Depreme Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesinde yakalanan Emine Çelik, o anları Yenigün Gazetesi’ne anlattı. Şiddetli bir sarsıntıyla uykudan uyandıklarını dile getiren Çelik, o anın hiç bitmeyecek gibi geldiğini ifade etti. Depreme iki katlı bir evde yakalanarak kendilerini dışarı attıklarını belirten Çelik, “Torunlarım okuyor, onların eğitiminin devamı için çadırda kalamayacağımızı anladık. Konya’da okuyan torunumun yanına geldik.” diye konuştu.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Emine Çelik. Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesinden Konya’ya, yaşadığımız deprem sebebiyle gelmek zorunda kaldık.

Depremi yaşayanlardan biri olarak o an neler hissetiniz?

Sabah saatlerinde öyle bir sallantıyla uyandık ki hiç bitmeyecek sandım. O gece ablam, eşimin kardeşleri hepimiz iki katlı olan evimizde kalmıştık. Yalnızca sağdan sola değil; yukarı aşağı, sağ sol her türlü sallandık. Duvarlar çatlamıştı, ağır hasarlı olarak evimizi terk etmek zorunda kaldık. O gün gitti, Allah bir daha geri getirmesin. Öğle saatlerinde olan ikinci depremde hala dışarıdaydık. Karla karışık yağmur yağıyordu ancak yine de içeri girmedik. Daha sonraları girerek alabildiğimiz eşyalarımızı kurtarmaya çalıştık. 

O geceyi nerede geçirdiniz?

Depremden sonra zaten kendimizi sokağa attık. Arabaların içinde oturduk. Daha sonra AFAD’dan çadır alarak çadır kurduk, onun içinde kalmaya başladık. 15-20 gün kadar çadırda kaldık. Hayvancılıkla uğraşıyorduk, çoğu komşumuzun ahırları yıkıldı, hayvanlar telef oldu. Bizim ahır yarılmış, ineklerimiz sağ kurtuldu. Onlarla ilgilenen akrabalarımızdan bazıları hala o çadırda kalıyor, onlara bakıyorlar. Arıyoruz konuşuyoruz, hala artçıların olduğunu ve çadırın sallandığını söylüyorlar.

Sizin semtinizdeki binaların genel durumu nasıldı?

Bizim o taraftaki binalar zaten az katlıydı. O civarda yıkımın yanı sıra hasar alan ev fazlaydı ancak şükür çok fazla can kaybı yoktu. Yol tarafı 5-6 kattan başlamak üzere çok katlı binalar vardı, onlar hep yıkıldı. İçindeki insanlar hiç çıkamadı. Eşimin kardeşinin kızı da hamileydi, depremde kendisini kaybettik. Bizler canımızı kurtardık.

Yiyecek ihtiyacını nasıl karşıladınız?

Sağ olsun oraya gelen vatandaşların getirdikleri sayesinde karnımızı doyurduk, zaruri ihtiyaçlarımızı o şekilde giderdik.

Peki sizi en çok etkileyen olay ne olmuştu?

Biz ev üstümüze yıkılıyor sandık. Nasıl çıktığımızı bile hatırlamıyoruz. O anı hala unutamıyoruz, depremin her yönü bizi etkiledi. Gökyüzünün bambaşka bir hal aldığını gördük. O ışıklar bizi korkuttu ancak Allah bizi korudu. Bunun farkındayız.

Neden Konya’yı tercih ettiniz?

Torunum Konya’da kimya bölümü okuyordu. O yüzden zaten Konya’yı tanıyordu ve burada bir evde kalıyordu. Biz de ‘çadırda nereye kadar kalacağız, çocukların okulları ne olacak’ diye düşünerek Konya’ya geldik. Yollar yarılmıştı. Bir taksi bulabildik, onunla geldik. Kızım da Maraş’taydı, onun da evi yıkıldı. Konya’da onun da tanıdıkları vardı, ilk zamanlar onlarla birlikte kaldık. 3-4 kişi onlar vardı, 7 kişi de biz gelince zaten ev ev üstüne olmaz. Daha sonra bir ev bulduk ve kızım, çocukları, ben ve eşim buraya yerleştik. 4 tane torunumuz okuyor, eğitimlerinin aksamaması için geldik.  

Size burada yardımcı olanlar oldu mu?

Buraya ilk geldiğimizde bizi evinde ağırlayan aileye minnettarız. Çeşitli vakıflardan yardımcı olanlar oldu. Ancak yardımların devamlı da olması gerekir. Çocuklar bir şey istiyor, alamıyorsun. Zaten kirada oturuyoruz. Torunum kimya bölümü mezunu, iş arıyoruz.

HACER CEYLAN 

Editör: TE Bilişim