Önceki yazılarımızda risk yönetiminin bir kazayı önleme, tedbir faaliyeti olduğundan bahisle yüzü aşkın metodundan bahsetmiştim. Bu yazıda, günlük hayatta işe yarar, karayollarında pratik bir uygulamasını ele almak istedim. İşte Formül:
R(Risk)= İ(İhtimaliyet) x Ş (Şiddet) x F (Farkındalık)
Kendi aracımızda uzun yada kısa yola giderken rahatlıkla uygulayacağımız ve emniyeti en üst seviyeye çıkaracağımız bir formül… Şimdi sırasıyla gidelim:
Kaza ihtimalini ortaya çıkaran insan, donanım, yazılım ve çevre bileşenleridir.
İnsan: uykusunu almış, dinlenmiş ve algıları açık durumda, ruhsal ve fiziksel olarak iyi olmalı…
Donanım: Aracımızın bakımı yapılmış, tekerlekleri ve fren mekanizmaları iyi durumda ve fonksiyonunu tam yerine getirir olmalı ve yol durumunu önceden kontrol etmeli.
Yazılım: Trafik kuralları ve özellikle hız limitlerine uymalı, diğer yazılı kurallara da hakeza…
Çevre: Hava durumu ve özellikle görüş iyi olmalı, yağış ve kar nedeniyle yol tutuşunda problemleri önceden tespit etmeli, güzergah belirlemeli.
Şiddet: Araçtaki tüm insanlar mutlaka emniyet kemerini takmalı. Özellikle arka koltuktakiler bunu ihmale almamalı ki olası kazanın etkileri azaltılabilsin.
Farkındalık: Unutmayalım kaza, an meselesidir. Maalesef, sürücülerin cep telefonuyla ilgilenmelerinden sebep kazalar oldukça yaygındır. Binaenaleyh, araç sürücüsü dikkat dağıtıcı her şeyden ve özellikle çep telefonu gibi uğraşlardan kesinlikle çok uzak durmalıdır. Cep telefonuyla konuşması zorunlu ise mutlaka emniyetli bir yere aracı park etmek suretiyle yapmalıdır. Diğer taraftan araç içindekilerden de muhtemel hareketli canlı ve araçlar hakkında uyarmalarını istemelidir. Sürücünün duyu organlarına ilaveten araç içindeki diğer insanların da katkılarıyla sürücünün farkındalığı artırılabilir. Şahsen, benim kızımın , oğlumun beni uyarmasıyla birçok muhtemel kazadan selamet bulmuşumdur.
Tüm bunlara göre yolculuk planlaması ve yolculuk yaparsak ne olur? Kaza riskini % 98 azaltmış oluruz. Daha doğrusu üzerimize düşeni tam yerine getiren bir aile ferdi, bir vatandaş oluruz… Ve ülkemizi bu ağır kayıplardan kurtarırız. Geriye kalan % 2 için denizcilerin çok kullandığı bir söz ile yazımı tamamlayayım: “Allah selamet versin”.
