Konyaspor’un Süper Lig’e çıktığı ve efsane olan 1988-89 sezonunda Konyaspor formasını terleten, daha sonra ağabey olarak yeniden Konyaspor’da bulunan eski Futbolcu Kemal Güven, futbol hayatındaki dönem noktalarını ve Konya halkına genel bakış açısını değerlendirdi.

Konyaspor’da 1988-89 sezonu da dâhil Süper Ligde oynadınız. Bu dönemde Kayhan Kaynak, Mücahit Yalçıntaş, Fuat Yaman, Bahattin Güneş, Suat Kaya gibi Süper Ligin gözde futbolcularıyla takım arkadaşlığı yaptınız. Ne oldu da 1990’da Konyaspor’dan ayrıldınız?

O sezon yönetimle transfer peşinatımın ödenmesi konusunda tartışma yaşadım. Tartışmanın sonunda haksız olarak kadro dışı bırakıldım ve çok üzülerek Konyaspor’dan ayrılmak zorunda kaldım. 1. ligde antrenörlüğümüzü yapmış olan Şener Dal hocam Kocaelispor’u çalıştırıyordu, beni takımına istedi ve Kocaelispor’ a transfer oldum.

Bu yıllarda siz Hukuk Fakültesi öğrencisiydiniz. Profesyonel futbolcunun kamp, antrenman ve maç programları ya da aynı şehirde oynayamama durumları, Hukuk gibi devamlılık isteyen bir bölümde işini zorlaştırmaz mı?

Tabi ki çok kolay olmadı. Her zorluk gibi hukuk eğitimime devam edebilmek için çok fedakârlık yapmak zorunda kaldım. En büyük fedakârlığı da futbola ayırmam gereken zamandan yaptım, bu da futbol kariyerimin ancak bu seviyede gerçekleşmesine sebep oldu.

Kocaelispor dönemi nasıl geçti?

Kocaelispor’a ara transferde gitmiştim. İlk yıl hedefimiz yoktu. 2. Yıl Adnan Dinçer hocamızla beraber iddialı bir takım oluşturuldu, Samsunspor ile başa baş geçen bir sezondan sonra ligi 2. Sırada bitirdik. Sonraki sezon Güveç Kurtar hocamız oldu, çok daha iyi bir kadro kuruldu ve yanılmıyorsam 25 puan farkla çok rahat şampiyon olduk. Sonraki sezon 1. Ligdeki 8. Maçtan sonra ben Mersin İdman Yurdu’na kiralık olarak transfer oldum.

Neden Mersin İdmanyurdu’na gittiniz?

Şartlar öyle gerektirdi. Kocaelispor’dan Olcay arkadaşımızla beraber klasman maçları bitmek üzereyken Mersin İdmanyurdu ile kiralık olarak anlaşma yaptık. Takım play off a kaldı. Play off ta 15 maç ilk 11 de görev yaptım ve ligi 5. Sırada bitirdik. Mersin İdmanyurdu’nda da çok iyi bir kadro vardı. Orada 15 maç 3-5-2 sisteminde sağ kanatta oynadım. Bu benim için çok değişik bir tecrübe olmuştu.

Ve nihayet “ağabey futbolcu” olarak yeniden Konyaspor’a döndünüz. Bıraktığınız Konyaspor ile geldiğiniz Konyaspor arasında nasıl bir fark oluşmuştu?

Ben Mersin İdman Yurdu’nda oynarken Konyaspor 1. Ligden düşmüştü. O sezonun sonunda Konyaspor’a tekrar döndüm. Sait Gönen başkandı. Tabi giderken takımın küçüğü iken döndüğümüzde daha olgun bir yaştaydım. İlk dönem yaptığım hataları yapmadan, daha istikrarlı bir 5 sene geçirdim. Çok iyi hocalarla, çok iyi arkadaşlarla, çok iyi yöneticilerle keyifle çalıştım. Futbolcu profili ve bütçe olarak gittiğim takımdan daha mütevazı bir takımdı.

Son üç sezonunuz nasıl geçti?

Kadro yapısı ve bütçesi diğer takımlara rağmen çok düşük olmasına rağmen büyük başarılar elde ettik. Neredeyse profesyonel hayatlarının ilk yıllarını yaşayan birçok genç ve birkaç tecrübeli arkadaşlarımız ile değerli hocalarımızın ve iyi niyetli yöneticilerimizin destekleri ile beraber çok keyifli bir dönem geçirdik. İki kez 4’lü play offlarda mücadele ettik. Şampiyon bile olabilirdik.

Ben bir hazırlık maçıyla futbolu bıraktığınızı hatırlıyorum. Jübile maçı mıydı?

Maalesef jübile maçım olmadı. O zamanlar vefa duygusu yoktu herhalde. Jübile maçı bir teşekkür ve uğurlama maçıdır. Ben “Bırakıyorum” dedim ve maçsız, uğurlamasız bıraktım.

Futbol hayatınızda sizi en çok üzen şey ne oldu?

Konya’da, Konyalı insanların hak ettikleri değeri görmediğini düşünüyorum. Ben bunun futbolcu tarafını yaşadım.

Peki, yaşadığınız en sevindirici olay neydi?

13 sene profesyonel futbol hayatımda birlikte çalıştığım çok değerli hocalarım, arkadaşlarım ve yöneticilerimi tanımak ve onlarla bir amaç uğruna birlikte emek vermekten mutlu oldum.

Ne zaman evlendiniz?

