SÖYLEŞİ: HASAN AYHAN-YENİGÜN
 
SUNUŞ:
Kasım ayında yapılması düşünülen rektörlük seçimleri öncesi Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan ile 7,5 yılı değerlendirdik. ‘Değişen ve Değiştiren Üniversite’ sloganıyla yola çıktıklarını bunu gerçekleşmiş görmenin mutluluğunu yaşadıklarını anlatan Rektör Okudan, özgür bir üniversite ortamı oluşturduklarını ve bu sayede ideolojik kavgaların ortadan kalktığını kaydetti. Rektörlük seçimleri öncesi adaylara uyarılarda da bulunan Rektör Okudan, şöyle konuştu: “Üniversitenin huzur ortamını kimse bozmasın, hatta bozmaya da kalkmasın. Onun için yaptıklarımı bozan değil yaptıklarımızı daha ileriye götürecek insanların gelmesini istiyorum.”

Süleyman Okudan kimdir?
1958 yılında Antalya'nın Manavgat ilçesinde Dünyaya geldi. İlk ve Orta Öğrenimini doğum yeri olan Manavgat'ta tamamladı. 1982 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden Mezun oldu. Mecburi hizmetinden sonra Selçuk Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalında ihtisasa başladı. 1989 yılında aynı klinikte Göz Hastalıkları uzmanı olarak görevini sürdürdü. 1990 yılında Yardımcı Doçent, 1993 yılında ise Doçent oldu. 1996 yılında Türk Oftalmoloji Derneği Konya/Antalya Şubesi başkanlığına seçildi. Halen bu derneğin Merkez Karar Yürütme Kurulu üyeliği devam etmektedir. Görevde bulunduğu süre içinde çok sayıda bilimsel toplantı düzenledi. 1994 yılında Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığında bulundu. Kliniğin modernizasyonunu sağlamak ve bilimsel çalışmalara katkıda bulunmak amacıyla Selçuk Göz Vakfını kurarak bu vakfın başkanı oldu. 1994 yılında Tıp Fakültesi hastanesine başhekim olarak atandı. Başhekimlik görevi süresince zamanın şartlarının zorluğuna rağmen gerçekleştirdiği atılımlarla hastanedeki yeniliklerin öncülüğünü yaptı. 1999 yılında Profesörlüğe atandı. Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü görevine 13 Kasım 2003 tarihinde atanmıştır. İngilizce bilmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.

* Görev yaptığınız 7,5 yıl içinde üniversitede geçmişin değerlendirmesini yaparak fiziki anlamda neler yapıldı?

    – Son 7.5 yıl içerisinde Alaeddin Keykubat, Eğitim ve Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Kampusleri ile ilçelerdeki meslek yüksekokulları bünyesinde toplam değeri 390 milyon TL’yi bulan yatırımlarla tüm fiziki yapılanmayı tamamlamış bulunmaktayız. Bu rakamın yaklaşık 190 milyon TL’si hayırsever vatandaşlarımızın üniversitemize katkıları ile yapılan yatırımlardan oluşmaktadır. Üniversitemiz kurulduğu 1975 yılından 2003 yılana kadar toplam 272.000 metrekare kapalı alan inşa edilirken, son 7 yılda 512.000 metrekarelik alan inşa edilmiştir. Tüm çalışanları ile birlikte toplam nüfusu 90 bine dayanmıştır. Bu rakam dikkate alındığında TÜİK istatistiklerine göre üniversitemiz 32 ilden daha büyük konuma ulaşmıştır. 
* Rektör olduğunuz süre içinde üniversitede ne değişti? Söz verdiğiniz gibi özgür ortam oluştu mu?
– Selçuk Üniversitesi’ne rektör adayı olurken ‘Değişen ve Değiştiren Üniversite’ sloganıyla çıktım. ‘Siyaset yapmayacağız, herkese eşit mesafede olacağız’ dedim. Bugün bunu gerçekleşmiş görmenin mutluluğunu yaşıyorum. Özgür bir üniversite ortamı oluşturduk, bu sayede ideolojik kavgalar ortadan kalktı. Bu özgürlüğü sağlarken kimseyi ötekileştirmedik. Sadeye yasalar çerçevesinde hareket edilmesini istedik. Artık sağ görüşlü bir hoca ile sol görüşlü bir hoca birlikte çalışıyor. Çünkü bilimler özgür ortamların olduğu yerde gelişir. Kimseye düşüncenizden vazgeçin demedik ama birinci sıraya akademisyenliği ikinci sıraya düşüncelerini koymalarını istedik. Kadrolarımız içerisinde de her görüşten insan var. Herkesi kucaklamaya çalıştık. Herkesi yüzde 100 mutlu etmedik ama çoğunluğu mutlu ettik. İnsanların hayatlarını yönlendiremiyoruz ama saygılı olmalarını sağladık.

