2

B.Metin Konyaspor’da sorun oluşturdu mu?

Kendine münhasır halleri vardı. Dilinden anlayınca her şey çözülüyor. Adam topu görmedi mi antrenmana motive olamıyordu. Arda Vural Hocaya bunu anlattım, “Tamam” dedi ve bizde Metin ile ilgili bir problem yaşanmadı.

Metin’i almak için kulübün kasasından para çıkmadı mı?

Hayır. Konyaspor tarihinde ilk defa antrenmanları biletli yapma fikrini ben önerdim. Uyguladık ve çok seyirci geldi. Büyük Metin'e 18 bin 500 lira, 4 bin lira da Galatasaray'a ödedik ve kulüpten bir kuruş çıkmadı. Ama o sene şampiyonluğu kaçırdık ve çok üzüldük. Bu vesileyle Konya'mızı harekete geçiren Vali Katıtaş'a Allah rahmet eylesin.

Peki, film gibi bir operasyonla B. Metin’i getirip de ilk maçında izleyemeyecek olmak nasıl bir duydu? Neler olmuştu da siz Emniyete çağrılmıştınız?

O hafta Kırıkkalespor maçı vardı. Sabah Asayiş Şubeden iki sivil polis gelip, sahte makbuzla para toplamak suçlamasıyla beni Emniyete götüreceklerini söylediler. Öyle bir şey yoktu, çünkü ben makbuzları kulüpten almıştım. O zaman muhasebe müdürümüz İsmail Has idi çok dürüst insandı. Asayiş Müdürü Remzi Kahveci babamla çok iyi tanışır ve babama saygısından ben gözaltına alınacağım diye yerine yardımcısını bırakmış. Artık yapacak bir şey yoktu. Yahya Soy o zaman Emniyet Müdürüydü.

Emniyet’te saatler geçiyordu. Babama telefon ettirdim. Biraz sonra yukarıdan bir arkadaş, “Celal gözün aydın, Vali Bey geldi” dedi. Mehmet Munlafalıoğlu da v<lş beyin yanındaydı. İsmail Altıntaş'ın çok emeği geçmişti. Vali Beyin, Emniyet Müdürü Yahya Soy’a talimatıyla çıktım. O hadisedeki yanlışlık sonra ortaya çıktı.

Konyaspor tarihinin en önemli dönüm noktası bir sezonluk saha kapatma cezasıyla başladığı sezondu ve kilidi açan da Şemsettin Beştav ile siz oldunuz. Özkan Sümer’i nasıl ikna ettiniz?

Benim kulübe dair hiç bir görevim yoktu. Belediye Başkanı Ahmet Öksüz kulüp başkanı olmuştu. Özkan Sümer ile telefonda görüşmüşler ama ikna olmamış. Başkan, iki memur göndererek beni Belediye’ye davet etti. Şefik Tarhan, İbrahim Tekbaş, Şemşettin Beştav, Mustafa Yavuz, Ali Ataman gibi yöneticiler de oradaydı. Başkan; “Celal hazırlan, Trabzon'a Özkan Sümer'i almaya gideceksiniz” dedi. Dükkâna dönüp babama durumu anlattım ve arabayı aldım.

Kitaplara sevdalıysanız  hayat renklenir, zenginleşir Kitaplara sevdalıysanız hayat renklenir, zenginleşir

Babam, konu Konyaspor olunca hiçbir şeye hayır demezdi. Şemsettin Beştav, Musa Yavuz bir de Trabzonlu bir hocamız vardı ismini hatırlayamıyorum, Özkan Sümer ile çok iyi tanışırdı; birlikte Trabzon'a gittik. Özkan hocanın abisinin spor mağazası vardı oraya vardık. Abisi Özkan Sümer’in hocalık yapmak istemediğini söyledi ama ısrar edince telefon edip bize randevu ayarladı. Akşam Karadenizliler restoranında buluştuk. Mükellef bir sofra hazırlatmıştı. Buna rağmen akşam ikna edemedik.

