Türkiye’nin önemli müzeleri arasında gösterilen Milli Saraylar Resim Müzesi, ilgiyle ziyaretçilerini ağırlıyor. Osmanlı sarayının resim sanatı alanındaki tek temsilcisi olması bakımından ayrı bir öneme sahip olan Millî Saraylar Resim Müzesi, Ayvazovski, Abdülmecid Efendi, Oryantalist tablolar, padişah portreleri, saray ressamları, asker ressamlar ve Enderûnlu ressamlar koleksiyonları ile Türkiye’nin en zengin müzeleri arasında yer alıyor. Müze Koleksiyonu’ndaki eserler, 15.-20. yüzyıl arasındaki uzun bir zaman dilimine tarihlenirken, Müzede 600’e yakın eser sergileniyor. Müze hakkında bilgiler veren Milli Saraylar Resim Müzesi Müdiresi Gülsen Sevinç Kaya, “Her gezi, ziyaretçilerimize yeni keşifler ve sanatla dolu yeni deneyimler sunacaktır.  Resim Müzesi dar bir vakitte gezilecek bir müze değil. Tekrar tekrar aileyle, arkadaşlarla gezilecek, tablolar üzerinde uzun uzun konuşulacak bir müze. Koleksiyonu çok zengin. Bir güne sığmaz” dedi.

Gülsen Sevinç Kaya kimdir? Bize hayat hikâyenizden bahsedebilir misiniz?

19 Mart 1968 tarihinde İstanbul’da doğdum. Beykoz Anadolu Fenerliyim. İlk ve orta eğitimimi Sarıyer’de tamamladım. Hacettepe Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi bölümlerinden mezun oldum. Yüksek lisansımı Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Sanatı bölümünde yaptım. Sultan Abdülaziz ve Plastik Sanatlar adlı yüksek lisans tezini hazırladım. 1995 yılından beri Milli Saraylar’da çalışıyorum. Tablo Koleksiyonu Görevlisi ve ardından Tablo Koleksiyonu Sorumlusu olarak 22 yıl araştırmacı olarak görev yaptım. 5 yıldır da Milli Saraylar Resim Müzesi’nin yöneticisiyim. 2008 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tarafından takdirname ile ödüllendirildim. Milli Saraylar Resim Müzesi’nin kuruluşu ve gelişmesi çalışmalarını tablo uzmanı, müze yöneticisi ve küratör olarak yürüttüm. Dolmabahçe Sarayı Fotoğraf Albümleri (2006 ve 2007), Milli Saraylar Tablo Koleksiyonu (2010), Padişahın Ressam Kulları (2012), Doğumunun 174. Yılında Sultan II. Abdülhamid ve Dönemi Fotoğraf Albümü (Akile Çelik ile birlikte) (2016), Milli Saraylar Tablo Kataloğu (Türkçe-İngilizce geliştirilmiş baskısı) (2019) ve Milli Saraylar Resim Müzesi (2021) ve Osmanlı Sarayı’nda Resim Sanatı (2021)  adlı kitapları hazırladım. Tablo ve fotoğraflarla ilgili çeşitli kitaplarda ve dergilerde makalelerim yayınlandı. Evli ve 1 çocuk annesiyim.

Bizlere Milli Saraylar Resim Müzesi’ni anlatır mısınız? Milli Saraylar bünyesinde bir Resim Müzesi fikri nasıl gelişti?