* Rektörlüğünüz döneminde özgür ortamın oluşmasını sağlarken ülkücüler ile de zaman zaman sorunlar yaşadınız? Bu sorunlar ortadan kalktı mı?

– Göreve geldiğimde üniversitenin her yerini ülkücüler işgal etmişti. Üniversite televizyonunun kapısında bekliyorlardı ve kendilerinden olmayanları almıyorlardı. Bunlara yaptıklarının yanlış olduğunu anlattım ve hodri meydan dedim. Ardından odamı bastılar, tehdit ettiler. Ülkü ocakları her hafta antta benim aleyhime tel’in mitingi yapmaya başladı. Ben kimseye ülkücü olmayın demedim. Kaliteli ülkücü arkadaşları seviyorum. Kimsenin fikrine, düşüncesine karışmam benim haddime mi? Ancak reis masasına müsaade etmeyeceğimi söyledim. Çünkü bu bir özgürlük gaspıdır. Sen şu masayı al, bu masayı al ardından öğrencileri dövmek böyle bir bilim yuvası olamaz. Yoksa kimsenin ülkücü olması beni ilgilendirmiyor.

* Üniversite son yıllarda ulusal ve uluslar arası alanda birçok ödül almaya başladı. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?

– Öncelikle Selçuk Üniversitesi kurumsallaştı. Çağdaş bir ülkeye yakışır çağdaş bir üniversite oldu. Türkiye çapında başarılı öğrenciler Selçuk’tan mezun olmaya başladı. Özel yetenekle ilgili bölümlerde hiç torpil yapmadım ve yaptırmadım. Bugün bunun gururunu yaşıyorum. Böylece olunca Konya’mın bir köyündeki başarılı öğrencim de okula giriyor İstanbullu bir öğrencim de. Böylece alanında başarılı öğrencilerle başarımız da artıyor. Eskiden nadirdi ödül almak. Şu anda nereden ödül aldığımızı bile bilemiyoruz, çünkü onlarca ödülü üniversiteye kazandırdık. İlk kısa metrajlı filimde altın portakal alan tek üniversiteyiz. Bursa’da, Adana’da Altın Koza’dan ödül alıyoruz. Üniversitenin kendine öz güvenini geldi. BAP projelerini çıkardık, 3 bin 500 tane hoca yurtdışına gitti. Hoca artık çalışırsa, üretirse karşılığını alacak. Atatürk’ün arzuladığı ‘Çağdaş bir ülke ve çağdaş bir üniversite’ hedefini Hz. Mevlana’nın hoşgörüsüyle birleştirerek bir yönetim tarzı sergilediğimiz için başarılara imza attık.

* Rektörlüğünüz döneminde sıkıntılı günlerde geçirdiniz? O günleri bugün nasıl değerlendiriyorsunuz?

    – Üniversite rektörü olarak hep yasalar çerçevesinde hareket ettim. Ancak bazı yasalar değişmemizin önünde engeldi. Bu yasaları da yumuşatarak yolumuza devam ettik. Ancak yaptığımız işlerde bizi çoğunlukla anlamadılar. Süleyman Okudan bir yerlere çomak soktuğu için başı beladan hiç kurtulmadı. Başörtüsü konusunda mümkün olduğu kadar esnek davrandım, ancak o zaman YÖK’teki yapı yine aleyhimde soruşturma başlattı. O günlerde yüreğini ortaya koyup hareket etmek çok farklıydı. Ancak muhafazakar hocalar bana teşekkür ediyordu. Bazıları tarafından ‘hükümetin rektörü’ denildi ama kimsenin rektörü olmadım. Dün neysem bugün de oyum. CHP milletvekili başka bir milletvekiliyle ilişkilerim iyi diye ülkü ocaklarıyla birlikte hareket etti, beni her yerde eleştirdi.  Ama ilahi adalete inanıyorum. Benimle uğraşan Garnizon Komutanı intihar etti, YÖK denetçisi felç oldu, CHP milletvekili de trafik kazasında hayatını kaybetti. Her ne yaptıysam bu üniversitenin gelişmesi için yaptım. Onlarca soruşturma geçirdim. Soruşturmalarım yüzde 90’ı aykırı işler yaptığım içindi. Ama şu anda bakarsan haksız bir şekilde trilyonları götürmüş bir adam olarak görülüyorum. Aleyhimde kesin hüküm verilmiş hiçbir ceza yoktur. Üniversiteyi çok ağır bedeller ödeyerek bu günlere getirdik. Oluşturduğum bu özgür Selçuk Üniversitem için de bu bedeller feda olsun diyorum.

