Meslektaşım, dava arkadaşım ve sevdiğim bir dostum olan merhum Hüseyin Kök kardeşim, daha doğrusu ağabeyim ve hocamla 1970’li yıllarda MTTB çatısı altında tanıştık. İlk görüştüğümüz anda yüreğinin güzelliğini yüzüne aksettiren, samimi duruşu ve hayatı boyunca eksik etmediği güler yüzlülüğü ile kendisine karşı büyük bir sevgim oluştu. Tebessüm bir insana bu kadar mı yakışır? Hüseyin Kök hocama öyle yakışıyordu ki o güzel tebessümü ile herkesi kendisine çekiyordu.

Hüseyin hocamla bağımız da hiç kopmadı. Ne zaman bir araya gelsek samimi davranışına ve içten konuşmasına ve o güzel gülüşüne hayran olurdum. Gerek meslektaşım olması gerekse Kız Meslek Lisesi’nde hem yeğenim Fatma’nın hem de kızım Zahide’nin öğretmeni olması hasebiyle zaman zaman görüşür, gönüllere sirayet eden sohbetiyle müşerref olurdum. Okulundaki öğretmenlik görevine ek olarak dışarda da Kur’an öğreticiliğini, öğrenci yetiştirme gayretini, güzel hitabeti ile yaptığı sohbetlerini ve kendisini herkese sevdirmesi gibi güzelliklerini yakından biliyor ve imanına, düzgün ahlakına, inancını eksiksiz yaşama gayretine şahitlik ediyorum.

Oğlu Avukat Muhammet Tahir Kök’ün verdiği bilgiler ışığında merhum Hüseyin Kök’ü daha yakından tanıyalım:

Hüseyin KÖK, 1953 yılında Aksaray iline bağlı Sultanhanı ilçesinde dünyaya gelmiştir. Kendisi dört çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğudur. Sultanhanı o dönemde nüfusu çok da yoğun olmayan bir bucak iken henüz Sultanhanı’nda bir ortaokul olmadığı gibi ortaokula giden bir kişi de mevcut değildir. Ancak kendisi ortaokula gidebilmek için aşırı bir istek göstermiş ve babasını bu yönde ikna etmek için gayret sarf etmiştir. Bu konuda kendi yaşamından örnek vererek küçük yaştaki çocuklara tavsiye verirken; kendisinin 12 yaşındayken tahsiline devam etmemesi halinde köy yerinde çiftçi bir ailenin çocuğu olması sebebi ile ileride nasıl bir yaşam süreceğini tahmin ettiğini ve bundan daha farklı ve çok daha faydalı bir gaye ile sürecek bir ömür için tahsiline devam etme gayesini güttüğünü anlatmıştır.

Köy büyüklerinin “nasılsa gidince bir süre sonra geri döner” şeklindeki yaklaşımları ile bir şekilde 1964 yılında Kayseri İmam Hatip Okuluna kaydolmuş ve yatılı şekilde ortaokula başlamıştır. Kendisi bu yolculuğunu “12’li yaşlarda tek başına bağlamalı tahta bavullarla kamyon kasalarında geçen bir yolculuk” olarak ifade etmiştir. 1971 yılında Kayseri İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ilk olarak Tıp Fakültesine gitmek istemiş ise de İmam Hatip Lisesi mezunlarına uygulanan kısıtlamaların getirdiği zorluklarla o dönemde tanışmıştır. Yine de bu azminden vazgeçmemiş, aynı zamanda bu dönemde Kırşehir’de imamlık görevine tayin olmuştur. Kırşehir’de Tıp Fakültesi sınavları için hazırlık yaparken imamlık görevinde karşılaştığı bazı bid’at şeklindeki uygulamalar kendisini Yüksek İslam Enstitüsü’nde okumaya yönlendirmiş ve girdiği sınav sonucunda Konya Yüksek İslam Enstitüsü’ne girmeye hak kazanmıştır.

Hüseyin Kök, Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nde eğitim gördüğü 1971-1975 yılları arasında Milli Türk Talebe Birliği’nde ve Konya Yüksek İslam Enstitüsü Talebe Derneği’nde aktif görevler almıştır. Aynı zamanda iyi bir hatip olan Hüseyin Kök, okulda çoğu zaman mikrofon başındaki konuşmalarıyla hatiplik sıfatını ortaya koymuş ve bu konuda dikkat çekmeye başlamıştır.

Yüksek İslam Enstitüsü mezuniyeti sonrasında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak önce Malatya, akabinde Uşak iline atanmıştır. Ancak 1980 askeri darbesine giden o anarşi ortamında birçok tehdit almış, saldırıya uğraymış ve akabinde öğretmenlik görevinden istifa ederek Konya iline dönmek zorunda kalmıştır. Bir müddet sonra Konya’ya atanması öğretmenliğe yeniden başlamasına sebep olmuştur.

Konya’da öncelikle Kız Ortaokulu’na, kısa süre sonra Meram Kız Meslek Lisesi’ne atanmıştır. Bu okulda emekliliğine kadar yaklaşık 30 yıl görev yapmıştır. Konyalı ailelerin kızlarını okutmak konusunda öncelikle Kız Meslek Lisesi ve Atatürk Kız Lisesi’ni yoğun şekilde tercih etmeleri ve Kız Meslek Lisesi’nin tek Din Kültürü Öğretmeni olarak uzun yıllar görev yapması sebebi ile Hüseyin Kök’ün birçok Konyalı ailenin kızının öğretmeni olması ve Konya’da çok tanınması sonucunu doğurmuştur. Meslek hayatı içerisinde ayrıca kendisi Konya Cezaevinde gönüllü olarak mahkûm ve tutuklulara din eğitimi vermiş, aynı zamanda Hayra Hizmet Vakfı ve Türk Anadolu Vakıflarında görev almış, Türk Anadolu Vakfı Hacıveyiszade Yurdu’nda İmam-Hatip öğrencilerine belletmenlik yapmıştır. Yine kendi okulunda görev yapan öğretmen arkadaşlarına Kur’an öğreticiliği yaparken aynı zamanda Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencilerine haricen gönüllü eğitmenlik yapmıştır.

1994 yılında İsviçre ülkesinde Bern Büyükelçiliği Eğitim Müşavirliği emrine görevlendirilmiştir. Bu kapsamda kendisinin asıl yabancı dili Fransızca olmasına rağmen Almanca’da öğrenmiştir. 1999 yılına kadar İsviçre’de her gün başka bir okula gitmek şeklinde bir görev ile Türk okullarında gurbetçi vatandaşların Türk kökenli öğrencilerine dini eğitim veren Hüseyin Kök, Yurda dönüşünde yeniden Kız Meslek Lisesi’ndeki görevine devam etmiştir. 2015 yılından sonra sıhhati bozulmaya başlayan Hüseyin Kök, bir müddet daha öğretmenlik görevini sürdürmüş ise de sıhhatinin daha fazla bozulması sebebi ile mecburen çok sevdiği ve azimle sürdürdüğü öğretmenlik görevinden emekliliğini istemek zorunda kalmıştır. Bu arada öğretmenlik görevlerinin son dönemlerinde KON TV bünyesinde personele diksiyon eğitimi vermiş ve aynı zamanda İnsan Kaynakları Müdürü olarak görevlendirilmiştir.

5 yıl boyunca mücadele ettiği kanser hastalığını yenen Hüseyin Kök bu defa koronavirüse yakalanır. Kanserin vücudunu yıpratmasının da etkisi ile durumu kötüleşen Hüseyin Kök, 10.09.2021 tarihinde vefat etmiş ve yılarca emek verdiği Konya topraklarında, Meram Köyceğiz Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Oğlu Muhammet Tahir Kök, bu bilgileri verdikten sonra babası ile ilgili şunları söyler:

“Babam Hüseyin Kök’ün evinde büyük bir kütüphanesi mevcut olup her konuda her görüşte kitaplara âşıktır. Bilgiye, okumaya her daim açtır. İçi dolu muhabbet Hüseyin Kök için bir keyif kaynağı olup, kelimelerle raks etmek onun için adeta bir sanattır. Babam Hüseyin Kök, amacı doğrultusunda vazgeçmek nedir bilmeyen azimde, özenli, düzenli ve çalışkan bir kişi nitelikleri ile örnek bir insandır. Kendisi okumayı her zaman teşvik etmektedir. Bu yönünü hatiplik sıfatı ile birleştirmiş, Avrupa görevi öncesinde Milli Gençlik Radyosunda diksiyon eğitimi vermeye başlamıştır. Öğretmenliği döneminde babam ve yoldaşları, kurdukları Kentin Işıkları isimli bir dernek ile iftar ve sahurlarda fakir sofralara misafir olma ve bunu TV ekranlarına yansıtarak yardım kampanyası düzenleme geleneğine öncülük edenlerden olmuşlardır. Ayrıca uzun yıllar boyunca kendisi gerek gündüz gerekse akşam kuşaklarında özellikle Ramazan aylarında sahur ve iftar saatlerinde KON TV ekranlarında hem sunucu hem yorumcu olarak program hazırlamış, izleyicilerine katkı sağlamış, ekrandaki kibar ve latif anlatımı ile akıllarda yer edinmiştir. Öğretmenliğe tekrar döndüğü dönemde akademik çalışmalarına devam etmiş ise de siyasi baskılar ve bir kısım engellemeler sebebi ile akademik çalışmalarını tamamlamakta muvaffak olamamıştır. Bu konuda azami bir gayreti olmasına rağmen karşılaştığı haksız muamele nedeniyle akademik çalışma yapamaması her zaman, içinde bir ukde olarak kalmıştır. Tedrisat konusuna verdiği önemi kendi çocuklarından da eksik bırakmayan babam dört çocuğunun da farklı meslekî branşlarda eğitim almaları ve akademik çalışmalara yönelmeleri konusunda takipçileri olmuştur. Kendisinin bir baba, bir öğretmen, daha da önemlisi mümin bir kul olarak dünya imtihanını başarıyla tamamladığına inanıyorum. Allah cennetinde kavuştursun İnşallah…”

Ömrü boyunca çok hayırlı faaliyetlere imza atan, okulda, dernek ve vakıflarda, TV’de, cezaevinde yani fırsat ve imkân bulduğu her yerde, her ortamda tebliğ görevini eksiksiz yerine getiren Hüseyin Kök hocamızın ben de dünya imtihanını başarıyla tamamlayarak imanlı bir şekilde ebediyete irtihal eylediğine, vuslata erdiğine inanıyorum. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Salgın hastalıktan vefat edenlerin hükmen şehit olduğu inancıyla Rabbimizin şehitler sınıfına dâhil etmesini niyaz ediyorum.

SALİH SEDAT ERSÖZ

Editör: TE Bilişim