Beşiktaş’taki Millî Saraylar Resim Müzesi, Dolmabahçe Sarayı Veliahd Dairesi’nin restorasyonu tamamlanan Selamlık bölümünde 22 Mart 2014 tarihinde ziyarete açıldı. Müze’de Mart 2014 ile Mart 2020 tarihleri arasında 11 tematik bölümde 200 eser sergilendi. Yapının ikinci bölümünün yani Harem bölümünün restorasyonu 2018 yılının sonunda tamamlandı. Veliahd Dairesi’nin restorasyonunun tamamlanmasının ardından, iç mekân düzenlemesi ve tefriş çalışmalarını yürütmek üzere yeni bir çalışma komisyonu kuruldu. Müze’nin bütünlüğün sağlanması büyük önem taşıyordu. Bu yüzden müzenin ziyarete açık bölümünün de yeniden düzenlenmesine karar verildi. Yoğun çalışmalar sonunda Türk müzeciliği açısından alanında örnek bir müze oluşturuldu. Müzenin sergi panoları, aydınlatma ve bilgilendirme sistemleri çağdaş müzecilik tekniklerine uygun olarak yenilendi. Tematik bölüm sayısı 34’e çıktı. Sergilenen eser sayısı 600’e yaklaştı.  Müze, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 15 Ocak 2021 tarihinde yeniden ziyarete açıldı. Resim Müzesi’nin Ocak ayındaki bu açılışıyla hem yapının tamamı ziyarete açıldı hem de yeni tefriş düzeni ve yeni tematik bölümleriyle hizmet vermeye başladı. Milli Saraylar İdaresi Başkanımız Dr. Yasin YILDIZ, Milli Saraylar Resim Müzesi’nin kurucusudur. Milli Saraylar Tablo Koleksiyonu, Osmanlı sarayının sanat beğenisini, koleksiyonun oluşum ve gelişim sürecini ve dönemin ressamlarını ve sanat ortamını yansıtmaktadır. İzleyiciler, Koleksiyon’u saray, köşk ve kasırların tefriş düzeninde, kısıtlı bir sürede, uzaktan ve genel aydınlatma altında görülebiliyordu. Koleksiyonun, ziyaretçilerimizin ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde ve çağdaş müzecilik standartlarında hizmete sunulması için Milli Saraylar bünyesinde bir resim müzesinin açılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

Milli Saraylar Resim Müzesi’nde bulunan obje ve eserler hakkında bilgi Verebilir misiniz?

Millî Saraylar Resim Müzesi, Osmanlı sarayının resim sanatı alanındaki tek temsilcisi olması bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Ayvazovski, Abdülmecid Efendi, Oryantalist tablolar, padişah portreleri, saray ressamları, asker ressamlar ve Enderûnlu ressamlar koleksiyonları ile Türkiye’nin en zengin müzelerinden biridir. Müze Koleksiyonu’ndaki eserler, 15.-20. yüzyıl arasındaki uzun bir zaman dilimine tarihlendirilmektedir. Müzede 600’e yakın eser sergilenmektedir. Müze, tematik olarak düzenlenmiş olup “Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz Salonu”, “Devlet-i Aliyye”, “Salvatore Valéri”, “Ressâm-ı Hazret-i Şehriyârî”, “İvan Konstantinoviç Ayvazovski Salonu”, “Emilio della Sudda”, “Osman Nuri Paşa”, “Süleyman Seyyid”, “Türk Hamam Kültürü”, “Halil Paşa”, “Osmanlı’nın İhtişamı”, “(Şeker) Ahmed Ali Paşa”, “Abdülmecid Efendi’nin Atölyesinden İzler”, “Abdülmecid Efendi”, “Osman Hamdi Bey”, “(Hoca) Ali Rıza”, “Hüseyin Zekâi Paşa”, “Goupil Galerisi’nden”, “Hayal İstanbul”, “Osmanlı Hanımları”, “Mustafa Kemal Atatürk”, “Hâne-i Saâdet”, “Tasvîr-i Hümâyûn Salonu”, “Osmanlı Donanması”, “Savaşlar ve Zaferler I, II ve III”, “Savaşlar ve Zaferler Salonu”, “Fetih ve Fatih”, “Abdülmecid Efendi’nin Atölyesi”, “Doğu’ya Dair”, “Osmanlı Sarayında Manzara”, “Enderûnlu Ressamlar”, “Osmanlı Bürokrasisi”, “Sûretler” ve “Çanakkale” başlıkları ile 34 bölümden oluşmaktadır.

Milli Saraylar Resim Müzesi’nde bulunan hangi eser sizi etkiledi ve nedeni nedir?

Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul, bir dönem “Mutluluk Kapısı” anlamına gelen “Dersaâdet” sözcüğüyle adlandırılmıştır. Şehir, yerli ve yabancı pek çok ressama esin kaynağı olmuştur. Resim Müzesi’ndeki İstanbul’u konu alan tablolar, şehrin zengin tarihî dokusunun ve geçmiş yaşantısını yansıttıkları için beni çok etkiliyorlar. Saray ressamı Fausto Zonaro’nun Üsküdar manzaralarını çok seviyorum. Üsküdarlı olduğum için olabilir. Ayvazovski’nin deniz manzaralarını da çok beğeniyorum. Ancak, beni en çok etkileyen eserler Osmanlı Devleti’nin son veliahdı ve son halifesi Abdülmecid Efendi’ye ait olanlar. Müze’de sanatçıya ait birkaç imzalı örnek dışında, çoğu imzasız ve ülkeden ayrılışı sebebiyle bitirmeye fırsat bulamadığı tabloları, eskizleri, fotoğrafları ve çeşitli resim malzemelerinden oluşan zengin bir koleksiyonu sergiliyoruz. Ayrıca, Veliahd Abdülmecid’in resim atölyesi olarak kullandığı mekânı, hâlâ kullanılan bir atölyeymiş gibi tasarladık. Abdülmecid Efendi, kırk yaşına kadar sarayda kapalı bir yaşam sürdürmüş, bu dönemi yabancı dil öğrenerek ve resimle uğraşarak değerlendirmiştir. İkinci Meşrutiyet döneminin daha özgür olan ortamında sanatsal etkinlikler artmış ve çeşitli dernekler kurulmuştur. Bu dönemde Abdülmecid Efendi ressam kimliği yanında, sanata ve sanatçıya olan ilgi ve desteği ile de sanat ortamında etkili olmuştur.

Abdülmecid Efendi, Halife olunca Dolmabahçe Sarayı’nın 66 Odası’nı Resim Odası olarak kullanmıştır. Sonrasında Saray’ın musandıralarına kaldırılarak uzun süre gözlerden uzak duran Abdülmecid Efendi’nin eserleri ve resim yaparken kullandığı resim malzemelerini, genç bir sanat tarihçisi olarak çalışma şansına eriştim.  Bu çalışmalarımızda yaptığımız tespitler, sanatçıya dair yeni bulgular ortaya koymuştur. Abdülmecid Efendi’nin sanata olan ilgisi ve sevgisi çok büyük. Özel öğrenimli bir ressam olmasına rağmen portreleri ve figürlü kompozisyonlarındaki başarısı etkileyici. 

Bir günde gezilebilir mi Resim Müzesi?

Müze ziyareti, yaklaşık 2 saat sürüyor. Ancak bu, ilk karşılaşma aslında. Müze binasını, Müze’deki tematik bölümleri, bu bölümlerdeki eserleri ve sanatçıları yakından tanımak, onlarla geçmişte büyüleyici, eğitici, zevkli ve heyecanlı bir yolculuk yapmak için tekrar tekrar gezilebilir.  Her gezi, ziyaretçilerimize yeni keşifler ve sanatla dolu yeni deneyimler sunacaktır.  Resim Müzesi dar bir vakitte gezilecek bir müze değil. Tekrar tekrar aileyle, arkadaşlarla gezilecek, tablolar üzerinde uzun uzun konuşulacak bir müze. Koleksiyonu çok zengin.  Bir güne sığmaz.

Nereden başlamalı gezmeye ne dersiniz?

Müzenin giriş salonundan üst kata çıkmalarını tavsiye derim. Gösterişli bir merdivenle üst kattaki Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz Salonu’na ulaşılmaktadır. Müzenin tarihî ve etkileyici atmosferi, merdivenden çıkarken yoğun olarak hissedilmektedir.

Şeker Ahmet Paşa Çay Salonu. Neden ilk ressamlarımızdan birinin adı verildi bu salona?

