Güneybatı Asya'da yer alan ve Güneyde Basra Körfezi ve Umman Körfezi, kuzeyde ise Hazar Denizi ile çevrili İran’dan Türkiye’ye eğitim için gelen Abdolvahab Salarzehi Türkiye ve Konya ile ilgili düşüncelerini paylaştı. Abdolvahab Salarzehi Konya’da hedefinin eğitimini tamamladıktan sonra İran ve Türkiye arasında köprü olmak istediğini söyledi.

Öncelikle sizleri tanıyabilir miyiz?

Ben Abdolvahab Salarzehi İranlıyım. İran'ın güneydoğu ucunda bulunan Belucistan eyaletinin bir köyünde doğdum.  20 yaşındayım ilkokulumu Şorça köyünde bulunda isaar okulunda, ortaokulu ise zaheden şehrinde bitirdim. Lise hayatımı da Uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip lisesinde bitirdim. Yaklaşık 5 yıldır Türkiye’deyim şu anda üniversitede 1.sınıftatayım.

Konya’yı eğitim için tercih etmenizdeki sebep nedir? Konya ile ilgili görüşleriniz nelerdir?

Şöyle söyleyeyim Konya’ya gelmek tercihim değildi ama, Konya'da kalmak benim tercihimdi. Konya'da huzur gördüm. İstanbul kadar güzel olmasa da Ankara gibi ülkenin başkenti olmasa da beni çeken beni kendisine sevdiren bir şehirdir Konya. Bunu şahsım tecrübe ettiğim için dile getiriyorum. Ben Türkiye’nin diğer şehirlerini gezmeye ya da bir programa gittiğimde Konya'ya özlüyorum. Bu şehri daha çok özler ver her şehir dışından Konya'ya geldiğimde senin gibisi yoktur demişim he tabi bu metni okuyan bir çoğunuz için çok kabul edilecek bir durum olmayabilir ama şöyle şöyleyim bu şehri bir de benim gözümle görseniz. Bir şehri bir ülkeyi değerlendirirken iyi kötü demek doğru bir değerlendirme değil. Çünkü her yerin iyisi de kötüsü de mevcut. Amma genel değerlendirme gerekirse az çok değerlendirme şansımız olur.  Şimdi ben bir cümlede özetleyecek olursam bunu derim Konya’nın insanları bir Anadolu insanından beklediğim misafirperverliklerini sergiler. Konuya ilgili anlatılacak çok şey var bir iki yaşadığım örneği dile getireceğim aklımda kalan örnekler halbuki daha niceleri var. Yaklaşık 2 yıl önce Çarşının oranlarında bir dönerciye gittim ve iki döner yedim. Ödemeye kalktığımda pos cihazımız yok dediler. Ben de nakit bulunmuyordu. Kasadaki adam sorun değil dedi. Sonra ödersin eyvallah abi dedim. Hemen nakit alıp geleceğim dedim.  Giderken durumu gören amca ben öderim yeğenim dedi. Lütfen gerek dedim. Amca seni telefonla görüştüğünde dinliyordum. Yabancı olduğunu fark ettim dedi. Sen bizim misafirimizsin dedi. Bakın bunlar kafamda kalan ve hayatım boyunca unutacağımı sanmadığım olaylar. Çünkü hatıra defterimde Konya halkı başlığıyla güzelce anlattım. Birincisi kasadaki kişinin sonra ödersin demesi bu bir güven meselesidir. Ben burada kendimi değerli hissettim. Bir diğeri amcanın yaptığı şeyden sonra ben burada ben yabancılık çekmiyorum.

Konya’da eğitimini tamamladıktan sonra ne gibi hedefleriniz var?

Benim hedeflerim bir sayfaya sığacak kadar küçük yapamayacağım ulaşamayacağım kadar da büyük değil. Ama bir iki cümlede çok detaya girmeden bir şeylerden biraz bahsedeyim. Benim ileriki süreçte hedefim ticarettir. Özellikle İran ve Türkiye arasında bir ticaret köprüsü olmak. Ben olaya sadece kendimin ve ailemin refahı olarak bakmıyorum. Hem ülkemde hem İslam beldelerinde kaç kişiye dokunabilirim hedefim doğrultusunda adım atıyorum. Şu an Türkiye’de eğitim alan benim kafamda Türkiye ile ilgili pozitif imaj nasıl oluştuysa ise İslam'ın imajını yaşantımla milletlere öyle anlatmam gerektiğini düşünüyorum ve her Müslüman gencin hedefin bu olmasını ümit ederim.

Ülkenizin kültürü ve yaşantısı ile ilgili bilgi verir misiniz?

İran kendi içerisinde farklı farklı kültürlere sahip bir ülke bir örf veya adetten bahsederken hangi bölgeye hangi millete ait olduğunu da dile getirmek lazım. Ben kendi milletimden bahsedeceğim baluç ya da beluç İran’ın Pakistan Afganistan sınırına yakın bir bölgede yaşayan asil İranlı. Millet eski geleneklerine sadık bir millet her ne kadar hayat şartları zor olsa da hep ülkesi için mücadele veren bir millet. Benim yaşadığım bölgede insanlar hala yerel kıyafetlerini giyerler. Eskiden kalan birçok örf ve adete sahip çıkarlar. Biz de hala büyülerin sözü millete geçer bir az da buna aşiret anlayışında desek de olabilir.

Türkiye ile görüşleriniz nelerdir?

Türkiye deyince insanlar farklı farklı yorumlar yapar. Ben Türkiye’yi değerlendirirken bir bütün olarak değerlendiriyorum. Selçuklulardan Osmanlıya ve bugüne gelen Türkiye seviyorum. İslam alemine kucak açmış bir ülke ve bu doğrultuda neredeyse lider vasfına taşıyacak kadar gayret göstermiş bir ülke. Tarihine bakınca Fatih Sultan Mehmet gibi yiğitler sultan Abdülhamid gibi halifeler yetiştiren bu toprakları daha çok sevmeye başlıyorum yüz yıllar hilafet sancağını yükün altından kalkan bu ülke bu günlerde yine İslam sancağını taşıma şerefine canla gayret ediyor.

Ülkenizde Ramazan’da neler yapılıyor? Ne tür hazırlıklar yapılıyor?

Bizim ülkemizde ramazan havası ramazan Gelmeden hissedilir. Hiçbir şey yapılmasa da ramazan gelecek diye bir başka ortam oluşur. Ramazan gelişi için camilerin süslenmesi, temizlenmesi, Ramazan alışverişlerin yapılaması fukaraya bir tık daha önem vermek biz de Ramazan’da yediğini komşumla fakirle paylaşmakla mükellefsin. Ramazan’a has içeceklerimiz var. Örneğin ruh afza ya da ramazana has tatlılarımız var zolobiya mesela. Biz de hatim teravih ile birlikte indiriliyor ve ramazanda hatim gecesi neredeyse tüm camilerde var. Ramazan’da milletin en çok dikkatine çeken şey de belki bu hatimdir. Hatimler özellikle son 10 yani kadir gecesine denk getirilmeye çalışılıyor. İftar sofrası tüm camilerde var herkes evinde yaptığı tatlı yemek içecek neyse bir kısmını getiriyor ve ortaya bir sofra konuluyor.  En fazla 10 dakika içerisinde millet orucunu açmış oluyor ve herkes namaza geçiyor. Sahurlarda Türkiye’de olduğu gibi değil burada sahurda hafif bir şey yeniyor. Bizde öyle değil sahur yemek yiyoruz sahurun olmazsa olmazlarında biri cacıktır.

YARIN: AHMED ALNAHHAL

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim