Osmanlı'nın hakim olduğu topraklardaki 20 kadar ülkede 500'ün üzerinde mimariyi araştıran yüksek mimar Mehmet Emin Yılmaz, tespitlerini  paylaştı. Genellikle kiliseye çevrilen Türk mimari eserleri fotoğraflarla belgeleyen Yılmaz, 2020 yılında 18 ülkede 329 eserin envanterini çıkardı. Elindeki bilgi ve belgeleri kitaplaştıran Yılmaz, kitabın yayınlanmasının ardından farklı ülkelerden kendisine ulaşan mimarlar sayesinde daha fazla eseri inceleme fırsatı buldu. Gürcistan, Yunanistan ve Romanya'daki tarihçilerden çok sayıda mesaj alan Yılmaz, incelediği eser sayısını 329'dan 448'e çıkardı.

- Camiler kiliseye çevrildi, Osmanlı sur duvarlarına çan kulesi yapıldı

On üç yıldır, kiliseye çevrilen Türk eserlerinin envanterini hazırlayan Yılmaz, "Tespit ettiğim 18 ülkede 448 eserin 343 tanesi camiyken kiliseye çevrilmiş eserler. Cami, tekke ve türbelerin kiliseye çevrilmesinin yanı sıra Osmanlı surlarının, kale duvarlarının üzerine inşa edilen çan kuleleri örnekleri var. Mesela, Yunanistan'da Karababa Kalesi var. Osmanlı'nın Venedik saldırılarını önlemek için temelden yaptığı tamamı Türk kalesi. Osmanlı'dan sonra kalenin içine bir kilise yapılıyor. Kilisenin çan kulesi de Osmanlı sur duvarının üzerine yapılıyor. Bunun bir benzeri de Dimetoka Kalesi var. Kalenin yanında da bir kilise var, kilise Osmanlı döneminde yapılmış. Yunanistan'ın bağımsızlığından sonra sur duvarının üzerine çan kulesi yapılıyor." ifadelerini kullandı.

2020'de dijital erişime açılan bazı arşivlerin olduğunu ve Fransa Kültür Bakanlığının da arşivindeki fotoğraflara erişim imkanı tanıdığını ifade eden Yılmaz, buralardan da bazı eserleri tespit ettiğini belirtti.

Yılmaz, araştırmasında Midilli Adası'nda Kadiri Tekkesi'nin olduğuna dair bir fotoğraf bulduğunu ve altında adaya gelen mübadillerin tekkeyi kilise olarak kullandığının yazıldığını söyledi.

Benzer şekilde Bulgaristan'ın fotoğraf arşivlerini de incelediğini aktaran Yılmaz, mimarisi değiştirilip kilise olarak kullanılan yapıların aslında cami olduğunun bilgisine ulaştığını belirtti.

- "Haç takılan saat kuleleri ve çeşmeler var"

Yılmaz, Yunanistan'da mübadele bölgesiyle ilgili köyleri ayrı incelediğini vurgulayarak, şunları anlattı:

"Lozan Anlaşması'yla Yunanistan'dan 500 bin Türk Anadolu'ya geldi. Yaklaşık bir buçuk milyon Ortodoks da Yunanistan'a gitti. Bu her iki ülke için de sosyolojik olarak farklı sonuçlara yol açtı. Mimari olarak da Türklerin boşalttığı köylerdeki camiler çoğunlukla doğrudan kilise olarak kullanıldı. Mübadil bölgesi Yunanistan'ın büyük bir kısmını kaplıyor. Camilerden sonra kiliseye çevrilen eserlerin başında en çok türbeleri görüyoruz. Kiliseye çevrilen camilerin yanı sıra haç takılan saat kuleleri var. Yunanistan'da incelediğim eserler arasında kiliseye çevrilen 116 cami, 22 tekke ve türbe bulunuyor. Mesela İskeçe'deki saat kulesinin tepesine haç takılmış, yanındaki cami de kiliseye dönüştürüldü. Sonra camide yıkılıyor. Saat kulesinde mimarisi tamamen değiştirildi."

MİT teröristleri enseledi! MİT teröristleri enseledi!

Türk mimari eserleri arasında çeşmeleri de ayrı başlık altında araştırdığını söyleyen Yılmaz, çeşmelere haç figürlerinin işlendiğini tespit ettiğini dile getirdi.

Yılmaz, Bulgaristan ve Romanya'da Dobruca bölgesi bulunduğunu ve özellikle o bölgede çok fazla çoban çeşmesi denilen uzun yalaklı kır çeşmeleri olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Hayvancılığın çok yoğun olduğu bir bölge Osmanlı döneminde. İstanbul'un et ihtiyacının o bölgeden karşılandığı biliniyor. Oradaki köy çeşmelerinin ki çoğu da halen kullanılıyor. Ben birkaç tanesini yerinde de araştırdım. Çeşmelerin üzerine aynı bu çeşmenin taşı aynı mimari detayları işleyerek haç eklenmiş. İncelediğim 448 eser arasında Romanya'da 29, Bulgaristan'da 9 toplamda 38 Türk mimari eseri olan çeşmeye haç figürü işlenmiş olduğunu gördüm. Bu durum, getirip bir haç asmak gibi değil, haçın, çeşmenin ana mimari unsuruymuş gibi bilinçli olarak mimariyi değiştirmek için yapılığı anlaşılıyor."

AA

Editör: Hacer Ceylan