* Selçuk geldiği nokta itibariyle bir örnek üniversite oldu mu?

    – Bugün geldiğimiz nokta itibariyle Türkiye’de önemli bir üniversiteyiz. Son bir ayda 5-6 tane üniversite rektörü Selçuk’u ziyaret etti. Üniversitelere örnek model olduk. YÖK Başkanı ziyaretine gelen bütün yabancıları Konya’ya gönderiyor. Bursa’nın rektörü bir TV programında yarım saat Selçuk Üniversitesi’ni methetmiş. Teknopark konusunda ODTÜ ve Bilkent ile yarışıyoruz. Benden önceki dönemde üniversite yönetimi Belediye ve Sanayi Odası ile kavgalıydı. Göreve geldiğimde bu kavgaları bitirdim Konya’ya birlikte kurduğumuz Teknopark ile Selçuk’un ismini daha çok duyurduk. Konya ili genelinde son 11 yılda TÜBİTAK’a sunulan 77 Ar-Ge Projesi bulunurken, sadece Teknopark bünyesinde son 1 yılda 100 Ar-Ge Projesi hazırlandı ve TÜBİTAK’a sunuldu. 2009 sonuçlarına göre 9. Sıradaydık, 2010 verilerini göre 7. veya 6. sıradayız. Bilimsel Araştırma Projesi (BAP)  Türkiye’nin hiçbir yerinde yok bizde var. 3 binin üzerinde hoca BAP sayesinde yurtdışına gitti. Nasıl gittiler? Gittikleri yerlerde Selçuk Üniversitesi adına bildiri sunmak şartıyla. İnternet ağlarını yeniledik, bilgisayar verdik. Böylece bilimsel alt yapıyı hazırladık. En çok TÜBİTAK projesi, en çok AB projesi alan 10 üniversite içine girdik. Bunlar kolay olmadı. Artık her yerde Selçuk Üniversitesi’nin sesi var. Atanan savcı ve hakimden bir tanesi Selçuk Üniversitesi mezunu. Dişhekimliği fakültesi sayesinde her yere dekan veriyoruz. Madagaskar, Afganistan, Tanzanya, Mısır, Tayland, Nijerya, İsveç, Norveç, Fransa, Almanya ve İsrail gibi ülkelerin de bulunduğu 51 ülkeden 1172 yabancı uyruklu öğrenci eğitim görmektedir. Erasmus Öğrenci Değişimi Programı kapsamında üniversitemiz, Türkiye’de bu programı uygulayan 90’a yakın üniversite arasından yurtdışına en fazla öğrenci gönderen 6. üniversite oldu. Avrupa Kredit Transfer Sistemi(AKTS) ve diploma eki çalışmaları tamamlanmıştır. Geçtiğimiz yıl yurt dışına 400 öğrenci, 200 öğretim elemanı gönderilmiştir. Proje kapsamında işbirliği yapılan üniversite sayısı 102’dir.
 Bir göz doktoru olarak her şeyi bilirim edasında değilim. Bu başarıların hepsi ekip ruhu içinde oluyor. Önce arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Değişmek değiştirmek kolay değildi ama biz bunu başardık. 

* Üniversiteye yeni yapılan binaların önemli bir kısmını bağış olarak yaptırdınız. Bunu nasıl sağladınız?

    – Bunlar benim şahsi emeğim. Şurada oturuyor diye A rektörüne kimse para vermez. Aynı şekilde ilahiyat fakültesi de bağış usulü yapılacak. Şuanda İlahiyat Fakültesi’nin protokolünü imzaladık. Caminin de restorasyonunu yapacağız. Beyşehir’e 40 trilyona yakın Ali Akkanat yatırım yaptı. Sabancı ailesi boşuna Konya’ya gelmedi, defalarca kendileriyle görüşmeye gittim. Cengiz İnşaat Seydişehir’e 10 trilyonluk şahane bir bina yapıyor. Yine Ahmet Keleşoğlu, Selçuk’a modern bir eğitim fakültesi kazandırdı. Eğitim Fakültesine gittiğimde öğretim üyelerine ‘sizi bu barakalardan kurtaracağım’ dedim ve dediğimi de yaptım. Şu anda modern bir binada eğitim veriliyor.

