Sen İnananlara bir nasipsin

Korona virüsten muzdaripsin

Bizim için çok mübareksin

Hoş geldin ya şehri Ramazan hoş geldin

Üzgünüz ki Ramazanı şerifi korona illeti yüzünden yine mahzun karşılıyoruz, ama şuna inanıyoruz. Bu duruma her ne kadar zorlanarak katlansak da yine Rabbimizin bize lütfettiği bu namaz aylarını Recep, Şaban, ve nihayet Ramazanı dinimizden aldığımız emir ve atalarımızdan gördüğümüz gelenekler görenekler ile ayni Huşu Ve huzur ile bu mübarek ayı memnun edebilmek için elimizden ne geliyorsa gönlümüzden ne kopuyorsa Allahın emri üzere idame ettirmek üzere yol alacağız inşallah. Gelişen teknoloji çağı bazı eski ve Güzel hasletlerimizden, alenen oruç yeme, dini konularda bilen bilmeyenin

yalan yanlış ahkam kesmesi, gibi davranışlar olsa da biz inananlar atalarımızdan gördüğümüz şekilde yaşayamaya devam edeceğiz.

.

Miladi senenin 624. Hicretin ikinci yılı Allahın Resulü Medine de iman lezzeti ile coşan, Kur’an Nuruyla parlayan ve tevhit heyecanıyla Kaynayan Müminler. Âlemlerin Rabbının yeni emirlerini hasretle beklemekte idi.

İşte bu sırada aşk-ı Muhammedi etrafında pervane olmuş Allahü Azimüşşan’ın Bizzaat benim içindir buyurduğu orucun ilahi ziyafet sofrasına davet geliyor. Dünya sofralarıyla dünya nimetleriyle hiçbir zaman mukayese edilemeyecek ve üzerinde melekût âleminin dahi sayamayacağı rahmet nimetlerinin bulunduğu ve Resülullah Efendimizin Eyy Müminler Şehri Ramazan geldi. Allah onda oruç tutmanızı size farz kılmıştır. O ayda gök kapıları açılır, Cehennem kapları kapanır ve azgın şeytanlar zincirlere vurulur. Allahın o ayda bir gecesi vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. O gecenin hayır ve mükâfatına nail olamayan büyük mahrumiyete ve zarara uğramıştır. Buyurduğu bu sofraya, bütün insanları değil yalnız ve yalnız iman ve idrak sahipleri çağrılıyor.

İşte o ilahi davet. “Ey iman edenler, sizden evvelki ümmetlere farz kılındığı gibi sizin üzerinize de oruç farz kılındı. Umulur ki (onu ifa ederek bütün kötülüklerden) korunursunuz.”

Sizlere ne mutlu ki, bu davete koşuyor ve bu ilahi sofradan nasip almak gayesiyle yemenizi, içmenizi, şehevi arzularınızı, yalnız Allahın rızası için terk etmiş bulunuyorsunuz.

Değerli okurlarım bu fani âleme bir imtihan için gönderilmiş olan bizler karşımızdaki şeytan ve içimizdeki nefsin yüklü bir hücumu altında bocalıyoruz. Bu bizi sarmalayan aşağılık varlıkların baskısından kurtulmak için onlarla çok büyük bir mücadele etmek ve çarpışmak zorundayız. Bize bu kuvveti verecek olan en kuvvetli silahlardan birisi nefse dur diyen Oruçtur. Çünkü oruç nefis ve şeytan ordularını darmadağın eder ve onları tehlikesiz bir hale getiriverir. Yeter ki, biz orucu tam manasıyla inanarak Allahın rızası için tutmuş olalım.

Günümüzde tıbben hazım cihazını dinlendirmek, kan dolaşımını düzenlemek mide pürüzlerini önlemek kilo azaltmak için tutulan orucun hiçbir faydası olmaz. Çünkü ibadetler yalnızca Allah rızası için yapılır ve hak yanında kıymeti olur.

Eskilerde bir söz vardı bilhassa ebeveynler yetişmekte olan evlatlarına söylerdi. Aman guzularım bayram bardağını götürmesin. Şöyle ki, Ramazan çıktıktan sonra Caminin Kuranın semtine uğramayıp yine nefis ve Şeytan ordularının safına geçmek maazallah Mümin için yürek parçalayıcı ve çok üzücü bir büyük kayıp olur.

Ne üzücü bir durumdur ki, belki bu yıllarda pandemi dolayısı ile göremeyebiliriz inşallah. Bazı gafiller vardı Allahın emirlerini hiçe sayıp oruç nedir, Kuran nedir, bu yapılan ibadet nedir aldırmayan mübarek oruç ayında kimsen utanmadan Allah tan sıkılmadan, parkta bahçede sokakta oruçlu Müslümanlar ile alay edercesine su içen çitlek çitleyen simit yiyen. Sorduğunuzda “Elhamdülillah Müslümanım” diyen zavallı gafillere ise, Allahın hidayete erdirmesi dileğinden başka bir sözümüz yoktur.

Şehevi ve nefsani arzuları frenleyen, ahlaki güzellikler ile yüzleri nurlandıran oruç hakkında Resuli Zişan Efendimiz Muhammed Mustafa (SAV)  iki hadisini aktararak yazımızı bitirelim.

Allahü Teala buyuruyor ki, insanoğlunun her ameli kendisi içindir.  Ancak oruç müstesna Çünkü o benim içindir ve onun mükâfatını ben veririm. Oruç insanı günahlardan koruyan bir kalkandır. Oruç tutmaya başlayanlar oruçlu kimse kötü konuşmasın. Biri ona küfreder, yahut aşağılarsa ben oruçluyum deyip başka cevap vermesin. Efendimiz Hz Muhammed’in, hayatı kudreti elinde olan Zata yemin ederim ki, oruçlu kimsenin ağzının kokusu. Allah indinde misk kokusundan daha güzeldir.  Oruçlunun iki sevinci vardır. Biri İftar zamanında, diğeri ise bana kavuştuğu ve orucun sevabını aldığı zamanda buyurur.

Ayrıca başka bir hadisi kudsi de:

(Kulum) benim için yemesini içmesini ve şehvetini terk ediyor. Oruç benim içindir ve onun Mükâfatını ben veririm. Bir iyilik on misliyle karşılık görür (Halbuki) o uttuğu orucun Mükafatını ancak ben bilirim buyurur Yüce rabbimiz. Mübarek ay Ramazan-ı şerifi en iyi şekilde idrak edip ibadet ve Taâtımızı Rabbimizin hoşuna gidecek şekilde yerine getirmemizi Nasip etsin. Selam ve dua ile