Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tedbirleri kapsamında, Türkiye'nin 81 ilinde uygulanan 17 günlük tam kapanma sebebiyle Ramazan Bayramı boyunca uygulanacak sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle vatandaşlar bu yıl bayramı buruk şekilde karşılayacak. Kovid-19 salgını kapsamında alınan tedbirler ve uygulamaya konulan kısıtlamalar, ulaşımdan sanayiye, sağlıktan eğitime, üretimden tüketime, ekonomiden dış politikaya kadar birçok alanda hayatı yeniden şekillendirirken, şenlik havasında geçen bayramları da etkiledi. İslam alemi, bir yandan "onbir ayın sultanı" rahmet, bereket ve mağfiret ayı Ramazan’ın ardından bayrama kavuşmanın sevincini yaşarken, bir yandan da bayramı salgının gölgesinde geçirecek olmanın burukluğunu hissediyor. Pandemi, asırlardır uygulanan aile büyüklerini ziyaret etme ve el öpme, misafir karşılama ve ikramda bulunma, bayramlık kıyafet giyinme, çocuklara şeker ve harçlık verme gibi birçok geleneği bu Ramazan Bayramı'nda da sekteye uğratacak.

‘ÜMİDİMİZİ KAYBETMEYELİM’

Selçuk Üniversitesi (SÜ) İslami İlimler Fakültesi Dekan Prof. Dr. Ramazan Altıntaş uygulanan kısıtlama sebebiyle bayramı evde geçileceğine dikkat çekerek Ramazan Bayramı ile görüşlerini dile getirdi. Altıntaş, “Çok şükür, İslam âlemi olarak Ramazan Bayramı’na eriştik. Bu bayramı da evlerimizde geçireceğiz. Bayram günlerinde erkenden kalkmak, güzelce bedenimizi yıkamak ve temiz elbiselerimizi giymek, güzel koku sürünmek, sevinçli olmak, bizleri böylesine güzel günlere eriştirdiği için Yüce Rabbimize şükretmek, yapmamız gereken temel davranışlardandır. Hz. Peygamber, Ramazan Bayramı sabahı, hurma gibi tatlı bir şey yemeden bayram namazına gitmezlerdi. Bizler aile bireyleriyle birlikte Hz. Peygamberin bu sünnetini evlerimizde icra edersek, yine aynı sevabı alırız diye, düşünüyorum. Bayram günü, sabah namazını kıldıktan sonra, bayram namazını da camilerde kılalım, çocuklarımıza bayramlık elbiselerini giydirelim. Evimizde varsa çocuklarımız bu anın mutluluğunu doya doya yaşasınlar. Bu arada bayram namazı vaktine kadar Kur’an, salavat, zikir, fikir gibi mubah işlerle meşgul olalım. Bayram namazından sonra, aile efradının bayramlarını kutlayalım. Çocuklarımıza aldığımız hediyeleri takdim edip onları sevindirdikten sonra bayram sofrasının başına geçelim. Önce uzakta olan anne-baba, kardeş, hala, dayı gibi yakınlarımızdan başlamak üzere uzak akrabalarımızın, arkadaş, eş ve dostlarımızın bayramlarını tebrik etmek üzere telefon ve diğer haberleşme araçlarından da istifade ederek bağlantılar kuralım. Ümidimizi kaybetmeyelim. Bayramınız mübarek olsun. Rabbim her türlü doğal ve sosyal afetlerden bizleri korusun. Başta ülkemiz olmak üzere bütün İslam âlemini sağlıklı ve huzur içerisinde idrak edeceğimiz nice bayramlara eriştirsin.”

‘BAYRAM BİLİNCİNİ OLUŞTURMAK TABİ Kİ EBEVEYNLERİN SORUMLULUĞUNDA’

Bayram olgusunu anlatmak ve bayram bilincini oluşturmanın ebeveynlerin sorumluluğunda olduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Ayşen Köse, “Bir yılı aşkın bir süredir tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına alan ve günlük hayatımızda köklü değişikliklere neden olan koronavirüs pandemisinden hiç şüphesiz bayram ziyaretlerimizde nasibini alıyor. Tam kapanmanın da etkisiyle düşüşe geçen vaka sayıları umut verici olsa da bulaş riskine karşı evde kalmak hala kritik öneme sahip. Hal böyle olunca Ramazan Bayramı’nda aile büyüklerimiz ve sevdiklerimizi ziyarete gitmek yerine sosyal medya üzerinden bayram kutlaması yapacağız. Bu süreçte eski bayramlarda olduğu gibi kalabalık bayram kahvaltıları, aile yemekleri, bayram ziyaretleri ya da tatil gibi planları gerçekleştirmek mümkün olmayacak ancak size iyi gelen alışkanlıkları ve rutinleri gerçekleştirmek belli ölçülerde mümkün. Koronavirüs nedeniyle zorunla hale gelen mesafeleri bir miktar kapatmak bizim elimizde. Bayram sabahına güzel bir kahvaltı ile başlayarak, güzel ve iyi hissettiğiniz kıyafetleri giyerek ve sevdikleriniz ile online görüşmeler yaparak bu mesafeleri sosyal ve duygusal yakınlıklarla kapatabilirsiniz. Özellikle yaşlılar ve çocuklara karşı daha özenli davranmak bu dönemde büyük önem taşıyor. Yaşlıların kendilerini yalnız hissetmemeleri ya da göz ardı edildiklerini düşünmemeleri için sıkıntılarını sormak, görüntülü görüşmeler ile bayramlarını kutlamak, ufak hediyeler yollamak onlar için oldukça faydalı olacaktır. Aynı şekilde çocukların bayram ritüellerini gerçekleştirme i toplumsal değerlerin aktarımı bakımından oldukça önemli. Bayram olgusunu anlatmak ve bayram bilincini oluşturmak tabi ki ebeveynlerin sorumluluğunda. Aile içinde bayramlaşmayı öğretmek, aile büyüklerini sesli ya da görüntülü olarak arayarak bayramlaşma sürecine çocukları da dahil etmek ve bu davranışların önemini algılamalarını sağlamak bayram bilincini oluşturmaya yardımcı olacaktır. Yine bu dönemde kendinize iyi gelecek aktiviteler yapmanız balkon, bahçe gibi hava alabileceğiniz alanlarda vakit geçirmeniz sizi iyi hissettirecektir. Unutmayın siz ne kadar iyi hisseder ve mutlu olursanız sevdiklerinize o kadar iyi gelebilirsiniz. Kapanma sürecini ve bayramı dinlenebileceğiniz ve sevdiklerinizin değerini hatırlayabileceğiniz bir zaman olarak görmek daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Büyük bir çoğunluğun benzer durumları yaşadığını ve sosyal izolasyonun hala büyük önem taşıdığını unutmadığımız bir bayram geçirmek dileğiyle” ifadelerini kullandı.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim