak isteyen kardeşlerimizin haklarının iade itibari için çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızdan aldığımız büyük destekle bunu başaracağımıza da yürekten inanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da önemle üstünde durduğu dindar bir gençlik her müminin asli vazifesi olmalıdır.

-Temel düsturunuz nedir?

Öğüt verecek değil, örnek alınacak insana çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde o dönemin kahraman insanlarını toplumla daha sık haşır neşir etmek gerektiğine inanıyoruz.

-Devletten beklentileriniz nedir?

Yeni Ömerler yeni Haticeler yeni Bilaller yetiştirmenin yolunun Allah’ı ve dinini gereği gibi anlamak olduğunu bilen bir nesil olarak bugün FETÖ’cüler ve işbirlikçiler tarafından gasp edilmiş haklarımızın iadesi konusunda empatiden daha çok adalete ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Önce üniversite önlerinde bekletilen inançlı bir gençlik tasfiye edilirken ellerine KPSS soruları verilen FETÖ’cüler devletin en önemli kurumlarını ele geçirdi. Şimdi ise hesaplaşma vaktinin geldiğine, devletin kadrolarından FETÖ’cüler ayıklanırken boşalan kadrolara asil sahiplerine bu milletin çocuklarına verilmesini talep etmemizin de son derece haklı bir talep olduğunun düşünülmesini istiyoruz.

-O günkü duruşunuz sizleri neyle karşı karşıya bıraktı?

Biz 28 Şubat döneminde gösterdiğimiz duruşa binaen darbecilerin bize yaptıklarına içerlesek de çokta takılmıyoruz. Onlar dinlerinin gereğini yaptılar bizde Islama inanmış bir nesil olarak dinimizin gereğini yaptığımıza inanıyoruz. Ne tür vaatler alsak da örtümüzü olması gereken yerden aşağıya indirmedik.

-Sizleri asıl üzen şey neydi?

Bizi üzen; bizim dediklerimizin vakayı gereği gibi tahlil edemeyişleridir. Bizden önceki büyüklerimiz davalarına yeterince sahip çıkabilselerdi, belki de biz o günleri yani 28 Şubat'ı ne de 15 Temmuz’u yasamayacaktık. Ben ve arkadaşlarım yarın bizim çocuklarımız ve bu aziz millet bir daha bu acıları yasamasın diye dava erlerine sahip çıkılmasını bekliyoruz.

-Sesinize kulak verildiğini düşünüyor musunuz?

Sorunlarımızın çözülmesi konusunda gittiğimiz her platform da su uç şeyi önümüze koydular. Fakat uygulamadılar! Burada hemen belirteyim. Sayın Cumhurbaşkanımız hariç! Allah ondan razı olsun. Her zaman en büyük destekçimiz o oldu.

Neydi o üç şey

Ehliyet, liyakat, sadakat.

-Bütün üyelerinizde bu üç haslet var mıdır?

Kim bizim arkadaşlarımız da bunlardan hangisinin olmadığı söyleyebilir. Hepsi alanında kendini gerçekleştirmiş son derece yetenekli arkadaşlar. Sadece inanç yönünden değil, akademik anlamda da oldukça başarılılar. Efendim onlar da KPSS' ye girsinler. Yahu 18 yaşında bu mücadeleyi veren kardeşlerimizin bugün o yasta çocukları var. Getirilen yasaklardan ötürü ancak 2011 yılında tekrar üniversitelerine dönebilen üyelerimizin bugün genç beyinlerle aynı sınava tabi tutulmak istenmesini de hakkaniyetli olmadığını düşünüyoruz O yüzden diyorum ki Haçlı uşaklarının ve içerdeki  işbirlikçilerinin yeterince test ettiği ve üzdüğü kardeşlerimizi daha fazla test etmekten vazgeçelim diyoruz. Onların hırslarını, enerjilerini güzel ahlak üzerine kurulmasını istediğimiz toplum üzerine kullanalım istiyoruz.

-Yeni Ömer’lerden kastınız nedir?

Yeni Ömerler yeni Haticeler yeni Bilaller yetiştirmenin yolunun Allah’ı ve dinini gereği gibi anlamak olduğunu bilen bir nesil olarak bugün Fetöcüler ve işbirlikçiler tarafından gasp edilmiş kardeşlerimizin haklarının iadesi konusunda empatiden daha çok adalete ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz.

Hatırlayın!

Önce üniversite önlerinde bekletilen inançlı bir gençlik tasfiye edilirken ellerine KPSS soruları verilen Fetöcü gençlik devletin en önemli kurumlarını ele geçirdi.  Ve hepimiz biliyoruz ki bu durum 15 Temmuz’a hain işgal girişimine giden yolu hazırladı. Biz inançlı yetişmiş beyinlerin ülkemiz için hele şu dönemde oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz. Belki görev bekleyen bu kardeşlerimiz herşeyin düzelmesini sağlayamayabilir.

Lakin öcü gibi gösterilmeye çalışılan İslam’ın toplumda iyi anlaşılabilmesi İslamafobinin yok edilmesi adına  büyük katkılar sağlayabileceklerine inanıyoruz.. Devletin şefkatli yönünün toplumda daha iyi anlaşılması adına katkılarının büyük olacağını düşünüyoruz. 

-Son olarak neler söylemek istersiniz?

Derneğimiz adına bana sağladığınız bu imkan için çok teşekkür ediyorum. Buradan doğacak sonuçların dernek üyelerimiz için, milletimiz için,  ümmet için hayırlı sonuçlar doğurmasını ümit ediyor, saygılarımı sunuyorum.

28 ŞUBAT ÖĞRENCİ DERNEĞİ HAKKINDA

28 Şubat Öğrenci Derneği 2017 yılında 28 Şubat döneminde öğrenciyken eğitim ve çalışma hayatlarına son verilen kadınlar tarafından kurulmuştur. Dernek, o dönemi ve o dönemin sonuçlarını birebir yaşayan kadınlar tarafından oluşturulmuş olup ülke genelindeki diğer mağdurların da katılımıyla hak arama mücadelesine il temsilcileri ile geniş bir yelpazede sürdürmektedir.

Sonrasında yaşanan güzel gelişmeler neticesinde, hayatlarına yaklaşık 17 yıl sonra kaldıkları yerden devam etme mücadelesi veren dernek üyeleri, değişen atama ve sınav sistemi, yaş faktörü ve sahip olunan sorumluluklar gibi birçok sebeple atanma konusunda sıkıntı yaşamaktadırlar. Yaşadıkları bu sıkıntıların giderilmesi için hak arayışı içindedirler. 28 Şubat sürecinden itibaren devam eden mücadele bir müddet platform olarak devam etmiş, son olarak dernek haline gelmiştir. Halen 28 Şubat Öğrenci Derneği olarak mücadeleye devam etmektedir.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim