Konya’nın yetiştirdiği önemli isimlerden olan hafız Emin Boydak, yakın zamanda Hakk’a yürüyen isimler arasında yer alıyor. Eğitimci bir babanın oğlu olan Merhum Emin Boydak, küçük yaşlarda hafız oldu. Askerden sonra kadro olmadığı için fahri olarak Tepeköy’de tarihi Kadı Mürsel Camii’nde imamlığa başlar. Merhum Boydak, burada iki yıl görev yaptıktan sonra Selçuklu ilçesine bağlı Ulumuhsine köyünde İmam-Hatip olarak vazifeye başlar. Burada iki yıl görev yapan merhum Boydak, Konya’ya gelerek o zaman ismi Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü olan yüksekokulda evrak işlerini yürüten memurluk görevine başlar. Burada çalışmaya devam ederken Konya Müftülüğünün açtığı İmam-Hatiplik imtihanına giren merhum Boydak, sınavda başarılı olur ve Tepeköy kasabasındaki Kadı Mürsel camiinde kadrolu olarak göreve başlar. Merhum Boydak, görev yaptığı Kadı Mürsel Camii’nin altında bulunan ve o dönemde “Hoca Mektebi” ismiyle bilinen Kur’an Kursu’nda yaklaşık 40 yıl kasabanın çocuklarına İslami İlimler ile Kur’an eğitimi verdi. Merhum Boydak’ın emekli olduğu 1995 yılına kadar, kasabada kadın-erkek, çocuk, genç, yetişkin yüzlerce kişi onun rahle-i tedrisinden geçer. Merhum Boydak’la ilgili bilinmeyenleri kaleme alan Araştırmacı-Yazar Salih Sedat Ersöz, şu bilgileri veriyor;

3 YILDA HAFIZ OLDU

1933 yılında bugün Selçuklu İlçesine bağlı mahalleye dönüştürülen Tepeköy kasabasında dünyaya geldi. Babası köyün Eğitmeni Hasan Efendidir. O tarihlerde öğretmen az olduğu için askerde zeki olanlar seçilip Eskişehir’de 6 ay sıkı bir eğitime tabi tutulup ihtiyaç olan okullara öğretmen olarak tayin ediliyormuş. Babası Hasan Efendi de bu kapsamda eğitim alarak köyündeki okulda 10 yıl hizmet eder. Annesi ise Osmanlı bakiyesi Fatma Hanımdır. Emin Boydak 6 çocuklu ailenin en büyük evladıdır. 15 yaşına kadar köyde ev, bağ ve bahçe işlerinde ailesine yardımcı olur.

Kasabada yine Osmanlı bakiyesi Medrese tahsili görmüş Hafız Ahmet Efendi, hem camide imamlık yapmakta hem de kasabanın çocuklarından kabiliyetleri olanlara Kur’an ve hafızlık eğitimi vermektedir.

Eğitimci olan babası ve annesi oğulları Emin’in hafız olmasını çok arzu ederler. Ancak o yıllarda, Türkiye’de genelde “Din eğitimi” özelde “Kur’an eğitimi” çok sıkı takibat altındadır. Kasabaya sık sık görevliler kontrole gelmekte ve Kur’an eğitimi yapılıp yapılmadığını denetlemektedir. Kur’an öğrenen ve öğretenlere ağır cezalar verilmektedir. Bu ağır şartlar altında hafızlık eğitimine başlar.

Emin, ailenin en büyük evladı olduğu için tüm işlerde babasının başyardımcısı, adeta sağ kolu mesabesindedir. Bahar ve yaz günlerinde önünde 200 - 250 civarında koyun - kuzu, elinde Kur’an-ı Kerim olduğu halde dağlarda hem peygamber mesleği olan çobanlık yapar, hem de Kur’an ezberler. Akşama kadar ezberlediği sayfaları ertesi günü hocasına okur. Bu durum üç yıl kadar devam eder. Kendisiyle birlikte 15 - 16 arkadaşı da hafızlık çalışması yapmaktadır. Hocası Hafız Ahmet Efendi aynı zamanda 1.Cihan harbine katılarak yara almış bir gazidir. Gayretli, ahlaklı çalışkan örnek bir şahsiyettir.

Emin Boydak yaklaşık üç yıl süren çalışmanın sonucunda sağlam bir şekilde hafız olur. Aynı anda hocasından diğer İslami bilgileri de tahsil eder. Hafızlık tamam olunca o sıkıntılı günler de sona ermiş olduğu için diğer arkadaşlarının da iştirakiyle hafızlık merasimi yapılır.