  1. Müzesi içerisinde yaver ressam Şeker Ahmed Paşa’nın adını taşıyan butik bir çay salonu oluşturuldu. Çay Salonu, dünya çayları, kahveleri, tarihî niteliklere sadık kalınarak tasarlanan konsepti ve eşsiz Boğaz manzarasına sahip. Müze’nin kara tarafındaki bahçesinde Limonluk Kafe bulunuyor. Müze'nin içinde Hediyelik Eşya bölümü de yer alıyor. Şeker Ahmed Paşa’nın saray tablo koleksiyonunun oluşmasında ve gelişmesinde katkısı çok büyük. Bu yüzden çay salonuna sanatçının adını verdik. Yaver ressam Şeker Ahmed Paşa, Türkiye’de gerçek anlamda ilk resim sergisini düzenleyen kişidir. Tatlı dili ve hoş sohbetinden ötürü “Şeker” adıyla anılmıştır. Sultan Abdülaziz, Sultan V. Murad ve Sultan II. Abdülhamid dönemlerinde, otuz yılı aşkın bir süre Osmanlı sarayında görev yapmıştır. Fransa’daki hocası Jean-Léon Gérôme’un aracılığı ile Paris’teki Goupil Galerisi’nden saray için satın alınan tablolar, Türkiye’nin ilk tablo koleksiyonunun örneklerini oluşturmuştur. 1896’da getirildiği Misafirîn-i Ecnebiye Teşrifatçısı [Yabancı Konukları Ağırlama Sorumlusu] görevini ölünceye kadar sürdürmüştür.

Resim Müzesi aslında Dolmabahçe Sarayı’nın bir bölümü, devamı. Eskiden Veliaht Sarayı. Binanın kendisi de ayrı bir sanat eseri, saray ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Topkapı Sarayı, Osmanlı Devleti’nin yaklaşık 400 yıl kadar yönetim merkezi ve resmî ikâmetgâhı olarak kullanılmıştır. 31. Osmanlı padişahı Sultan Abdülmecid, ahşap Beşiktaş Sahil Sarayı’nın yerine 1843-1856 yılları arasında Dolmabahçe Sarayı’nı inşa ettirmiştir. Böylece devletin yönetim merkezi Dolmabahçe Sarayı olmuştur. Dolmabahçe Sarayı; Mâbeyn Dairesi, Muâyede (Bayramlaşma) Salonu, Harem ve Veliahd Dairesi olmak üzere dört ana bölümden oluşmaktadır. Dördüncü bölüm olan Veliahd Dairesi, Dolmabahçe Sarayı’nın devamı gibi görünen, deniz tarafından bakıldığında sarayın sağındaki dikdörtgen yapıdır. Batısında, Dolmabahçe Sarayı Harem Bölümü; doğusunda da Musâhibân Dairesi, Ağavât (Ağalar) Dairesi ve Bendegân Dairesi vardır. Dolmabahçe Sarayı bünyesinde ayrı bir girişi ve bahçesi olan Veliahd Dairesi, veliahdlar için yapılmış müstakil bir yapı olması bakımından önemlidir. Veliahd Dairesi, inşa edildiği Sultan Abdülmecid döneminde (1839- 1861) veliahdların ikametine ayrılmıştır. Tanzimat’la birlikte ise şehzadelerin dışa kapalı sürdürdükleri hayatın sona ermesinin ve serbest yaşama geçişlerinin mimari simgesi olmuştur. Yapının adı, dönemin kaynaklarında Aziz Efendi Dairesi olarak geçmektedir. Daha sonraki süreçlerde Efendiler Dairesi, Veliahd Sarayı ve Dolmabahçe Sarayı Veliahd Dairesi olarak anılmıştır. Yarı kâgir olan yapının inşaat kalfalığını Karabet Balyan, bina eminliğini ise (Es-Seyyid) Ali Şahin Bey yürütmüştür. Dairenin tefrişini Sultan Abdülmecid’in dekoratörü Charles Séchan yapmıştır. Müzemizin kendisi ayrı bir sanat eseri. Yapının iç ve dış süslemesinde Eklektik, yani seçmeci bir tarz oluşturan Neo-Klâsik, Neo-Barok, Ampir gibi çeşitli üslûplar bir arada kullanılmıştır. Yapı, tavan bezemeleri, mermer taklidi şutuk kaplamalı mekânları ve dekoratif sütunları ile genel anlamda Batı saraylarının süsleme özelliğini sergilemektedir. Veliahd Dairesi, tahta çıkmaya aday veliahtların ikameti için ayrılan bir yapıdır. Yapı, Tanzimat’la birlikte şehzadelerin dışa kapalı sürdürdükleri hayatın sona ermesinin ve serbest yaşama geçişlerinin mimari simgesidir.

Resim Müzesi’nde muhakkak görülmesi gereken eserler hangileridir?

Resim Müzesi’nin pek çok baş yapıtı bulunmaktadır. Çok zengin bir koleksiyona sahiptir. Müze, adeta bir Başyapıtlar Müzesi gibidir. Padişah portrelerinin, yerli ve yabancı ressamların İstanbul manzaralarının, Zonaro’nun İstanbul’un fethini konu alan tablolarının, Ayvazovski’nin deniz manzaralarının, Türkiye’nin en büyük Oryantalist tablosu olan Clément’in Ceylan Avı’nın, Şeker Ahmet Paşa’nın natürmortlarının, Hoca Ali Rıza Bey’in ve Hüseyin Zekai Paşa’nın manzaralarının, Osman Hamdi Bey’in Saçlarını Taratan Bir Genç Kız’ının, Abdülmecid Efendi’nin atölyesinin muhakkak görülmesi gerekiyor.  

Bir sanatseverin Resim Müzesi’nde muhakkak görmesi gereken eserler hangileridir?

Bu çok zengin koleksiyondaki eserler arasında seçim yapmak çok zor.  Ancak, Nakkaş Şiblizâde Ahmed Çelebi-Gül Koklayan Fatih Sultan Mehmed, Fausto Zonaro-Fatih Sultan Mehmed, Konstantin Kapıdağlı- Sultan III. Selim, Pierre Désiré Guillemet - Sultan Abdülaziz’in Atlı Portresi , İvan Konstantinoviç Ayvazovski- Fırtınalı Deniz’de KazaFélix-Auguste Clément - Gatah Çölü’nde Prens Halim’in Ceylan Avı: Tazı Payı , Osman Hamdi Bey- Saçlarını Taratan Genç Bir Kız, Şeker Ahmed Paşa-Karpuzlu Natürmort, Mehmed Ruhi [Arel]- Triptik / Ayrılık ve Zafer adlı eserleri  dikkat çeken eserlerdendir.

 Müze ziyaretçilerine bir mesajınız olur mu? Neler söylemek isterseniz?

Millî Saraylar Resim Müzesi konum olarak Beşiktaş’ın merkezinde yer alıyor. Yürüyerek kolayca ulaşılabiliyor.  Müze’nin girişi, Beşiktaş tarafındaki Milli Saraylar Resim Müzesi tabelasının bulunduğu caddedeki kapıdan yapılıyor. Bu kapıdan iki tarafı ağaçlık güzel bir yol ile Müze’ye varıyorsunuz. İsterseniz Dolmabahçe Sarayı tarafından da Müze’ye gelebilirsiniz.  Resim Müzesi’nin hem deniz tarafında hem de kara tarafında güzel bahçeleri var. Bu şehirde yaşayanlar için de keyifli bir ortam sunuyor. Ziyaretçilerimize, Resim Müzesi’nin zengin koleksiyonunu görmek için özel bir gün ayırmalarını tavsiye ediyorum. Böylece sanatla dolu güzel ve keyifli bir gün geçirebilirler.

ALADDİN ALADAĞ

Editör: TE Bilişim