1998’de evlendim. Eşim Elif Hanım eczacı, oğlum Mustafa Kerem 20 yaşına geldi ve bu yıl üniversiteye başladı. Kızım Tanyeli İrem 17 yaşında ve İzmir’de lise eğitimine devam ediyor.

Avukatlık stajını ne zaman ve nerede yaptınız?

Kocaelispor’da oynarken 1992 yılında yaptım.

Hukuk bürosu açtınız mı?

1998 yılında açtım, 4 sene avukatlık yaptım. Sonra büroyu kapatıp ticarete yöneldim.

Profesyonel futbol oynarken, Spor Akademisi değil de Hukuk okumanızın bir sebebi var mıydı?

Akademik başarı seviyem biraz yüksekti, futbol hayatımı en az etkileyecek, en yüksek puanla girilebilecek bir bölüm seçmek istedim, buna da hukuk fakültesi uyuyordu.

Peki, Avukatlığı bırakmanızın özel bir sebebi var mı?

Zaten bir ideal olarak değil de başarı seviyem nedeniyle hukuk okudum. Ortak olduğum, üretimle uğraşan bir şirketimiz vardı, büroyu kapatıp iş hayatıma orada devam ettim.

Avukatlık bırakılası bir meslek mi?

Aslında çok güzel bir meslek de benim ideal mesleğim değildi. Sürdürdüğüm bir ticari faaliyet vardı, bu sebeple avukatlığa devam devam etmek istemedim.

Ticarete ne zaman başladınız?

Çok erken başladım. Futbolcu iken 1995 yılında ticaretle ilgileniyordum.

Bir dönem Konyaspor’da yönetici olarak görev yapınca futbolcu-yönetici münasebetinde iki tarafta olmanın da tecrübesini kazandınız. Hangi kulvarda işler daha zor?

Kısa bir süre yöneticilik yaptım. Konyaspor ile beraber, futbol takımlarının çoğunun çok kötü yönetildiğine inanıyorum. Yöneticiler geçici bir süre için görev alıyorlar ve ne zaman görevlerinin biteceğini öngöremiyorlar. Bir de Konyaspor gibi kitle takımlarında düşündüklerinizi ve inandıklarınızı yapabilmek konusunda bağımsız olamazsınız. Ne zaman ki yöneticiler kendi şirketini yönetir gibi bağımsız, bir o kadar da sorumlu olabilirlerse o zaman doğru yönetimin olacağını düşünüyorum. Yöneticilik yaptığım dönemde bu ortamı göremediğim için kısa süre sonra pasif duruma geçtim.

Liglerde futbolcu olmak ve bunu sürekli olarak koruyabilmek, çok küçük yaşlardan itibaren büyük emek ve fedakârlık ister. Hem temel olarak fiziksel özellikleriniz ve yeteneğiniz olacak, hem de bunları çalışmayla ve fedakârlıklarla desteklemeniz gerekecek ve bunu meslek hayatınız boyunca istisnasız uygulayacaksınız. Profesyonel sporcuların bu seviyeye gelinceye kadar çok emek verdiklerini, çok acılar çektiklerini bilmemiz gerekiyor. Sorunuza gelince futbolcu olmayı her mesleğin önünde tutarım. Çünkü tamamen emeğinizle, tırnaklarınızla kazıyarak çok az sayıdaki şanslı insanlar arasına girmek, hem ekonomik hem de manevi olarak yüksek tatmin yaratıyor. Bir de tutkulu olduğunuz bir iş yapıyorsunuz ve karşılığında maddi manevi tatmin yaşıyorsunuz. O zamanlar üst düzeyde futbol oynuyorsunuz binlerce insan sizi izlemeye geliyor ve bunun için de hatırı sayılır bir para alıyorsunuz. Şimdi futbol oynayabilmek için üstüne para veriyoruz.

Neden teknik direktörlük yapmadınız?

Futbolun dinamiklerini 13 sene yaşayarak tecrübe ettim ve bana uygun olmadığını düşündüm. Teknik direktörlük kurslarına dahi gitmedim.

Futboldaki değişimi nasıl yorumluyorsunuz?

Tam bir endüstri oldu. Futbol ekonomisi çok büyüdü, her bir bölümüne düşen pay o kadar arttı ki, siyaset başta olmak üzere işin içinde olmaması gereken aktörler etkin olarak işin içinde. Saha içindeki kısmı en keyifli tarafı, fakat arkasında o kadar büyük bir rant (bu sadece maddi değil) var ki, bu tarafını bilen insanlar futboldan uzak duruyorlar. Teknik olarak bakarsak da, bilimin ve teknolojinin de işe dâhil olması ile beraber, güce dayalı, bir birine çok benzeyen futbolcuların oynadığı bir oyun oldu. Böyle olunca seyir zevki her geçen gün düşüyor. Birkaç çok yetenekli ve aynı zamanda güçlü oyuncu hariç diğer futbolcular hemen hemen birbirlerinin aynısı.

Sizin söylemek istediğiniz şeyler var mı?

Öncelikle benimle röportaj yapmak istediğiniz için teşekkür ederim. Futbola 12 yaşında başlayıp 31 yaşında bıraktım. 19 yılın sonunda çok güzel anılar ve hayat tecrübesi biriktirdiğimi gördüm. Futbol bana maddi ve manevi çok değer kattı, bunun için mesleğime minnettarım.

Ülkemiz için de; her işte liyakatin değer bulduğu ve gerçekten hak eden insanların hak ettikleri yerlere gelebildikleri bir ortam diliyorum. Futbol için de aynı dileklerimi buradan iletmek istiyorum.

MUSTAFA GÜDEN

Editör: TE Bilişim