Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 25. St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIF) kapsamında katıldığı ana oturumda yaptığı konuşmada, Ukrayna’daki savaş nedeniyle ülkesine yönelik yaptırımlar, ekonomiye etkisi, küresel ekonomik ve siyasi gelişmeler konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Batı’nın kendi jeopolitik illüzyonları adına uluslararası düzenin temellerinin altını oyduğunu dile getiren Putin, ekonomi ve uluslararası politikadaki değişimin tektonik ve devrimci olduğunu ifade etti.

Putin, “Soğuk Savaş’ta zaferini ilan eden ABD, kendisini kutsal çıkarları olan, Tanrı'nın yeryüzündeki elçisi ilan etti. Şimdi oyun tek kale oynanıyor. Bu koşullar altıda dünya istikrarlı olamaz.” dedi.

Tek kutuplu dünya düzeninin sona erdiğine işaret eden Putin, “Bundan kaçamazsınız. Tek kutuplu dünya düzeni, korumak için her türlü yolun denenmesine rağmen sona ermiştir.” ifadesini kullandı.

Putin, Batılı ülkelerdeki “elitlerin” tarihin akışını engellemeye çalıştığını ve yanılsama içinde olduklarını söyledi.

Batılıların son dönemde gezegende yeni güç merkezlerinin oluştuğunu fark etmediklerine dikkati çeken Putin, “Örneğin, Batı'nın küresel siyaset ve ekonomideki hakimiyetinin değişmeyen, ebedi bir değer olduğuna inanırlar. Hiçbir şey sonsuz değildir.” diye konuştu.

Putin, Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlara rağmen yerli iş dünyasının ve yönetimin uyumlu çalıştığına işaret ederek, Rus ekonomisi için karamsar tahminlerin gerçekleşmediğini dile getirdi.

"Enflasyonu düşürmek için çalışacağız"

Yüzde 16,7'lik enflasyon oranının büyük bir gösterge olduğunu vurgulayan Putin, yönetimin bu oranı azaltmak için çalışacağını ve ekonomik dinamiklerin istikrara kavuşacağının altını çizdi.

Putin, Rusya’ya karşı yıldırım harekatı ile ekonomik saldırı yapıldığını ve bunun başarı şansının olmadığını dile getirdi.

Avrupalı ​​politikacıların kendi elleriyle ekonomilerine ciddi bir darbe vurduğunu savunan Putin, “Sadece Avrupa Birliği'nin yaptırımlar nedeniyle doğrudan zararı yılda 400 milyar doları geçebilir. Bu maliyetler halk tarafından karşılanıyor.” dedi.

Putin, AB’nin Rusya'ya karşı yaptırımlar nedeniyle küresel rekabet gücünü kaybettiğini söyledi.

"AB'nin ekonomideki hataları toplumda bölünmeye yol açacak"

Avrupa'nın eşitsizliği daha da kötüleştireceğini ve bunun sonucunda ekonomideki hatalar nedeniyle toplumda bölünme olacağını öne süren Putin, Avrupa’daki mevcut durumun radikalizm dalgasına ve gelecekte elitlerin değişmesine yol açacağı öngörüsünde bulundu.

Putin, “AB, siyasi egemenliğini kaybetti, bürokratik seçkinleri başkasının düdüğüyle dans ediyor, kendi nüfusuna zarar veriyor.” dedi.

"Son dönemde yaşanan krizlerin sorumlusu Batı ülkeleri"

Son dönemde yaşanan krizler nedeniyle Batılı ülkeleri suçlayan Putin, “Küresel ekonomide yaşananlar son aylarda ortaya çıkmadı, özellikle de Rusya’nın Donbas’taki özel askeri operasyonunun sonucu değiller. Özel harekat, Batı'nın tüm sorunları Rusya'ya yüklemesi için bir ‘can simidi’ haline geldi. (Krizlerin sorumlusu Rusya) Bu tür ifadeler, gerçeklerin bariz ve kasıtlı bir şekilde çarpıtılmasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

ABD ve Avrupa tarafından yürütülen siyasetin enflasyonu körüklediğini vurgulayan Putin, “Enerji sektöründeki fiyatların, enflasyonun, gıda ve akaryakıt, benzinle ilgili sorunların bir bütün olarak bugünkü yükselişi, mevcut ABD yönetiminin ve Avrupa bürokrasisinin ekonomi politikasındaki sistemsel hatalarının sonucudur.” şeklinde konuştu.

Putin, G7 ülkelerinin sorumsuz makroekonomik politikalar yürüttüğünü belirterek, “Dünya, kontrolsüz para basma ve teminatsız borçların birikmesi de dahil olmak üzere G7 olarak adlandırılan ülkelerin uzun yıllardır sorumsuz makroekonomik politikaları yüzünden sürekli olarak böyle bir duruma sürüklendi.” görüşünü paylaştı.

ABD’nin 2019’da ayda 250 milyar dolar ithalat yaptığını anlatan Putin, “Şimdi aylık ithalatları 350 milyar dolara çıktı. Söz konusu yüzde 40 artış, tam da basılan dolar miktarındaki artışa denk geliyor. Para bastılar, dağıttılar ve bu para için üçüncü ülke pazarlarından tüm malları topladılar.” diye konuştu.

