Konya Büyükşehir Belediyesi eski binası bilindiği gibi önce boşaltıldı sonra da yıkıldı.

Konya’nın en güzel, en gözde, en kıymetli bölgesinde olan bu yere ne yapılacağı merak konusu iken Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay, oraya kütüphane yapılacağını açıkladı.

Oranın ranta kurban edilmeyip, kütüphane yapılma kararı alınması takdir edilmesi gereken bir gelişme… Ancak o harika yerin sadece kütüphane olarak kullanılması ilerde büyük bir eksikliği de gündeme getirecektir.

Eski adı Fuar Kültür Merkezi olan daha sonra Kültürpark adını alan bölgede bir kütüphane bulunmaktadır. Buranın yeterli olmadığı gerekçesiyle, eski belediye binası yerine daha büyük bir kütüphane yapılmasının gündeme gelmesi normaldir ancak bu harika bölgenin kütüphaneden daha öte bir Kültür Merkezi olarak düşünülmesi gerekir.

Adının Konya Kültür Merkezi olduğu, bir kültür merkezinin bütün bölümlerinin eksiksiz bulunduğu, ihtiyaç ise bir bölümünün de kütüphane olarak kullanıldığı, görselliği mükemmel ve ülkemizde örnek gösterilecek bir binanın Konya’mıza kazandırılması şarttır.

*** *** ***

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin Cumartesi etkinlikleri bütün hızıyla devam ediyor. Geçtiğimiz Cumartesi günü Fethi Gemuhluoğlu’nun anıldığı programda, Sadık Yalsızuçanlar, Doç. Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz ve Dr. Mehmet Ali Gemuhluoğlu konuşmacı olarak yer aldılar.

Konuşmacılardan dinlediğimiz kadarıyla Fethi Gemuhluoğlu’nun en önemli özelliği binlerce öğrenciye burs vererek onların önce doktora sonra da akademik kariyer yapmalarını sağlayarak elit bir tabaka oluşturmayı başarmasıdır. Burs verdiği öğrenciler içinden başbakanlar, bakanlar, büyükelçiler, komutanlar, yazarlar, üniversite hocaları ve bilim insanları çıkmıştır. Bunların 800 kişisinin profesör olduğunu düşünürsek yaptığı işin ne kadar büyük ve önemli olduğunu anlamak mümkündür.

Öğrencilere burs vermek için Türk Petrol Vakfını kurarak ülkenin en büyük işadamlarından destekler alan ve temin ettiği büyük paralara rağmen bir kuruşunu kendisi için harcamayan ayrıca burs vererek okuttuğu öğrencilerin siyasete giren birçoklarından milletvekilliği teklifi almasına rağmen dönüp bakmayan Fethi Gemuhluğlu parayı ve siyaseti yönlendiren bir kişilikti.

Yaşadığı 54 yıl gibi kısa denebilecek ömrüne çok şeyler sığdıran ve muazzam işler yapan Fethi Gemuhluoğlu çağımızın kutup yıldızlarından birisi olmuştur. Büyük bir irfan, tefekkür ve eylem insanı olan Fethi Gemuhluoğlu, gönlü açık olduğu için baktığı insanın yeteneklerini keşfeden, gören ve onların enerjilerini açığa çıkaran, yönlendiren bir insandı. Yoksul bir Anadolu çocuğunu sıfır noktasından alıp onun mükemmel bir insan olmasını sağlayan yanı vardı Fethi Gemuhluoğlu’nun… Gemuhluoğlu son 150 - 200 yılda Türkiye’nin başına gelmiş en büyük güzelliklerden biriydi.

Fethi Gemuhluoğlu’nun çok seveni olmuş, çok insanın kalbine girmiş. 1918 - 1922 yılları arası İstanbul’un bir işgal süreci söz konusudur ve Gemuhluoğlu’da o tarihler arasında doğmuştur. Böyle bir zamanda dünyaya gelmek, şehirlerinizin kaybolduğu bir Türkiye’de doğmak adeta omuzunuzda, sırtınızda çok büyük bir yükle dünyaya gelmek gibidir. Türkiye uzun yıllar içine kapanık bir uyku halinde kalmak zorundadır. Ama inanılmaz bir tarih şuuru olduğu için bu acıları, bu yükü Fethi Gemuhluoğlu ve onun kuşağı taşımıştır.

Fethi Gemuhluoğlu 1930-1940’lı yıllarda daha ortaokul, lise talebesiyken aydınların ülkenin içinde bulunduğu problemlerden bahsettiği kahvehanelerde, evlerde bu problemleri dinleyerek büyümüş. O insanların çoğu Osmanlı döneminin yüksek bürokratları, yüksek askerleri, yüksek hukukçularıdır. Fethi Bey de o yıllardan itibaren, o insanlarla birlikte oluyor, onlardan etkileniyor.