* Meram’daki fakültelerin Meram Üniversitesi’ne bağlanması tartışılıyor bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

– Bağlanma gibi bir hareket olursa Konyalıya Konya’ya haksızlık olur. Konya her şeyiyle huzurlu bir şehir. Ereğli, Akşehir’e ikinci fakülte açılıyor. Cengizler İnşaat, Seydişehir’de mühendislik fakültesi yapıyor. Beyşehir’de Ali Akkanat’ın önemli yatırımları var. Bu ikinci fakülteleri niye yapıyorum, gelecekte üniversite olsun diye. Alt yapıların yüzde 99’u bağışla yapıldı. Devlete bir yük yok. Devlet burada bir karar alacak ve üniversiteyi ikiye bölecek. 3–5 memurla bunu halledeceğiz. Böylece 75 bin öğrencinin 45 bini oraya gidecek 35 bini burada kalacak. Ancak tıplar lokomotif güçtür. Benim Selçuk üniversitenin gücünü niye başka biri alsın. İlahiyatta asistanlarıyla birlikte 60’dan fazla akademisyeni, Tıpta 500’ün üzerinde oy kullanan insan var. Bunlara sormadan. İradelerini almadan, bir gün ansızın uyandıklarında sizi şuraya bağladık dendiğinde saygısızlık olmaz mı?  İkisi de geriye gitmeden bölünme hareketini yapmalı. 35 yıllık mazisi olan bir üniversiteyi bölerken ana çekirdeğe zarar verilmemesi gerekiyor.  Bütün hareketimizi Selçuk Üniversitesine zarar vermeden, ileride bölünmeye göre yaptık. Diğer yandan bazı rektör adaylarının üniversiteyi ihtisas üniversiteleri haline getireceğim, kampusu 4’e böleceğim sözleri komiktir. Olmayacak şeylerle vakit geçirmemek gerekiyor. 

* 36 yıllık geçmişi bulunan Selçuk, yeni kurulan üniversitelere ağabeylik yapmalı mı?

– Ağabeylik yapmalı ve yapıyor. Öğretim üniversite yetiştirme projemiz var. Aksaray, Niğde, Karaman bizden yavrulamıştır. Devlet üniversitenin şehre getirisi daha fazla olur. Ereğli, Akşehir, Seydişehir, Beyşehir ikinci fakülteler oluşuyor. Bunları ileride yeni üniversitenin çekirdeğini oluşturmak için yaptım. Bir sürü üniversite olsun, çünkü Konya bunu kaldırır. 199 sayısına ulaşınca üniversiteler sabitleniyor bu sabitlenme olmadan bir iki üniversite daha kapalım. Konya kazansın diyoruz üniversite başka şehre kurulmasın diyoruz bizim derdimiz bundan kaynaklanıyor.  Devlet 8 daire başkanı, 1 sekreter verecek. Rekabetin artması bakımından da devlet üniversitesi olacak. Vakıf üniversiteleri yakın bir zaman sonra öğrenci bulamayacak. Çoğu kapanacak. Doğu Akdeniz’de kapanma tehlikesi. Üç tanesine YÖK ihtar verdi. Promosyonla, ilanla öğrenci arıyorlar. Çünkü devlet üniversiteleri barılarıyla ön plana çıkmaya başladı.

* Sizden sonra gelecek rektörün, üniversite oluşan özgür ortamı yok etmesi yönünde bir korkunuz var mı?

– Ben üniversitenin geldiği noktadan memnunum. Sağcı, solcu herkeste demokrasi ışığını gördüğüm için. Hiç kimse üniversitedeki bu yapının bozulmasını istemiyor. Benden sonra gelecek rektör namazını kılabilir, orucunu tutabilir veya bunların hiçbirini yapmayabilir. Ama bu üniversitede ülkücülerin de, solcuların da olduğunu bilsin ve buna göre makul bir ekip kursun. Özgür ortam bozulmasın. Eskiye gidilmemesi gerekiyor, eski her zaman kötüdür. Demokrasi yolunda gelişmeye devam edilmelidir.

* Üniversiteye hangi şartları sağlayan kişi rektör olmalı?