Ertesi gün şehirde dolaşırken Özkan hocanın, hatırını kıramayacağı yatalak hasta bir ablası olduğu öğrendik. Şemsettin evini bulup durumu anlattı. Ablası “Merak etmeyin Özkan Konya'ya gelecek” demiş. Ertesi gün hocayla tekrar buluştuk. Özkan Hoса, “Çocuklar, beni can evimden vurdunuz. Tamam, ben Konya'ya geleceğim” dedi.

Ben bunun üzerine, “Hocam bize Trabzon'dan futbolcu da ver” dedim. Hiç ikiletmeden telefon edip, “Cemal, yarın bavulunu hazırla, Konya'dan arkadaşlar gelecek, onlarla Konya'ya gideceksin” dedi. Böylece Özkan Hoca ve Cemal’i Konyaspor’a kazandırmanın en önemli aşamasını geçmiş olduk. Cemal'i de alıp Konya'ya geldik. Hatta Cemal Konya'dan evlenip eniştemiz de oldu ve uzun yıllar Konyaspor’a hizmet etti.

Benim işim bitti zannediyordum ama akşam eve iki zabıta memuru geldi. Özkan Hoca ve Başkan Fuar Restoran’da beni bekliyormuş. Arka bahçede U biçiminde bir masa hazırlanmış. Biz varınca Özkan hoca “Ataman, bir sandalye yana kay” deyip yanındaki yere beni aldı ve “Başkan şimdi benimle Konyaspor’u konuşabilirsin” dedi. Başkan Ahmet Öksüz’den başka Ali Ataman, İbrahim Tekbaş, Şemsettin Beştav ve rahmetli Avni Uluer de oradaydı. Özkan hoca böyle bir vefa göstermişti.

Konyaspor Özkan Sümer’in gelmesiyle üzerindeki mezar toprağını silkeleyip ayağa kalktı. Bir sezonluk ceza beş maça indirildi ve o takım sezonun bitmesine üç hafta kala şampiyon olup Konya tarihinde ilk defa Süper Lige çıktı.

Babanız merhumun futbol sevgisi nerden geliyormuş?

Ben çocukluğumda akrabalarımın isminden önce Konyaspor’u öğrendim. Babam, Konyaspor’la birleşmeden önce Gençlerbirliği takımında futbol oynamış. O zaman Konya’nın futbol sahası İmam Hatip binasının olduğu yerdeymiş. Hatta babam Tolluoğlu Camisinde müezzinlik de yaparmış.

Fakat babamın Gençlerbirliği'nde futbol oynadığından dedemim haberi olmazmış. Saklı gizli oynarmış. Bir gün bir ihtiyar gelip, “Hacı Mehmet Efendi, Senin Mustafa'yı da top oynarken gördüm” deyince öğrenmiş. Babam maçtan sonra dükkâna gidince dedem, “Mustafa'm seni top oynarken görmüşler demiş. Babam da “Yok baba, seyretmeye gidiyorum, top dışarıya çıktığı zaman da elimle tutup içeriye atıyorum” demiş. Rahmetli babam futbol malzemelerini minarenin içine saklarmış. O yıllarda Kenanlar dendiği zaman herkesin aklına Konyaspor gelirdi.

Sonra babam, Eşref Eşrefoğlu, Nebi Nurullahoğulları, Üçyıldızlar, gibi insanlarla Konyaspor’da yöneticilik yaptı. Bilhassa Eşref amcanın Konyaspor'a hizmetleri unutulmaz. Şimdiki İş Merkezleri ve yıkılan belediyenin olduğu bütün arazi Eşref amcanındı. O zaman oraya sattı ve Konyaspor'a hibe etti.

Babam Konyaspor’da yöneticilik yaptığı yıllara at evrakları odasında iki büyük kolide muhafaza etti. İsim isim, kimin ne kadar para verdiğini yazmış. Bir başka bir kâğıda harcamaları yazmış. O yılardaki yöneticiler verdikleri paranın hiçbir kuruşunu geri almadılar. Şimdi düşünüyorum da; Eşref Eşrefoğlu’nu tanımamak her hangi bir Konyaspor yöneticisi için vefasızlık anlamındadır.

Hocam iki futbol adamı bir araya gelince lafın sonunu bulamazmış ama sayfa ve sütun sınırımızı aştık. Çok teşekkür ederim.

Kaynak: MUSTAFA GÜDEN