Genç yaşta boğularak ölen, üst üste geçirdiği üçüncü kalp krizinde vefat eden, trafik kazasında 5 çocuğunu öksüz bırakanlar; hasta- doktor yokluğundan can verenler; zatürreden ömrünün baharında vefat edenler… Ardından yaşlı gözler bırakıp ömrünün baharında hayatını kaybeden Akörenlileri, Akören’in tarihini kaleme alan Araştırmacı Yazar Muzaffer Tulukcu aktardı.
FOTOĞRAF ALTI: 26 Yaşında zatürreye yenik düşen Mehmet Ertaş 3 çocuk babası idi.
32 YAŞINDA SEYHAN BARAJ KANALINDA VEFAT EDEN 4 ÇOCUK BABASI TAHSİN YONCALIK
Kamyon şoförlüğü yapan ve rahmetli Doç Mehmet ve Dürdane Türkel'in 1955 doğumlu oğulları Tahsin Yoncalık Konya'dan yolculuk sonrası ulaştığı Adana Seyhan Barajı kanalından su doldururken ayağının kayması sonucu genç yaşta boğularak vefat etmişti. (25 Temmuz 1987)
Akören Orta Mezarlığa defnedilen Tahsin Yoncalık, Esma Erişte hanımla evli olup, Hatice Ertoraman, Mehmet, Nazif, Dürdane Yarımca adında 4 çocuk babasıydı.
FOTOĞRAF ALTI: Akören Kadıburnu Mezarlığın da Meftun bulunan Mehmet Kılıçarslan'ın kabri başında oğlu Bilal Kılıçarslan dua ederken.
32 yaşında vefat eden Tahsin Yoncalık vatani görevini İstanbul Tuzla'da yapmıştı. Servet Embel, Ali Yonca, Hasan Mucuk.
35 YAŞINDA ROMATİZMAYA KURBAN GİDEN MUSTAFA İLGÜN
1 Ocak 1956 tarihinde Akören'de doğan ve müzmin romatizma rahatsızlığı nedeniyle öğretmenlik yaptığı Konya Meram Pamukçu köyünde 23 Nisan etkinliği hazırlığı yaparken ayakta 2 kez kalp krizini geçiren ve 3. krizi evde geçirip ambulansta 35 yaşında vefat eden Mustafa İlgün'ün babası Hacı Emin sülalesinden Salih İlgün (İğneci Salih), annesi ise Dadavun Yarım’ın kızı Sabriye Sarıbayır.
FOTOĞRAF ALTI: Akören'in sempatizanı Topal Seyit Ahmet (Sarılar).
İvriz Öğretmen Okulu mezunu Mustafa İlgün, Muş, Konya Karapınar Meşeli, Akören Ahmediye, Güneysınır Gürağaç ve son olarak da Konya Meram Pamukcu'da toplam 16 yıl ilkokul öğretmenliği yapmıştı.
1977 yılında hemşehrisi Havanın Osman oğlu Halil İbrahim Göçmen'in kızı Kezban hanımla evlenen Mustafa İlgün 4 çocuk babasıydı.
FOTOĞRAF ALTI: Aynı kuşağın gençleri...Ayaktakiler Mustafa İlgün, Musa Aşık Ziya Gök,Abdülkadir Gök. Oturanlar Halil İbrahim Sezgin ve Abdurrahman Kılıçarslan.
Oğlu Emin 8 aylık iken vefat etmişti. Salih (Konya'da Ağır Bakım Fabrikasında çalışıyor.), Mutlu Yüksek Endüstri Mühendisi (Ermenek Müftülüğü’nde Memur), Sabriye Bozoğlan (Ankara Polatlı'da ev hanımı)
35 yaşında vefat eden Mustafa İlgün’ün kabri Akören Kadıburnu Mezarlığında.
FOTOĞRAF ALTI: Hüseyin Ali Muştu (oturanlardan sol başta) bir yolculuk öncesi arkadaşları Durali Tangur, Mustafa Gülkara, Veli Karagedik,Münir Özel ve Remzi Yarımca ile.
44 YAŞINDA 5 ÇOCUK BABASI İKEN TRAFİK KAZASINDA VEFAT EDEN HÜSEYİN ALİ MUŞTU
Konya Devlet Su işleri 4. Bölge Müdürlüğü Sondaj Şube Müdürlüğü’nde görev yaparken kurumun aracı ile Konya'dan yola çıkan Hüseyin Ali Muştu Kayseri Nevşehir tren yolu hem zemin geçitte trene çarparak pikabın savrulması sonucu 18 Eylül 1979 tarihinde pikap şoförü ile birlikte vefat etmişlerdi.
