DOÇENT DR. ÖZLEM DUĞAN (UŞAK ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ DEKAN YARDIMCISI)

İlker Küçüktunç ile yakından tanışmamız Konya Doğan Haber Ajansı'ndan ayrılmam ve Selçuk Üniversitesi Basın Müşavirliği'nde (şuanki Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü) işe başlamam ile olmuştur. Selçuk Üniversitesi Basın Müşavirliği'nde işe alışma sürecinde çok büyük desteğini gördüğüm Küçüktunç, Konya basın camiasında sevilen ve sayılan bir şahsiyetti.

Selçuk Üniversitesi'nde Fakülte ve Meslek Yüksekokulu'nda Fakülte Sekreteri olarak görev yapan Küçüktunç'a üniversitede birçok insan "İlker Abi" ya da "İlker Hoca" şeklinde hitap ederdi. Ben de ilk işe başladığımda "İlker Abi" dediğimde evladım bana "İlker Hoca" şeklinde hitap edeceksin demişti. Bu süreçte Küçüktunç, herkesin "İlker Hoca" şeklinde hitap ettiği bir insan olmuştu. Herkesin saygı duyduğu Küçüktunç, ilginç hobileri ve renkli kişiliğiyle aslında herkesin sevdiği bir insandı. Çalıştığım süre boyunca hiç öfkelenmiş halini hatırlamıyorum. Tarih bilgisi ile de dikkat çeken Küçüktunç, makamında mutlaka Türk Bayrağı ve Atatürk'ün fotoğrafını bulundururdu.

"HAVACILIK TUTKUSU VARDI"

Pilot Brovesi bulunan Küçüktunç, 1987 yılında Havacılık Merkezi'ni kurmuştu. Havacılık alanında birçok sergi açtı. Makam odasında havacılık ile ilgili sergilediği maket uçak eserleri yer alırdı. 12. Maket Uçak ve Diorama Sergisi'ni Türk Hava Kuvvetleri'nin 100. yılı anısına açmıştı. Havacılık tutkusu nedeniyle Havacılık alanındaki Komutanlar ziyaretine gelirdi ve onlarla sohbet etmeyi çok severdi. Makamına gelen kişilere hep açtığı sergilerinden ve eserlerinden bahsederdi.

"TELSİZ DİNLERDİ"

İlker Küçüktunç, T.R.A.C Telsiz Radyo A Brovelerine sahipti. Telsiz dinlemeyi çok severdi. Elinde telsiz toplantılara gider, etkinliklere katılırdı. Telsizi dinlerken çevresindeki insanlara telsiz ile ilgili bilgilerini aktarırdı.

"HER GÜN HÜRRİYET GAZETESİ OKURDU"

Her gün Hürriyet Gazetesi alır ve her sayfasını tek tek okurdu. Hürriyet Gazetesi'ne karşı özel bir ilgisi vardı. Selçuk Tıp Fakültesi Sekreteri olduğu dönemlerde bile Hürriyet Gazetesini okumaktan vazgeçmediğine tanık olmuştum. Özellikle köşe yazarlarını okur ve çevresindekilere okuduklarını anlatırdı.

"DOKTORLARLA İLİŞKİSİ ÇOK İYİYDİ"

Uzun süre Selçuk Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu'nda (MYO) Yüksekokul Sekreteri olarak çalışması ve doktorlar ile ilişkisinin iyi olması nedeniyle sağlık bilgisi çok fazlaydı. Basın Müşavirliği'nde hastane ile işi olan birçok çalışana yardımcı olur ve doktorlardan randevu alırdı. Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki bütün doktorları tanır ve onları sık sık ziyaret ederdi.

"FAHRİ TRAFİK MÜFETTİŞİYDİ"

İlker Küçüktunç'un Fahri Trafik Müfettişi olması nedeniyle Üniversite'de birçok akademisyen ve idari personele trafik şubeye şikayet etmişliği vardır. Hatta hatırlıyorum üniversitenin genel sekreterine arabasını Rektörlük Binası bahçesine yanlış yere park ettiği için şikayet etmişti. Bu nedenle Üniversite'de çalışan personele eğer trafikten ceza faturası gelirse, İlker Küçüktunç'un şikayet ettiği bilinirdi.

"HER ZAMAN ŞIKTI"

Küçüktunç, her gün işe gelirken bakımlı ve şık bir şekilde gelirdi. Temizliğine ve sağlığına çok dikkat ederdi. Sürekli takım elbise giyerdi ve mutlaka kravat takardı. Pantolonlarının ütüsüne çok dikkat ederdi.

"HABERLERDE YER ALMAYI ÇOK SEVERDİ"

Basın camiası ile ilişkilerinde çok iyi olan Küçüktunç, düzenli olarak basın mensuplarını ziyaret eder ve onlarla sohbet ederdi. Medya sektörüne yönelik özel bir ilgisi vardı. Özellikle gazetelerde kendisi ile ilgili haberlerin yer alması çok hoşuna giderdi. Yayınlanan haberlerin kupürlerini keser ve biriktirirdi. Yıllar öncesinin gazete kupürünü getirir okurdu. Üniversite ile ilgili yazdığım haberleri okuduğunda "Eline sağlık evladım, çok güzel olmuş" derdi.

"KIZLARINI ÇOK SEVERDİ"

Hiç şüphesiz her baba evladını sever ancak Küçüktunç'un kızlarına olan sevgisi kıskanılacak bir sevgiydi. Kızlarına güzel bir gelecek kurmak için çok çaba gösterdiğine şahit oldum. Kızlarını o kadar çok severdi ki yaptıkları her işi övgüyle ve gururla anlatırdı.

"MAKAMINA GELENLERE MUTLAKA LOKUM İKRAM EDERDİ"

Makam odasında eksik etmediği en önemli ikramlardan biri lokumdu. Ziyaretine gelen her misafire mutlaka lokum veya şeker ikram ederdi. Odasında hiç lokum eksik olmazdı. Bitince mutlaka alır ve odasında bulundururdu. Ayrıca ziyaretine gelen misafirlere plaket, beğendiği köşe yazılarını, resimleri bastırarak hediye ederdi. Mevlana'nın güzel sözlerini renkli çıktı olarak alıp, gelen misafirlere verirdi. Şeb-i Arus Törenleri'nde çok sayıda misafiri olurdu. Mevlana'nın torunu Esin Çelebi ile Mevlana Törenlerine katılır, tören için Konya’ya gelen misafirlerini ağırlardı.

"HER CUMA İKRAMLIK ALIRDI"

İlker Küçüktunç, her cuma "cumalık aldım" diyerek gelen ve çay ocağının masraflarını karşılayan bir insandı. Kamu kurum ve kuruluşlar ile ilişkisi iyi olduğu için birimimizde çalışan ve durumu iyi olmayan insanlara maddi destek bularak çalışanlarına sahip çıkardı.

Küçüktunç'un COVİD-19 Pandemi tedavisi görürken 29.08.2020 tarihinde vefat ettiğini öğrendiğimde çok üzülmüştüm. Ölmeden birkaç hafta önce rüyamda görmüştüm ve şaşırmıştım. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.

PAZARTESİ GÜNÜ: NAZİ RENKLİBAY


Editör: TE Bilişim