Askere gidinceye kadar Kasabada ailesine yardım eder. Askerliğini Kars ilinin Çıldır ilçesinde yapar. Askerlik vazifesini yaptıktan sonra o yıllarda birçok camide kadro olmadığı için fahri olarak Tepeköy’de tarihi Kadı Mürsel Camiinde imamlığa başlar. İki yıl görev yaptıktan sonra Selçuklu ilçesine bağlı Ulumuhsine köyünde İmam-Hatip olarak vazifeye başlar. Bu görevi de iki yıl sürer.

Daha sonra Konya’ya gelerek o zaman ismi Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü olan yüksekokulda evrak işlerini yürüten memurluk görevine başlar. Ancak onun isteği bir camide imam - hatip olarak görev yapmaktır.

BİRÇOK KİŞİYE EĞİTİM VERDİ

Adı geçen okulda çalışırken Konya Müftülüğü İmam-Hatiplik imtihanı açar. Sınava girer, başarılı olur ve Tepeköy kasabasındaki Kadı Mürsel camiinde kadrolu olarak göreve başlar.

Görev yaptığı Kadı Mürsel camiinin altında bulunan ve o dönemde “Hoca Mektebi” ismiyle bilinen Kur’an Kursu’nda yaklaşık 40 yıl kasabanın çocuklarına İslami İlimler ile Kur’an eğitimi verir. Eğitim okulların açılmasıyla başlar, okullar kapanınca sona erer. Sabahçı olanlar öğleden sonra, öğlenci olanlarda sabah eğitim alırlar. Emekli olduğu 1995 yılına kadar, kasabada kadın-erkek, çocuk, genç, yetişkin yüzlerce kişi onun rahle-i tedrisinden geçer.

HAFIZLARI VE EĞİTİM GÖRENLERİ SEVERDİ

Merhum Hafız Emin Boydak’ın oğlu Koyunoğlu Müze ve Kütüphane Müdürü Hasan Boydak kardeşim bu bilgileri verdikten sonra babası hakkındaki görüş ve düşüncelerini de şöyle açıkladı:

“Tepeköy’de o günlerde dört adet camii vardır. Babamın vazife yaptığı camii Selçuklulardan kalma tarihi “Kadı Mürsel” Camiidir. Bu cami tam merkezdedir ve kasabanın en büyük camisidir. Cemaati hayli fazladır. Babam ve diğer camilerde görevli hocalar, elbirliği içerisinde kasabada çok güzel faaliyetler yürütmüşlerdir. Türkiye’mizde uzun yıllar “Din ve Kur’an eğitimi” yasaklandığı, takibata uğradığı için, yetişen hocaların birçoğunun ya ahirete irtihal ettiği ya da takip altında oldukları için insanlarda ciddi olarak din ve Kur’an eğitimi açığı oluşur. Hatta öyle bir zaman gelir ki neredeyse cenaze namazı kıldıracak hoca bile zor bulunur haldedir.

Bu sebeple babamın ve diğer hocaların o dönem insanlara Kur’an okumayı, ilmihal bilgilerini, namaz surelerini, siyer ve ahlak bilgilerini öğretmeleri çok önemlidir. Babam, okuttuğu çocukların içinde zeki ve yetenekli olanları; hafızlık eğitimi almaları, İHL ve üniversite tahsili yapmaları için Konya’ya yönlendirir. Onun teşvikleri ve gayretleri ile yüz civarında genç hafız olur. Bu eğitim çalışmalarından arta kalan vakitlerde de cami cemaatinden isteyenlere özel Kur’an dersleri verir.

Babam hafızları ve aktif öğrenim gören öğrencileri çok severdi. Onlara imkânlar dâhilinde sürekli destek olurdu. Sosyal yönü çok kuvvetli idi. Kasabada yeni doğan çocukların ailelerini ziyaret eder sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okur, hayırlı evlat olmaları için dua ederdi. Sürekli cemaatinden hastaları ziyaret eder, yaşlıların hal hatırını sorar, onların gönlünü alırdı. Vefatlarında, defin işlemlerine kadar tüm hizmetlerini eksiksiz yerine getirirdi.

Cemaatten öksüz ve yetimlere özel ihtimam gösterirdi. Onları maddi olarak sürekli desteklerdi. Diğer ihtiyaçlarını gidermede de yardımcı olurdu. Mevsiminde onların bağ ve bahçe işlerinde hep yardımcı olurdu. Çok misafirperverdi. Hanesinde misafir hiç eksik olmazdı. Eşine, dostuna, cemaatine ikramlarda bulunmayı çok severdi.

KASABADA SÖZÜ GEÇERDİ

Kasabada evlenecek gençlere dünür başlığı yapar, onlara referans olurdu. Ailevi sıkıntı yaşayanlara arabulucu olur, huzurlu bir aile yuvasının oluşması için telkinlerde bulunur, nasihat ederdi. Onun telkinleri ve nasihatları göz önünde bulundurulurdu. Kasabada sözü geçen tesirli bir hocaydı.