FOTOĞRAF ALTI: Hüseyin Ali Muştu sağlığında Devlet Su İşleri nde çalışmıştı.
Konya Ulurmak Mezarlığı’na defnedilen rahmetli Hüseyin Ali Muştu ilkokul mezunu, baba Mustafa anne Şerife Yonca.
Veli Karagedik, Osman Gürbüz, Münir Özel, Zeynel Özarslan yakın arkadaşlarıydı.
Askerliğini Erzurum'da yapan Muştu DS İşleri öncesi yapı ustalığı işi ile meşguldü.
FOTOĞRAF ALTI: Hüseyin Ali Muştu ve hanımının kabri Konya Ulurmak Mezarlığında.
1960 yılında DSİ 4. Bölge Müdürlüğü’nde hemşehrisi Mustafa Şeref Yavuz'un ilgisi ile işe başlamış ve emeklisine 10 ay kala rahmetli olmuştu.
15 Kasım 1936 tarihinde Yurdagül Dinç hanımla 1958 yılında evlenmişti ve 5 çocuk babasıydı (Mustafa, İsmail, Hatice Odacı, Şerife Odacı, Mukaddes Odacı)
FOTOĞRAF ALTI: Hüseyin Ali Muştu'nun Hanımı Yurdagül hanım.
ORMAN ASKERLERİNİN KURŞUNU İLE KAN KAYBINDAN VEFAT EDEN MEHMET KILIÇARSLAN
1 Temmuz 1909 yılında Akören'de doğdu. Babası Tahtalıların Osman, annesi Hasanağagil'den Fadim Tulukcu.
Harf Devrimi (1928) sonrası köy odalarında uygulanan okuma- yazma derslerine iştirak ederek okuma, yazmayı öğrendi. Sinan Çağdaş ustadan ayakkabı tamirciliğini öğrendi, kendi çapında kasaplık yapardı. Çiftçi idi, hırslı ve ciddi bir yapısı vardı. Askerliğini Ankara'da yaptı.
FOTOĞRAF ALTI : Mustafa İlgün'ün kabri Akören Kadıburnu Mezarlığında.
1960'lı yıllar öncesi dağdan odun kesmek ihtiyaçtan öte zaruretti. Gerek yufka ve yemek yapmak gerekse kışın ısınmak için her Akörenli merkebi ile dağlara gider odun keser evine getirir kışa hazırlık yapardı. Bu işlerde genelde harman sonu yapılırdı.
Hele düğünü olan için hısım- akraba seferber olur, pilav dökecek damat evini yalnız bırakmazdı. Onlarca kişi dağlara düğün odunu kesmeye bayram havasında giderdi. Hatta bazen bir günde bitmez, gece dağda yatılır, ertesi gün işlem tamamlanırdı.
Bu çerçevede 1950'li yıllar öncesi Orman Askerleri vardı. Orman askerleri ile zaman zaman husumette olurdu.
FOTOĞRAF ALTI: Muştu'nun tarihsel kimliği.
Nitekim odun kesmek için Mehmet Kılıçarslan dağdadır. Öğleden sonra ifadesi alınmak üzere karakola çağrılır.
Aynı günlerde Mehmet Kılıçarslan'ın akrabası Fadik’in Ali (Fındıkların Abdullah'ın oğlu) ile orman askerleri arasında husumet vardı.
Hiçbir itirazı olmayan Mehmet Kılıçarslan orman askerlerinin yanında yol alırken akrabası Fadik’in Ali askerlere ateş açar, o anda da askerlerden biri, Denizli Tavas’lı İbrahim'de Fadik’in Ali'ye ateş eder, ne yazık ki kurşunun biri Mehmet Kılıçarslan’ın akciğerine girer ve çıkar, yere yıkılır, sedyeye yatırılır. Kan kaybı başlar, şu andaki Polis Merkezi’nin olduğu Jandarma Karakolu’na getirilir. Çumra’dan Savcı beklenmektedir. O yıllarda Akören’de hastanede yoktur, doktor da.
FOTOĞRAF ALTI: Pamukcu da öğretmenlik yaparken romatizma rahatsızlığı nedeniyle kalp krizi geçiren Mustafa İlgün 35 yaşında vefat etmişti.
At arabası ile Çumra'ya götürülüp hastaneye yetiştirilerek kurtarılabilecek durumda olmasına rağmen savcı henüz gelmeden Mehmet Kılıçarslan kan kaybından 16 Nisan 1940 günü vefat etti.
Bir gün sonra da Rahmetli Kadıburnu mezarlığına defnedilir. 10 yaşındaki Bilal ve 7 yaşında Fatma (Ertaş) babasız kalırlar.