– Ben tarafsızım ama bu kadar emek verdiğim bir üniversitenin geriye gitmesini istemiyorum. Öğretim üyelerine ben bir sokağı tarif ederim ancak sokaktaki hangi eve gireceğinize siz karar verin diyorum. Hoca gidecek birebir ilişki kuracak ki güven tazeleyecek. Ben rektörlükten sonra üniversitede çalışacağım, emek verdiğimi ve uğrunda hapishanede yattığım bir üniversitenin geriye gitmesini istemem. Üniversitenin huzur ortamını kimse bozmasın, hatta bozmaya da kalkmasın. Hangi düşünceden olursa olsun herkesin bu üniversite de olduğunu kabul edip buna göre bir yönetim organize etmelidir. Kimse bu üniversiteyi eskiye döndürmesin. Çoğunluğa hitap eden bir davranış sergilemeli. Gelişen alt yapısına bir şeyler koymalıdır. Öğretim üyesi arkadaşlar seçidir en doğru kararı onlar verecektir. Üniversiteyi zarar verecek kişilere karşıyım. Benim de bir oyum var. Seçimde en iyi işi yapacak insana oy vereceğiz. İntikam duygusuyla birileri gelirse bu üniversite gelişemez. Kimseden daha akılı değilim ancak şu üniversitede herkesten daha deneyimliyim. Hangisinin daha kapasiteli, hangisinin kapasitesiz olduğunu görüyorum. Bana soranlara Üniversiteye zarar verecekleri seçmemelerini istiyorum. Diğer yandan siyaset kurumu da seçimlere çok fazla da müdahale etmemeli insanların oyunu rahatça vermesi lazım. Ondan sonra değerlendirme yapılacaktır. Birinde cemaat lideri diğerinde dinsiz yaptılar ama her iki Cumhurbaşkanı da beni atadı. Onun için yaptıklarımı bozan değil yaptıklarımızı daha ileriye götürecek insanların gelmesini istiyorum.

* Başka bir üniversiteye ‘rektör ol’’ deseler kabul eder misiniz?

– Her şey tadında bırakılmalı. Bir daha rektörlük yap deseler asla kabul etmem. Yeni enerjilere ihtiyaç var. Ancak bundan sonra Selçuk Üniversitesi’ne Meram Tıp Fakültesinde devam edeceğim. Akademisyenlik hayatımda üniversiteyle ilgili bana bir görev düşerse elimden geldiğince yardımcı olacağım.

* Kampüs içinde bir havuz ve dijital kütüphane merkezi oluşturma projeniz vardı. Şu anda bu projeler hangi aşamada?

– Havuz için Selçuklu Belediyesi ile anlaştık. Havuzun olduğu alana özgür bir kafeterya yapılacak. Öğrenci, memur, akademisyenin girebileceği bir kafeterya olacak. Ayrıca Güzel Sanatlar Fakültesi ile Konservatuar arasına sanat sokağı yapıyoruz. Planlarını yaptık, bunları yeni rektörümüze devredeceğiz. İlla ki her şey benim dönemimde olacak değil. Ben çalışmayı seviyorum. Daha imzalanmayan çalışmalar var. Dijital kütüphane için güçlü bir bilgisayar alt yapımız var. Bir kaç tane sisteminin Türkiye distribütörüyüz. Bu anlamda dijital veri merkezi için çalışmalarımız sürüyor. 

* Sayın Hocam, açıklamalarınız için teşekkür ediyorum. Son olarak neler söylemek istersiniz?

    – 7,5 yıl boyunca tüm ekibimizle birlikte bir Selçuk Üniversitesi ailesi olarak fedakarca çalıştık. Değişen ve değiştiren bir üniversite yarattık. Her alanda adımızı duyurduk, marka olduk. Tüm bunlarla birlikte özgür, bilime önem veren, başarıya emin adımlarla koşan bir üniversite bıraktığım için gurur duyuyorum. Tüm bu çalışmaları birlikte yürüttüğümüz başta rektör yardımcısı arkadaşlarım olmak üzere, tüm akademisyenler, çalışanlar ve öğrencilerime, bizlere her fırsatta büyük destek olan YÖK Başkanım Sayın Yusuf Ziya Özcan nezdinde tüm YÖK üyelerine, denetleme kurulu üyelerine, Konya Valimiz Sayın Aydın Nezih Doğan’a, üniversite aşığı Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Akyürek’e, Meram ve Selçuklu Belediye başkanlarımıza, il özel idaresine, KTO, KTB, KSO’ya, sivil toplum kuruluşlarına teşekkürü borç biliyorum. Bu noktada bizlere desteğini esirgemeyen Sayın Ahmet Keleşoğlu ve Ali Akkanat başta olmak üzere tüm hayırseverlerimize de şükranlarımı sunuyorum. Son olarak ise Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül ile bizlere her konuda destek olan Sayın Başbakanımıza da teşekkür etmek istiyorum.”
HASAN AYHAN-YENİGÜN

 
Muhabir: TE Bilişim