Sesi çok güzeldi. Ezan okuduğu zaman herkes işini bırakır saygı ve hürmetle okuduğu ezanı dinlerdi. Diyanet İşleri Başkanlığının hizmet içi eğitimlerini hep takip ederdi. Âlimlere, hocalara karşı derin bir saygısı vardı. Misafir bir meslektaşı camiye geldiğinde hemen ona hürmet eder, namaz kıldırmasını, vaaz etmesini istirham ederdi.

1988 yılında görevli olarak Hac vazifesini yerine getirdi. Görevine çok bağlı ve dikkatli idi. Emekliliğine yakın birkaç yıl kaplıcaya gitmek için yıllık izin kullanmasının dışında, neredeyse hiç izin kullanmadı.

Tasavvuf ehliydi. Ramazanoğlu Mahmut Sami ks. muhibbanından Dişci Mehmet Efendiyi ve Dr. Hulusi Baybal’ı çok severdi. Yıllarca kasabada arkadaşları ile yaz - kış tasavvuf eğitimi ve sohbetleri yapmıştır. Bu sohbetlere ülkenin en sıkıntılı dönemlerinde bile devam edilmiş ve vefatına kadar sürmüştür.

Kasabada su hizmeti, amme hizmeti hayır hasenat işlerinde hep önlerde olurdu. Çocuklarını hafız olması, İHL’nde okumaları için Konya’ya gönderdi. Kimi hafız olarak, kimi İHL’ni okuyarak yüksek tahsilini tamamlayıp hayata atıldı.

Çocuklarının hepsi Konya’da olduğu için 1995 yılında Fahri ve resmî olarak toplam 40 yılın üzerinde İmam-Hatiplik vazifesinden sonra emekliye ayrıldı ve Konya’ya yerleşti. Ancak din görevlisinin emeklisi olmaz anlayışı ile Konya’da mahallede bulunan camilerde Fahri olarak 15 yıla yakın hizmet gördü.

1997 yılında ailesi ile birlikte üç aylığına mübarek beldelere gitti. Umre ve Hac vazifesini yerine getirdi. Sıla-i Rahime çok önem verirdi. Küçük büyük herkesi ziyaret ederdi. Sohbet ve ders halkalarının müdavimi idi. İslâm’a ve vatanımıza güzel hizmetleri olan âlimlere, hocalara ve devlet adamlarına çok dua ederdi. Çocukları ve torunlarının İslami eğitim almaları hususunda hep gayret gösterdi. Onların başarılarından hep memnuniyet duyardı.

Ailesine, çocukları ve torunlarına çok düşkündü. Onlarla baba, dede ilişkisinden ziyade samimi bir arkadaş gibiydi. Ailesinde hafızlar, avukatlar, iktisatçılar, ilahiyatçılar, mühendisler, öğretim üyeleri, öğretmenler yetişti. Hepsi farklı kurumlarda hizmet ediyor.

Ömrü; Allah ve Rasûlünün yolunda, Allah dostlarını, hafızları, yetim ve öksüzleri severek, onlara daima muhabbet duyarak geçmiştir. Küçük sağlık problemleri dışında ciddi bir rahatsızlık yaşamamıştır.”

2017 yılı 17 Şubat’ında 57 yıllık eşi Fadimeana teyzemizi kaybeden Hafız Emin Boydak hocamız 2020 yılı Eylül ayının ikinci yarısında öksürük şikâyeti ile Meram Eğitim Araştırma Hastanesine kaldırılır. Yapılan tetkiklerde Covid 19 teşhisi konulur ve hemen yoğun bakıma alınması kararlaştırılır. Yoğun bakımda kaldığı toplam 15 günün sonunda, 2 Ekim 2020 tarihinde 87 yaşında emaneti sahibine teslim eder. Musalla Mezarlığında medfundur.

Benim de Büyükşehir Belediyesinden 1997 yılından itibaren yakından tanıdığım çok değerli Hasan Boydak kardeşime verdiği bilgiler nedeniyle şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca diğer evladı Mustafa Boydak kardeşime de gayretleri sebebiyle teşekkür ediyorum. Yetiştirdiği bu hayırlı evlatları, Hafız Emin Boydak hocamızın amel defterinin açık kalmasına ve sevaplar yazılmaya devam etmesine vesile oluyorlar İnşallah.

Arkasında, yetişmesine vesile olduğu yüzlerce hafız ve ilim adamı ile Konya’mıza hizmeti ibadet sayan çok güzel evlatlar bırakarak ahirete irtihal eyleyen Hafız Emin Boydak hocamıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Mekânı cennet olsun. Rabbim şehitler sınıfına dâhil eylesin.

SALİH SEDAT ERSÖZ

Editör: TE Bilişim