Sen nemenem bir şeysin...

Nasıl bir belasın...

Nasıl bir örgütsün...

Bu ülkenin üzerine kancalarını attın, şimdi uzaktan, taa Amerika'dan, Pensilvanya'dan seyrediyorsun olanı biteni...

Arada bir ses verip ortalığı bulandırıyorsun. Sonra izlemeye devam ediyorsun...

Türkiye'nin 40 yıllık, hatırı sayılır baş belası Fethullah Gülen'in piyonları tarafından yapılan darbe girişiminin üzerinden hayli bir zaman geçti. 

O kadar çok zaman geçti ki, darbe girişiminden kısa bir süre sonra, etraflıca temizlik yapabilmek için başlayan OHAL sürecinin bile neredeyse sonuna gelindi. 

Dün, OHAL süresinin 3 ay daha uzatıldığı açıklandı. 

Ülkeyi idare edenler, OHAL sürecini vatandaşa doğrudan yansıtmamak için azami gayret gösteriyorlar. Bunu görüp, anlayabiliyoruz. 

OHAL sürecinin devleti ilgilendirdiği, devlet içinde devlet kurmaya çalışanların tespit edilip bertaraf edilmesi için uygulandığı ve sürecin de aynı gerekçelerle uzatıldığı da aşikar...

Darbe girişiminin ülkeye verdiği zararları yeni yeni hissetmeye başladık diyebilirim. 15 Temmuz'dan bu yana gelinen süreçte her ne kadar Türkiye devleti ve milleti ile kenetlenerek, hem siyasal, hem sosyolojik hem de ekonomik anlamda kriz oluşmasını önlemek için var gücü ile çaba harcasa da 15 Temmuz yine yaptı yapacağını...

Piyasada adı konulmamış bir ekonomik dar boğaz var. Bunun adını koyduğumuz zaman ekonomik kriz çıkıyor karşımıza. 

Türkiye'nin kredi notunun düşürülmesini bir yana koyalım, geçim derdi birçok şeyin önüne geçti şimdilerde.

Ekonomi alanında pembe senaryolar yazılsa; ardı ardına yapılan açıklamalarla ekonomik olarak Türkiye'nin çok fazla etkilenmediği vurgulansa da, sorunları görmezden gelmek, sümen altı etmek geleceğimizi tehdit eder derecede krizi büyütüyor aslında. 

Devlet bu konuda da bir şeyler yapmaya çalışıyor. 

Varlık barışı diye yorumlanan, milletin devlete olan borçlarını faizsiz ve uzun vadede yapılandırılmasına yol açan Torba Kanun, aslında ekonomiyi rahatlatmaya yönelik bir atılımdı. 

Bir de devletin, millete küçük bir hediyesi olarak yorumlandı. 

Bunlar güzel şeyler. Ancak milletin alım gücü her geçen gün düşerken; kocaman kocaman firmalar, sanayiciler mecburiyetten yan gelip yatarken; yazılan çekler bir bir geri dönerken; senetler ödenemezken; patron işçisinin maaşını nasıl ödeyeceğini düşünürken, ekonomik kriz yok demek kendimizi kandırmaktan başka bir şey değildir. 

OHAL sürecine yeniden dönecek olursak, başından belliydi zaten bu sürecin uzayacağı. Şimdilik 90 gün daha uzatıldı süreç. OHAL sürecinin 3 ay daha uzatılması önümüzdeki dönemde daha da uzayacağına yeşil ışık yakıyor. 

Varsın uzasın...

Devletin içine yerleşmiş olan en son FETÖ'cü de ayyuka çıkarılıncaya kadar süreç uzasın. Ancak FETÖ, PKK gibi terör örgütleri ile mücadele ederken, bu devleti var eden millet de unutulmasın...