31 YAŞINDA İSTANBUL’DA YANGINDA CAN VEREN AKÖREN’İN RENKLİ SİMASI:
TOPAL SEYİT AHMET (SARILAR)
10 Nisan 1944 tarihinde Akören’de doğdu, babası Sarıların İsmail, annesi Püsgüllünün M. Ali’nin kızı Ayşe Hanım.
Ailenin en büyük çocuğu Seyit Ahmet Sarıların kardeşleri Hakkiye, Fadimana, Mustafa ve Habibe idi.
Doğuştan vücudunun üst tarafı ve zekâsı sağlam olmasına rağmen vücudunun alt tarafındaki ve çok azda olsa dilinde olan araz onun zihinlerde kalan yapısı idi.
Çok yufka yürekli olmasına rağmen çoğu kişi kendi zevki için kızdırmaya çalıştığı için Topal Seyit Ahmet biraz çaprazdı.
Diyalog kurmadığı, haşır neşir olmadığı Akörenli yoktu. Tüm Türkiye’yi dolaşır orada olan Akörenli hemşehrilerini ziyaret ederdi.
Dünyadaki kıyamadığı tek kişi annesiydi. O kızsa da ona karşılık vermez, ona laf söyletmezdi.
FOTOĞRAF ALTI: Pamukcu da öğretmenlik yaparken romatizma rahatsızlığı nedeniyle kalp krizi geçiren Mustafa İlgün 35 yaşında vefat etmişti.
Yürüme imkânı olmadığı için altındaki şamirel lastiği ve kuvvetli kolları sayesinde çok çabuk hareket ederdi. Üst tarafı bir pehlivan ve halterci kadar kuvvetli jimnastikçi kadar çevikti. Bir ciritçi gibi çok iyi taş fırlatırdı.
Çok gezdiği için şoför ve muavinlerle arkadaştı. Konya’da Dericiler içinde olan dönemin külhanbeyi Teccal’ın kahvehanesine takılırdı. Tornavida ve bıçak taşır, kendine takılan polislere bile kafa tutardı.
Düğün odaları, kahvehaneler, terzi dükkanları onun mekanlarıydı.
Bir İstanbul seyahatinde Sirkeci’deki bir manifatura mağazasında çıkan yangında can verdi. 25 Ocak 1975 tarihinde 31 yaşında vefat eden S. Ahmet Sarılar’ın kabri İstanbul’da.
FOTO ALTI: Rahmetli Mehmet Ertaş'In kabri Akören Kadıburnu Mezarlığında.
26 YAŞINDA ZATURYEYE YENİK DÜŞEN MEHMET ERTAŞ
Çiftçilik ile uğraşırken 1952 yılında Tülce Bağları’nda bekçi durmuştu. Bağ bozumu günlerinde zatürreye yakalanıp 2 ay kadar sonra 15 Kasım 1952 günü vefat eden 3 çocuk babası Mehmet Ertaş 1 Ocak 1926 tarihinde Akören'de doğmuştu. Babası Hamzaların Hamza, annesi Küçük Mulla’nın Mustafa Alp'in kızı Ayşe hanımdı.
Ailenin en büyük çocuğu idi, kardeşleri Hikmet Hoca, Fatma Gençtürk, Mustafa ve Elmas Harmancıydı.
FOTOĞRAF ALTI: Tahsin Yoncalık ın kabri Akören Kadıburnu Mezarlığında.
Askere gitmeden Meryemlerden Seyit Ali Ekinci'nin kızı Fatmana hanımla evlenmişti. Vatani görevini İstanbul'da yaptı. Çiftçiliğe ilave 1952 yılında Tülce Bağları’na bekçi durdu. Güz mevsimi gelince havalar soğuyunca üşüttü ve rahatsızlandı. Bunun üzerine babası 8 yaşındaki torunu Ahmet'i de alarak Akören'den otobüsle Konya'ya gittiler. Valilik yakınında Doktor Rıfkı Bey'e muayene oldular. Doktor hastanın zatürre olduğunu, yapılacak bir şey olmayıp istirahat etmesi gerektiğini söyleyince geri dönmek için hastanın Eski Garaj’a gidecek hali olmayınca at arabası kiralayarak otobüsün başına vardılar ve Akören'e Deli Hasan (Gençtürk)’nın otobüsü ile Akören’e döndüler. Çocuğu Ahmet babasından umudu yoktu, nitekim 3-5 gün sonra baba Mehmet Ertaş 15 Kasım 1952 tarihinde vefat etti ve Kadburnu mezarlığına defnedildi. Çocuklarından Ahmet ve Rıfkı rahmetli, kızı Havva Çaldağ Akören'de ikamet ediyor.