Geçmiş zaman olur ki Hayali cihan değer mi bilmem ama benim bu hayalimdeki unutamadığım anım bende hep hüzün olur.

Yıl 1951 Rahmetli babacığım elimden tuttu benden evvel okula giden arkadaşlarımın bu gün öğretmen şöyle dövdü böyle ceza verdi korkusu içinde yer etmişti.

Babam kolumdan asılıyor ben ayak diremeye devam ederken evimize yakın olan okulu önüne vardık. Dışarıda babamın oğlum korkma öğretmenler dövmez ben onları tanırım derken Rahmetli okul Müdürü İsmail Kalkan okulun giriş kapısına kadar geldi benim başımı okşadı ve bırak Osman abi çocuğu dedi babama Babam kaçacak muallim beğ dedi. Yok kaçmaz canım İsmailler cesur olur niye kaçsın deyince canım kaynadı Babamdan nüfus kağıdımı istedi oda uzattı Gafa goçanıma bir göz attı İsmail müdür Osman Abis mail daha küçük 6 Yaşında yeni sene gelecek bu sene ona okul yok, şimdi götür o seneye kendisi gelecek değil mi İsmail dedi sevinçle heee öğretenim dedim. Ayrıldık.

Senen 1952 okullar açılacak hemen anacığım merhumeden gafa kâğıdımı istedim babamın habarı olmadan doğru okula koştum İsmail müdüre kaydımı yaptırdım.  Gafa goçanı Gafa kâğıdı diyorum ya o yıllarda bize böyle öğrettilerdi Nüfus kağıdını.

Babama akşam sevinçle buba ben okula yazıldım böğün dedim aferin akıllı guzum iyi yaptın okuyup adam olacaksın cahil kalırsan ömür boyu başkalarının eğlencesi olursun dedi.

1.ci ve 2. Ci sınfı köyümüzün değerli insanı Çanakkale şehidi çocuğu Eğitmen Durmuş Başişçi merhumda okudum, 3.cü sınıfta Sevim Aykut Adlı köyümüze tayin olan bir kız öğretmende okuduktan sonra.  4. Sınıfta Yakın köyümüz Olan Botsa’lı Bayram Taş öğretmen de okudum bu öğretmenimle ve ailesi Şerifana hanımla Rahmetli Halamın Botsa da olmasından dolayı ailecek tanış olduk, bazı geceler Bayram Öğretmenim Okul müdürü olması hesabıyla Konya ya gidip işleri dolayısı ile gelmez ise hanımı Şerifana yenge. Okula yakın evimize gelir anacığıma Meryem abla bu gün İsmail’i gönder bizde kalsın der onlarda kalırdım. O yıl onlarında tayini çıktı gittiler 1956-57 mezun olduğum yılı Yine köyümüze yakın komşu köy olan hem de benim soyadımın adını taşıyan köy Detse den Mehmet Aslan Merhumdu. Okulların açılmasına bir ay kadar zaman vardı iki eyerli ata binmişler güzel giyimli yakışıklı adamlar okulun önüne gelmişler diye haber alınca hemen koştum. Köylü çocuğuyum saygı olsun diye Hoş geldigiz Amca dedim zorla. Genç adamın biri bana sen okula gidiyor’musun? Dedi evet dedim kaçıncı sınıfsın? 5 geçtim ismin ne İsmail Detseli Yüzüme tuhaf baktı ve hah işte sen benim öğrencim olacaksın bana amca dedin amca olacak kadar yaşlı’mıyım eğilsin öğretmenim peki öyle ise okul burası mı evet Anahtar kimde Muhtarda evini bilir’misin bilirim. Hadi anahtarı iste gel Öğretmen gelmiş okula bakacak yine anahtarı getireceğim de. Öğretmenim bize gidelim Babam evde onunla oturun. Hadi bakalım eviniz uzak mı yakın yürü bakalım Detseli benim köyümün adını niye çaldın Çalmadım Öğretmenim bize bu köyde Detseli gil derler. Eve geldik atları ahıra çekeyim’mi öğretmenim yok hemen döneceğiz şurada bir yere bağlayıver dedi babam merhum da kapıya çıktı hoş geldiniz dedi. Amaca siz Detselimisiniz Kökümüz oradan gelmiş Muallim beğ. Kimlermiş kökünüz acaba? çok eskiden gelmiş atalarımız bilmiyoruz dedi. Babam hemen gaz ocağını getir oğlum Öğretmenlere bir şeyler ikram edelim deyince Adını Bağışla ağabey dedi Babama Osman dedi. Osman Ağabey zahmet etme bizim yolumuz uzak buradan ta desteye gideceğiz gecikiriz Sonra bol bol sohbet edip içeceğiz zaten ayni köylüymüşüz. Okula bakmaya gerek yok şöyle temiz görünüyor dıştan dedi babam çok eyi i okulumuz daha on yıllık yeni yapıldı dedi. Atlara binip ayrıldılar. Neyse okullar açıldı geldi Mehmet hocamız tabi ben daha evvel gördüğüm için hiç yabancılık çekmedim. O son yılımı da güzel bir çalışma ile başarılı geçirdim ve yıl sonu diploma alırken merhum Öğretmenim Mehmet Aslan şöyle dedi bana İsmail Sen fakir bir aileye mensup çok akıllı çalışkan bir talebesin, senin diploman Pekiyi olması lazım ama başka pekiyi dereceyi alan olmayınca senin diplomada İyi olarak düzenlendi bu çalışma ile yoluna devam et sen büyük bir gelecek vaat ediyorsun okuyabilirsen Allah yardımcın olsun dedi bir daha kendisi ile görüşmedik.

