Ortadoks Ekonomi Politikaları mı, Yoksa

Abone Ol

Ortadoks Ekonomi Politikaları mı, Yoksa Heterodoks Ekonomi Politikalar mı Uygulamak Türkiye'nin Yeni Bir Ekonomi Hikâyesi İçin Uygundur?

 

Geleneksel ve/veya gelenekçi görüşleri ifade etmek için kullanılan bir kavramdır, Ortadoks politikalar. Geleneksel görüşün dışında yer alan görüşler içinse, Heterodoks politikalar ifadesi kullanılmaktadır. Uzun soluklu beklentilerin karşılanması için Ortadoks politikalar önerilirken, kısa vadeli veya şok diye ifade edilen beklentilerin giderilmesi için Heterodoks politikalar önerilmektedir.

Şimdi, nereden çıktı bu konu diye düşünebilirsiniz. Bir kere ülkemizin içinde bulunduğu konjonktüre bakıldığında, hareketli bir coğrafya, hareketli bir siyasi gelişme ve hareketli ekonomik gelişmeler gözlenmektedir. Bu hissiyat, birikmiş; ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlarla birleştiğinde, karşımıza konjonktürel bir takım seğirmeleri salık vermekte ve bu şekilde etkilenmenin seviyesini yükseltmektedir.

1 Kasım seçim sonuçları az çok belirdikten sonra ekonomi safı, hemen harekete geçerek sorunlarını bir bir dile getirmeye başladı. Zaten sorunların çoğu da önceden bilinen meselelerden teşkildi ama yüksek sesle dillendirilmesi gün yüzü görmesi açısından önemliydi. 1 Kasım sonrasında, hemen ekonomi yönlü okumalarda bulunanların karşısına, şunlar sunuldu:

 

·      Ekonomi yönetiminin belirsizliğinin ortadan kaldırılması,

·      2015 yılının kayıp yıl ilan edilmesinin ardından 2016 yılının kazanca çevrilmesi,

·      Başta Turizm sektörü olmak üzere algının sektörlere çekilmesi,

·      Topyekûn üretim seferberliğinin ilan edilmesi,

·      Eylem planlarının revize edilerek uygulanmaya başlanması,

·      Katma değer üreten sektörlere pozitif destekleyici ayrımcılığın gösterilmesi,

·      Döviz kurundaki belirsizliklerin, en azından Türkiye ile ilgili kısmının, ortadan kaldırılması,

·      Yeni bir kalkınma planının uygulanmaya alınması,

·      Yapısal reformların hayata geçirilmesi,

·      Yabancı yatırımların algısının beslenmesi,

·      İhracat hedeflerine yönelik çalışmaların hızlanması,

·      Daha özellikli konular arasında yer alan; marka, patent, ar-ge, inovasyon, teknoloji hamlesi gibi beşinci üretim faktörüne yönelik adımların sıklaştırılması,

·      Faiz oranlarının yatırım yapılabilir seviyelere çekilmesi,

·      Siyasi istikrarın sürdürülebilirliğinin sağlanması.

 

Yukarıdaki sayılan maddeler ekonomik beklenti içerisinde olan ve seçim sonrası gündeme alınması istenilen konular arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Bu maddeler, ekonomi alt dalları itibariyle; mikro, makro, uluslar arası, büyüme, kalkınma ve para gibi alanlarla ilgili olup, birbirleriyle bağlantılı ancak karmaşık bir yapı arz etmektedir. Haliyle çözüm içi de farklı adımları gerektirir.

Bu farklı adımlar bir yana konulacak olursa esas meselenin odağında, oluşan yeni algı ve beklentilerin, yazının başında değindiğim Ortadoks veya Heterodoks ekonomi politikalarının hangisini çağrıştıracağıdır? Tartışmaya muhtaç mevzuunun kalbi bence tam da burasıdır.

Hemencecik söyleyeyim içerisinde Ortadoks politikalarla çözülmesi beklenen konular olsa bile, büyük çoğunluğu Heterodoks politikalar ile çözülmesi istenilen konulardır. Bu yanlış çözümleme isteği, gelecek nesiller ve gelecek kazançlar için uygun sonuçlar doğurmayabilir. Buradan bu sorunların görmezden gelinmesi değil doğru öncelikli ekonomik çözümlerin ne olması gerektiği vurgusu önemlidir. Bugünü ipotek altına almaya çalışan çözüm önerileri gelecek nesiller için bir kâbus olabilir. Bu meyanda, kısa ve uzun dönem sorununu göz ardı etmemek yararımıza sonuçlar doğurabilir.

Önemli olan durum, önümüzdeki günlerde alınacak kararların sadece günümüz kısa dönemli çıkar beklentilerine kurban edilmemesi gerekliliğidir. Uygulamaya konulacak ekonomi politikalarının, uzun soluklu, sağlam temelli, değişen şartlara uygun ve bir o kadar da ayakları yere basması gereklidir.

Bu ekonomi politikalarının, iktisadın alanına giren üretim faktörlerinin optimal verimliliği göz önüne alınarak yapılması, coğrafi derinlik anlayışı ile de örtüşmekte ve varlık odaklı yaklaşım kavramını da akılda tutarak uzun dönemli çözümler üretmesini sağlayacaktır.

Adımların atılması yanında, doğru adımların atılmasının önemli olduğu günler geçirmekteyiz. Bu duyarlılığı önemsemeliyiz. Yeni ekonomi hikayesinde bu konunun önemli olduğunu düşünüyorum.

Y. Doç. Dr. Bülent Darıcı

bulentdarici@gmail.com