Amin MAALOUF adını ilk kez manevi kızım Elvisa Kovaçeviç’ten duydum. Elvisa benim 22 yıl oturduğum Gökyurt Sitesi’ndeki bir öğrenci evinde kalıyordu. Ondan haberdar olmam kızım Elif’e gösterdiği merhamet sayesinde oldu. Kızımla çok ilgilenmişti. Daha sonra Elif bizi tanıştırdı ve bilgisayar mühendisliği okuyan Elvisa okulu bitirinceye kadar bizimle kaldı.

Elvisa muhteşem şekilde Türkçe konuşuyordu. Bunda sürekli kitap okumasının büyük etkisi vardı. Yabancı öğrenciler içinde onun kadar akıcı Türkçesi olan yoktu. Evimize taşındığında kitapları içinden bir tanesini bana uzattı. Amin MAAOLUF’un “Yüzüncü Ad” isimli eseri. Yazarın da kitabın da adını ilk kez duyuyordum. Aslında ortaokul yıllarında çılgın bir okuyucuydum. Elime ne geçerse okuyordum. Bazen ansiklopedi bile okuduğum oluyordu. Cilt-cilt romanlar, tiyatro eserleri bile okuyordum. Yatılı okuduğum lise yıllarında anarşik ortam nedeniyle ders kitapları dışında hiçbir kitabı bulundurmamıza izin verilmiyordu. Sık sık ani dolap aramaları yapılır; ekstra kitap yakalatanlar okuldan atılma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlardı. Parasız yatılılar için ise bu durum büyük zorluk getiriyordu. Ailelerimiz devlete yüksek miktarda tazminat ödemek zorunda kalırdı.

Bir aramada benim dolabımda Sait Faik ABASIYANIK’ın bir hikâyesi bulununca ciddi bir soruşturma geçirdim. Kitabın Edebiyat dersi ödevim olduğunu ispatlamam bir hayli zor olmuştu.

Bu olayın bana faturası kitap okumayı bırakmam oldu. Arada tek tük okuduklarım dışında neredeyse yıllarca hiç okumadığım bile söylenebilir. Ta ki Elvisa beni Amin MAALOUF ile tanıştırana kadar. Bir daha hiçbir zaman eski hızında olmasa da daha sonraları gerek bu yazarın gerekse sevdiğim başka yazarların kitaplarını okumaya gayret ettim. Şaşırtıcıdır ki yeniden okumaya başladığım Yüzüncü Ad kitabı 400 sayfadan ibaretti ve muhtemelen Amin MAALOUF’un en geniş kitabıydı. Kendimi sayfalardan ayıramamıştım. Arkadan Afrikalı Leo, Doğu’nun Limanları, Semerkant vs. geldi.

Artık Amin MAALOUF’un bir hayranı idim. Lübnanlı olan yazar Doğu Ve Batı kültürünü ve tarihi olayları o kadar güzel harmanlıyordu ki satırlarda kendimizden izler bulmak onları bizim için çok daha çekici hale getiriyordu.

AMİN MAALOUF

Amin MAALOUF, Türkiye’de bilinen ismiyle Emin MALUF, 1949 yılında Beyrut’ta doğmuştur. Hristiyan bir ailenin çocuğu olan Amin MAALOUF anadili Arapça olmasına rağmen kitaplarını Fransızca olarak yazmaktadır.

Lübnanlı yazar, 1976 yılından beri Fransa’da yaşamaktadır. Türkiye’de çok okunan yazarlar içindeki yer alan Amin MAALOUF, “Tanios Kayası” adlı eseri ile 1993 yılında Fransa’nın en prestijli ödülü olan Goncourt Akademi edebiyat ödülünü almıştır.

Kitapları kırkın üzerinde dile çevrilmiş, hemen her dilde geniş bir okuyucu kitlesi edinmiştir.

İç savaşın çıktığı 1975 yılına kadar ülkesinde yaşayan yazar, Ekonomi ve Toplum Bilimi tahsil etmiş sonra da Gazetecilik ile iştigal etmiştir. Ardından Fransa’ya yerleşen MAALOUF halen Paris’te yaşamaktadır.

Yazar kitaplarında sıklıkla Asya ve Akdeniz kültürüne dair unsurlar kullanır. İlk kitabı olan “Arapların Gözüyle Haçlılar” eseri ile tanınmıştır. Bu kitap her çevrildiği dilde büyük ses getirmiş ve başarı kazanmıştır. Yazarın ikinci kitabı ve ilk romanı “Afrikalı Leo” bugün dünyada bir klasik olarak kabul görmektedir. 1988 yılında yayınladığı bir diğer romanı “Semerkant” da sevilerek okunan eserlerinden biridir.

Amin MAALOUF eserlerinde genellikle Doğu Kültürü’ne ait öğeler işler. Kitaplarında Osmanlı ve Türkiye üzerinde sıklıkla durmaktadır. Bunda belki de eşi Andree MAALOUF’un Mısırlı Türk kökenli bir aileden gelmesinin de etkisi vardır.

Eserleri Roman tarzında olsa da sosyolojik öğeleri çok sıklıkla kullanır.

https://i.f1g.fr/media/figaro/805x453_crop/2019/03/08/XVMc2d99154-3e90-11e9-8274-04acb49914df.jpg

SÖZLERİNDEN BİRKAÇI

  • İnsanlar bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyacı kalmaz gibi davranıyorlar.
  • Bir insanın hayatının doğumuyla başladığından emin misiniz?
  • Gelecek, geçmişin duvarlarının ardında değildir.
  • Sevmeyi bilmiyorsan şayet neye yarar güneşin doğması ve batması?
  • Ne diyebilirim ki sana? Varlığın sırları saklı senden, benden; bir düğüm ki ne sen çözebilirsin ne ben. Bizimki perde arkasında dedikodu; bir indi mi perde ne sen kalırsın ne ben ?

ESERLERİ

Roman

Semerkant (1998)

Afrikalı Leo (1986)

Işık Bahçeleri (1991)

Beatrice’den Sonra Birinci Yüzyıl (1992)

Tanios Kayası (1993)

Doğu’nun Limanları (1996)

Ölümcül Kimlikler (1998)

Yüzüncü Ad (2000)

Yolların Başlangıcı (2004)

Çivisi Çıkmış Dünya (2009)

Opera  librettoları

Uzaktan Aşk (2002)

Adriana Mater (2006)

Deneme

Arapların Gözüyle Haçlılar (1983)