Bu Dönem De Probiyotikli Besinlere Yönelmeler Oldukça Fazla.

Probiyotikler yaşayan mikroorganizmalardır ve yeterli miktarda olduklarında yaşadıkları vücuda fazlasıyla yararlıdırlar.

Barsak’larımızda yaşayan birden çok bakteriler vardır.

Birçok çalışmalar sonucu barsak ‘ta ki bu mikrofloranın (barsak’ ta ki bakteri topluluğunun adı) hastalıklardan korunmayı ve hatta gelişmesini önlemeyi sağladığıyla karşılanmıştır. Barsak’ ta ki yararlı bakterileri arttırarak, zararlı bakterilerin sayısını azaltarak etkili olurlar. Barsak sisteminde iyi bakterilerin doğal dengesinin korumasına ve yenilemesine yardımcı olurlar. Genel olarak barsak sağlığı ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olduklarını gösterir.

Bazen metabolizmanızın, vücudunuzun kontrolü altında olmadığını hissettiğiniz olabilir.

Sadece yemek düşündüğünüzde bile kilo almaya başladığınızı hissettiniz mi? Sadece yemeğe baktığınızda kilo mu aldım diyorsunuz? Bu yüzden de mutsuz olduğunuz zamanlarla karşılaştınız mı? Zaman zaman sizinle aynı miktarda yemek yiyen ve sizden daha çok zamanı hareketsiz geçiren, sizden daha zayıf olan çevrenizdekilere ne demeli! Bazen sinir bozucu olsa da bunlarla karşılaşmamız hep mümkün. Spor da yapıyorsun diyet de yapıyorsun ama vücudunda dur diyen biri mi var? Daha bu gibi kendinize sorduğunuz milyonlarca soru…

Bu milyonlarca soruların cevapları; sadece bir insan olmadığınız ve aynı zamanda içiniz de bulunan mikrobik dünyada yaşayan mikroplar ile ortak bir vücudu paylaşıyor olmanızın sonucu olabilir. MİKROBİYOM adını verdiğimiz ve birlikte karşılıklı fayda üzerine kurgulanmış bir yaşam sürdürdüğümüz bu mikroplar, bir yandan sindirime yardımcı olup, ihtiyacımız olan fakat vücudumuz tarafından üretilmeyen besin maddelerini bize sağlarken, diğer yandan bizleri hastalık yapıcı mikroplara karşı koruyorlar.

Sürekli yorgunluk, eklem ve kas ağrıları, saçlar ve tırnaklardaki cansızlık, bozulmuş bir bağırsak mikrobiyatanızın göstergesi olabilir. Sürekli kendini aç hissetmek de bozulmuş bir bağırsak mikrobiyatanızın olduğunu kanıtlayabilir. Yapılan egzersiz, yapılan diyetler yanıt vermiyorsa bunların nedenlerinin araştırılması lazımdır. Tekrarlayan baş ağrıları, egzamalar, konstrasyon kaybı, uykusuzluk ve yorgun hissetme gibi birçok olumsuzluklarla karşılaşıyorsanız bunların hepsi bozulmuş bir bağırsak mikrobiyatanızın göstergesi olabilir. Ve bu sorunlarda bağırsak mikrobiyatası, ağırlık kaybını veya kilo almak için ağırlık kazanımını engelleyebilir. Bozulmuş bir bağırsak mikrobiyatası bağışıklık sistemini bozarak, vücuttaki iltihabi olayları arttırır. Bağırsaklarda başlayan sızıntılar, kana yabancı maddelerin karışmasına ve iltihabi olayların şiddetlenmesine neden olur. Hepsi birden, insülin direncini tetikler, iştah hormonlarının dengesini şaşırtır. Bu olumsuzluklar üzerine kötü bakteriler, yediği yiyeceklerden daha fazla enerji üretir. Bu gibi nedenler kilo verme sürecini bazen uzatsa da imkansızlaştırabiliyor.

NE YAPMALIYIZ?

Akdeniz tarzı beslenin.

Probiyotik besinlere sofranızda yer açın.

Bol bol yürüyün, Toprakla uğraşın.Evrensel mikroplarla bağırsakları güçlendirin.

UZAK DURUN!

Hayvansal protein ve yağlardan zengin beslenme tarzından, Yetersiz lif içeren beslenmeden, Kafanıza göre Antibiyotik kullanımından, Stres den, Kötü ve eksik beslenmeden, Sindirim problemleri yaratacak yiyeceklerden uzak durun!

EN İYİ DOST BESİNLER NELERDİR?

Yoğurt, kefir, ayran, keçi sütü, tarhana, ekşi mayalı ekmek, peynir, boza ve turşu, Pastörize edilmemiş zeytin probiyotik besinlere en iyi örneklerdir.

Barsak’ larımızı koruyalım, sağlıkla kalın. Bu dönemde bağışıklığı güçlü tutmak için uzmanınıza sorarak probiyotik kullanabilirsiniz.

Sağlıcakla kalın…