Rusya'nın gıda ve gübre ihracatını önemli ölçüde artırma gücüne sahip olduğunu belirten Putin, gıda tedarikinde Rusya’dan kaynaklanmayan, Batı’dan kaynaklanan sorunlar yaşandığını anlattı.

Putin, uluslararası toplum için küresel gıda ürünlerinin tedarikini artırma ve ihtiyaç sahibi ülkelerin taleplerini karşılamanın en önemli görev olduğuna dikkati çekti.

Rusya'nın tahıl arzının gelecek sezon 50 milyon tona çıkabileceğini dile getiren Putin, önceliğin Orta Doğu bölgesi ve Afrika ülkeleri olacağını söyledi.

Ukrayna’daki tahıl sorununun sorumlusunun Rusya olmadığının altını çizen Putin, "Ukrayna’dan tahıl tedarikine müdahale etmiyoruz. Karadeniz’de limanlara mayın yerleştiren biz değiliz. Mayınları temizlesinler, gemileri çıkarsınlar. Biz bu gemilerin güvenliğini sağlarız." dedi.

Putin, Ukrayna'dan tahılın ihraç edilmesi için birkaç seçenek olduğunu ancak bunu sadece Kiev’in "okyanusun ötesine" odaklanmadan kendi kararı ile vermesiyle gerçekleşebileceğine dikkati çekti.

"Gübre sorunu fakir ülkelerde açlık tehdidi oluşturacak"

Rusya ve Belarus’tan gübre sevkiyatının da engellendiğini, ardından dünya piyasalarında gübre tedarikinde açık yaşanabileceğini ve fiyatların yukarı çıkacağını ifade eden Putin, böylece fakir ülkelerde açlık tehdidinin oluşacağını, bunun sorumlusunun ABD ve Avrupa yönetimlerinin olacağını dile getirdi.

Putin, ABD’nin büyük bir gıda tedarikçisiyken şimdi net bir ithalatçı haline geldiğini ve ABD’nin para basıp dünyanın her yerinden yiyecek aldığına dikkati çekti.

"Biz kimseyi tehdit etmiyoruz"

Rusya’nın nükleer silahla tehdit ettiğine yönelik söylemler duyduklarını belirten Putin, sorumsuz politikacıların ağzından bu söylemlerin çıktığını sonra da çok üst düzeyde bu söylemlerin kullanıldığını ifade etti.

Putin, "Fakat biz susacak mıyız? Buna göre biz de cevap veriyoruz. Biz cevap verir vermez bundan dolayı bize ilişiyorlar ve Rusya’nın tehdit ettiğini söylüyorlar. Biz kimseyi (nükleer silahla) tehdit etmiyoruz. Hiçbir şeyle tehdit etmiyoruz. Ancak herkes neye sahip olduğumuzu ve egemenliğimizi korumak için gerekirse ne kullanacağımızı bilmelidir." ifadelerini kullandı.

"Rusya, Ukrayna’nın AB üyeliğine karşı değil"

Putin, Ukrayna’nın Avrupa Birliğine (AB) olası üyeliğine dair bir soruyu yanıtlayarak, "AB, NATO gibi bir askeri örgüt değil. Her zaman söylediğim gibi, duruşumuz bu açıdan çok tutarlı ve nettir. Rusya buna karşı değil." dedi.

Ukrayna ekonomisinin çok büyük sübvansiyonlar gerektireceğini ve sonunda yarı bir sömürge ülke haline dönüşeceğini ileri süren Putin, cari harcamalar için bu ülkenin oldukça önemli destek alacağını, ancak bu desteğin uçak, gemi, elektronik gibi önemli endüstrileri düzeltemeyeceğini, çünkü Avrupa devletlerinin kendilerine rakip yaratmayacaklarını söyledi.

"Ukrayna'da çatışmaya sürüklendik"

Putin, Ukrayna'ya yönelik eylemlerinin zorunluluktan kaynaklandığını savunarak, "Askeri çatışmalar her zaman trajedidir. Bu sadece bizim tarafımızdan zorunlu bir eylem. Kaçınılmaz bir zorunluluk. Hepsi bundan dolayı. Biz sadece bu çizgiye sürüklendik." diye konuştu.

Ukrayna’da oluşturulan tehdidin Rusya’nın Meksika’da ABD karşıtı bir askeri bölge kurmasıyla aynı olduğunu belirten Putin, ABD’nin Ukrayna’da Rusya karşıtı bir askeri sıçrama tahtası kurmaya başladığını hatırlattı.

Putin, zamanında ABD’nin hemen yanı başındaki Küba'da üslerini kapattıklarını, ancak bunun görmezden gelindiğini hatırlattı.

Rusya’ya yönelik yaptırımlarla birlikte Rus girişimcilerin "mülklerine el koyularak çalındığını" dile getiren Putin, bunun akıl sınırlarını aştığını ifade etti.

Putin, Rusya'dan ayrılan Batılı firmaların yerine yeni firmalar geldiğini de belirterek, bu yüzden bazı ithal ürünleri ikame edeceklerini, bazılarını da sıfırdan üreteceklerini ifade etti.

Editör: TE Bilişim