Polatlı'da olmak Polatlı'yı okumak

Abone Ol

Hafta sonu bir dostumuzun oğlunun düğünü vesilesiyle eşimle birlikte Ankara'nın Polatlı ilçesindeydim. Polatlı'nın benim hayatımda önemli bir yeri var. Kolay değil, 23 yıl bu güzel şehirde öğretmenlik yaptım. Ömrümün önemli bir kesiti burada geçti.

Bu güzel şehirde, pek çok arkadaşım yüzlerce öğrencim var. Askere buradan gittim. Yurt dışı öğretmenlik görevime buradan başlayarak yola çıktım. Polatlı'da yayınlanan Polatlı Ekspres gazetesinde yazdığım bir yazıdan dolayı bu şehirde 5 yıl yargılandım.

Nice acı tatlı anılarla, dolu dolu bir hayatı, içinde yaşadığımız şehre hizmet etmeyi burada sürdürdük. Polatlı'ya hizmet, Polatlı'yı maddî ve manevî alanda geliştirmek rüyalarımızı süsledi, en büyük hayalimiz oldu.

Emekli olup Konya'ya döndükten sonra, Polatlı daha da gelişti. Özellikle arkadaşımız Yakup Çelik'in Belediye Başkanlığını yaptığı son on yılda, AK PARTİ döneminde çok büyük hizmetler aldı, büyüdü ve adından daha çok söz ettirmeye başladı.

Kavun karpuzuyla, soğanıyla, buğday ve arpasıyla, ay çekirdeği ve bazlamasıyla, Topçu Okulu'yla, Sakarya Zaferiyle, Gordion'uyla. Sanayisi ile, Hema Dişli Fabrikası ve Ortadoğu Rulman'ı ile meşhur bu güzel şehir dışarıdan aldığı göçlerle yüz binleri aştı.

Ankara, Eskişehir yolunun üzerinde olması, Ankara'ya yakınlığı, Ankara Konya, Ankara İstanbul tren yolu üzerinde yer alması, YHT'nin, Hızlı Tren'in Polatlı'da durup kalkması da Polatlı'ya Polatlılara büyük bir hizmet oldu. Şimdi yüzlerce ve binlerce insan, Hızlı Tren'in güzelliklerinden yararlanıyor. Bu hizmeti sunanlara dua ediyor, teşekkür ediyor.

Öyle ya bir zamanlar Konya'dan Polatlı'ya beş saatte, nice zorluklarla, kan ter içinde kalarak yaptığınız o yolculukları, şimdi uçak konforluğu içinde bir saatte yapmak ne büyük mutluluk kaynağı değilse nedir?

Bu hizmetin güzelliğini özel araç sahipleri, zenginler belki anlayamaz ama öğrenciler, işçiler, köylüler, tek maaşa talim edenler çok iyi anlar.

Askere uğurlanan gençler, memurlar çok iyi anlar.

Polatlı ziyaretimiz dost ve arkadaşlarla birlikte olunca çok güzel ve bereketli geçti. Düğünümüz yanı sıra hasta tanıdıklarımızı, sevdiklerini ölüm sebebiyle kaybeden gözü yaşlı anne ve babaları, esnaf ve tüccar kardeşlerimizi de ziyaret ettik, çaylarını kahvelerini içtik.

Polatlı gündeminde kaybedilen Belediye Başkanlığı, yeni seçilen Başkan'ın hiçbir hizmet yapmadığı, oy verenlerin “Keşke oy vermeseydim de ellerim kırılsaydı” demeye başladığı, yolların ve kaldırımların sökülüp kazıldığı, Milli Eğitim'de, Okullarda yıllarca Müdürlük yapan 18 Okul Müdürünün yapılan değerlendirmeler sonucunda görevden alındığı konuşuluyordu.

Belediye Başkanlığını, on yıl sonra MHP adayı Mürsel Yıldızkaya'ya karşı kaybeden Yakup Çelik'i biraz daha kendini sıgaya çekmiş, özeleştirisini yapıp daha bir azimle Polatlı'ya hizmet etme kararı vermiş gibi gördüm ve sevindim.

“Siyasette küslük olmaz, çalışmak daha çok çalışmak lazım” der gibiydi.

Polatlı İlçe Milli Eğitim Müdürü Hayri Doğruel'in de işi kolay değildi. Ehil olmadığı için görevine son verilen Okul Müdürlerinin yerine ehil olanları bulup yerleştirmek, kırmadan dökmeden bu işi yapmak, iyi bir ekip kurmak gerekiyordu. Hayri Bey, bu işi yapar mı, yapardı.

Polatlı'da beni en çok mutlu eden olaylardan biri kara kalem resimler yapan, sokak ressamı Ali Ünal ile diğeri, ikisi de öğrencim olan anne ve kızı Ayten ve Elif Beşkaya'lar idi. Tesettüre bürünmüş, değişmiş halleriyle beni ziyaret etmelerine çok sevindim.

Ressam Ali Ünal'ın eserlerine de hayran kaldım. Hele Ali Ünal'ın En büyük ressamın Allah olduğunu söyleyip en güzel boyanın Allah'ın Boyası olduğunu, kendisinin sadece bir taklitçi olduğunu ifade etmesi çok hoşuma gitti. Geçimini resim yaparak karşılıyordu.

Polatlı ziyareti, görüp yaşadıklarım bana moral oldu.

Sanki ben de beni görenler için bir moral kaynağı oldum. Ziyaretleşmenin, sıla-i rahim yapmanın huzurunu ve bereketini yaşadım. İnsanların gözlerindeki sevinçleri okudum.

Birbirimizi Allah için sevmenin, ziyaret etmeni önemini bir daha yaşamış oldum.

                                           HEM NALINA HEM MIHINA

BIYIK ÇEŞİTLERİ, İDDİA MESELESİ

Bıyık ve sakal erkeğin süsü, erkek olmanın göstergesidir. “Bıyık kesip annen gibi olacağına, bıyık bırak baban gibi ol” derler.

Tarih boyunca erkekler bıyık bırakmış, bıyıklarının şekline göre uzunluğuna ve kısalığına göre değerlendirmelere tabi tutulmuşlardır.

Badem bıyık, Pos bıyık, pala bıyık, ince bıyık, farekuyruğu bıyık, Hitler bıyık, Sümük bıyık. Bunlar akla gelen bıyık çeşitlerinden bazılarıdır.

İslam Peygamberi bıyıkları kısaltmayı, kesmeyi sakalı uzatmayı tavsiye etmişlerdir. Bıyıkları uzatıp yemek yerken su içerken ağzın içine girmesi doğru görülmemiştir.

Mar-San sitesinde esnaflık yapan Mustafa Köse de 1 kg tatlı için bıyıklarını İsmet İnönü'nün, Adolf Hitler'in bıyıklarına benzetmek için kesmiş, arkadaşları da “Tulumbacı Mustafa” diye takılmışlar.

Aman Mustafa abi sümüğe benzeyen o bıyıklarını kes ya da uzat, hiç olmamış. Benden sana iki kilo tatlı.

 

                                                          GÜNÜN SÖZÜ

MİSAFİR OLAN KİMSE, BERABERCE GÖTÜREMEDİĞİ BİR ŞEYE KALBİNİ BAĞLAMAZ.

                                                                       Bedîuzzaman Said Nursî

 

 

KAMİL BİRCAN

Kabircan42@hotmail. com