Piyasalar artık önünü göremez duruma geldi. Yani görüş mesafesi oldukça düştü. Dünyanın her yerinde yavaşlama emareleri gözlemleniyor. Amerika’da bile perakende satışlarda büyük düşüşler yaşanıyor. Dünya böyle çatışmalar ve savaşların tedirginliğindeyken faizler bir aşağı bir yukarı olunca Euro ve Yen alan yatırımcılar da mecburen Dolar alıp doların gücünü yükseltiyorlar.

Dünya böyle çalkalanırken, ülkemiz piyasaları da allak bullak olmuş durumda. Halk sürekli isyanlarda. Siyasiler her derdi unutmuş seçim çalışmalarının derdine düşmüşken, enflasyonun belini büktüğü, cebini kuruttuğu vatandaş ve özellikle de emekliler çok büyük çaresizlik içerisindeler.

Öte yandan çaresizlik iç göç durumlarında da rakamları yukarı doğru oynatıyor. Salgından dolayı kırsal bölgelere, temiz hava ve doğaya doğru yönelenleri, artık ekonomik nedenler göçe zorluyor. Yerinden yurdundan olanların sayısı da hiç yadsınamayacak kadar çok görünüyor.

Yukarıda söylediğim gibi gerçekten ekonomik kargaşa yaşanıyor. Marketlerde gıda fiyatlarının aşırı yükselmesi, domatesin taneyle satılır hale gelmesi, karpuzun dilimle satılması, simit dört lira olmuş diye şaşkınlığını gizleyemeyenler… Hepsi bu kısır döngünün içerisinde boğulmanın birer parke taşı. “ Ne olacak bu milletin hali?” diye soran çok ama “sera ürünlerinden uzak durun. Turşu yiyin” diye açıklama yapanlardan sonra bizde sözün bittiği noktadayız. Yirmi yıl öncesine dönsek bile o zaman da her türlü sebze meyveyi buluyorduk. Geriye mi gideceğiz? Diye sorsak ileriye bakmayı mı öğrenemedik? Diye her kişi kendi kendine sorar.

Enflasyonu savaş mı yükseltti? Diye sorarsanız birçok ekonomistin görüşü aynı. Ülkeler kendi çıkarları doğrultusunda dış politikalarını ve ekonomik bağlantılarını gerçekleştiriyorlar. Aslında yıl enerji ve gıda savaşlarının kapılarının sonuna kadar açıldığı bir yıl…

Petrolün aşırı fiyatlanması, yükselen rakamlarla birlikte özellikle ülkemizde petrole ödenen verginin yüksek olması, enerji maliyetleri elektrik ve doğalgaz fiyatlarının yüksek olması bütünüyle her sektörde etkisini gösterince, piyasalarda bu yükselişin altında ezildi.

Semt pazarlarında dahi kredi kartlarıyla alışveriş üzerine neler söylersiniz bilemiyorum. Ben gerçekten artık bu kartların bir bomba gibi insanların ellerinde patlayacağı endişesini yaşıyorum. Bu olmayan paraların harcanması, ileriki günlerde intihar vakalarının artışına sebep olduğunu bize gösterecek. Karanlık bir tablo çizmek değil bütün bu anlattıklarım. Ancak hepinizin gün içerisinde şahit olduklarınızı dillendiriyorum.

Bugüne kadar görülmemiş bir enflasyonla mücadelede ramazan ayından sonra ve özellikle havaların ısınmasıyla tarla ürünlerinin pazarlarda yer almasıyla fiyatların düşmesi bekleniyor. Ancak pazarda ya da markette her ne olursa olsun artık on liranın altında hiçbir şey satın alınamayacak durum bunu gösteriyor.

Haziran ayında ürün bollaşmasından dolayı açıklanan enflasyon rakamları öncesine göre düşük çıkacaktır. Fakat bu sizi aldatmasın. Sizin enflasyonunuz cebinizdeki gelirinizle alım gücünüzün oranında belli olacaktır.

Her zaman söylediğimiz gibi cebinizde olanı harcayın. Kredi kartları sizin borçlarınızı bir-iki-üç derken katlanarak büyüyen bir borç batağına sürükleyecektir. Bütçenizi aşan rakamları bir sonraki ay da dengeye getiremezseniz katlar elinizde takla atmaya başlayacak ondan ona derken içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Hepiniz bütçenizi nasıl idare edeceğinizi mutlaka biliyorsunuz. Fakat marketlerin satış hilelerinden, göz yanılgılarından, ihtiyacınızdan fazlasını almaktan vazgeçin. Burada “artık ihtiyaçlarımızı dahi alamaz duruma geldik. Hangi fazla” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ben sadece uyarıyorum. Stokçulara da söyleyecek söz bitti.

Bugün evine çocuklarına peynir dahi alamadığını gözyaşları içerisinde anlatan babalara ne söylenecek o da ayrı bir konu. Artık marketlerin ve pazarların atık kasalarının başına gelenlerin sayısı çoğalmaya başladı. Özellikle emeklilerin durumu gerçekten çok üzücü. Düşünün en düşük emekli maaşı 2500 lira ve bu maaşı alanların sayısı oldukça yüksek. Yesin mi içsin mi ne yapsın? Üstelik bayram ikramiyelerini bir umut beklerken hayal kırıklığı yaşamışken.

Kiminle konuşursanız konuşun ağzından ateş çıkıyor. Piyasalar bu kargaşada dengeye gelene kadar bu sorunları yaşamaya devam edeceğiz.