1950 seçimlerinden hemen önce Mareşal Fevzi Çakmak vefat ediyor. Fevzi Çakmak’ın vefatı o dönem hükümet olan Cumhuriyet Halk Partisi tarafından çok fazla önemsenmiyor, cenazesine sahip çıkılmıyor. Fethi Gemuhluoğlu da o dönem Cumhuriyet Halk Partisi hükümetine karşıdır. Ve o hükümetten korkmadan üniversite gençliğini hareketlendiriyor. “Mareşal’in cenazesini milli bir kahraman olarak defnetmeliyiz” diyor. O öğrencilerin içinde İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okuyan Erbakan, Özal ve Demirel’de vardır. Onları ağabeyleri olarak örgütleyerek Cumhuriyet Halk Partisinin iktidar olduğu bir dönemde Harbiye binasından içeriye girerek rahmetli Mareşal’in cenazesini alıyorlar ve sırtlarında Eyüp’e kadar götürüyorlar.

Fethi Gemuhluoğlu, 1950 li yıllardan itibaren, etrafında kendisinden daha genç olan üniversite öğrencilerine bir hususun altını çizerek anlatıyor. “Biz yeni bir medeniyet kurmak durumundayız, buna zorunluyuz. İslâm medeniyetinin yeniden doğuşunu yapacak olan ülke Türkiye’dir. Çünkü birçok İslam ülkesi Batı tarafından sömürgeleştirildi ve bu ülkelerin bir öncüye ihtiyacı var. Dolayısıyla bizim bu öncülük rolünü oynamamız lâzım” diyor.

Daha sonra Kıbrıs olaylarına müdahil oluyor. Bunun sonucunda Kıbrıs’ı korumak ve savunmak için İstanbul’da bir takım dernekler kuruyor. Demokrat Parti izlenim olarak İngiltere’yi örnek aldığı için Türkiye’de Kıbrıs olayı bilinmiyordu ve bu sorunu kurdurduğu derneklerle Fethi Gemuhluğlu dile getirerek o bilinci oluşturuyordu. Bu konuda düzenlediği mitingler, Demokrat Parti tarafından yasaklanıyor. Ama buna rağmen bu mitingleri düzenlemeye devam ediyor.

Anadolu’dan gelen zeki, parlak, çok çalışkan çocuklara burslar vererek tahsil görmelerini sağlıyor. Gençlere yüksek miktarda burs veriyor. Kendisinin elinden 800’e yakın profesör geçiyor. Öğrencilerinin doktoralarını ve lisanslarını tamamlamasını istiyor ve bunun için çabalıyor. Ve en sonunda onları evlendiriyor. Kendilerine denk olan elit kızlarla erkekleri evlendiriyor. Onlara iş buluyor. Devlet Planlama Teşkilatı gibi önemli alanlarda, özel sektörlerde ve kurumlarda iş buluyor. Hiçbir öğrencisi işsiz kalmıyor.

Bunları yaparken Osmanlı Devletinin uyguladığı Enderun ve Harem teşkilatlarını örnek alıyor. Osmanlı nasıl Enderun’da devletin önemli kademelerinde görev yapacak olan kişileri en iyi şekilde eğitiyor, bunun karşılığında da Harem’de bunların evleneceği kızları en iyi şekilde eğitiyorsa, Fethi Gemuhluoğlu’da yetiştirdiği öğrencilerin, iyi yetişmiş kızlarla evlenmelerini sağlıyordu.

Fethi Gemuhluoğlu, yetiştirdiği bir öğrenci bakan iken, “sen niçin Müslüman Türk öğrencilerin problemleri ile ilgilenmiyorsun? Seni niçin bakan yaptık?” diyerek kafasına sandıkla vurarak kanatan ve kanayan kafasını da kendi eliyle saran, o bakanın da hiç itiraz etmeden “tamam abi, yapacağım abi” diyerek karşıladığı, bu kadar sözü geçen, bu kadar itibar gören bir kişilikti. 1. MC Hükümetinin kuruluşunda da en büyük rolü oynayan ve en büyük tesiri yapan Fethi Gemuhluoğlu idi.

İşte böyle bir insanı dinledik TYB Konya Şubesi’nin kültür etkinliğinde… Bu program TYB Konya Şubesi’nin en önemli, en tesirli etkinliklerinden biri idi. Böyle bir programa imza atan Başkan Ahmet Köseoğlu’na, programı düzenleyen Duran Çetin hocama, konuşmaları ile bize bu bilgileri veren Sadık Yalsızuçanlar, Mehmet Yalçın Yılmaz ve Fethi Gemuhluoğlu’nun oğlu Mehmet Ali Gemuhluoğlu’na ve tüm katılımcılara şükranlarımı sunuyorum. Yeni ve güzel etkinliklerde buluşmak dileğiyle sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.