Başlıkta Esas konumuz Bayram Taş Hocam idi ama işi nerelere getirdik. 1957 yılı sonlara doğru güz ayları bostan bozum zamanı Köyümüzün İlyasbaba köyü tarafında değirmen arkası enen bir tarlamız var orada merhume anacığımla bostan bozuyoruz. Babam yine her yıl olduğu gibi hastanede yatıyor anacığı bir şeyler topluyor bostandan ben merkeple eve getirip yıkıyorum tekrar tarlaya dönüyorum. Elin verdiği bir eski lastik pabuç vardı ayağımda tarlada uğraşırken pabuç un altı tamamen koptu beni yürüyemez hale getirdi o kopan yeri kopardım bir ökçesi katlı altının. İkindi yakındı tarlamızın üstünden geçen yolda bir açık kamyon durdu üzerinden bir adam indi kamyon evliya tekke köyüne doğru gitti adan bana İsmail Detseli diye seslendi İlken bilemedim yaklaştık o bana ben ona baktım Bayram taş öğretmenim.

Anneme kolay gelsin Meryem abla beni bildin’mi? Bildim Muallim beğ bildim dedi. Sizi görünce indim köyden bir yıl önce Giderken Çimen Mehmet Amca gile dikiş makinesi gibi bir iki eşya bırakmıştık. Bu vesait denk geldi Evliya tekke köyünde işleri varmış. İsmail ile o eşyaları kamyon dönünceye köyden onları sizin merkebe bir yükleyip gelsek olur mu? Anacığım ailecek hukukumuz olunca olur olur hadi gidip gelin dedi benim ayağımdaki altı kopuk pabucu iç düşünmedi. Öğretmenim hadi İsmail geç kalmayalım gidelim dedi yola düştük. Benim ayağım çıplak yere değmesine rağmen Hocam farkına varmasın diye dişimi sıkıyor yürümeye çalışıyorum ama yollarda çakılar ve dikenler batınca kıvranıyorum. Hoca bu durumun farkına vardı ve beni merkebe bindirdi. Köyden eşyaları alıp geldik kamyon gelmeden yetiştik hemen kamyonda çok geçmeden geldi. Eşyaları kamyona yükledik hocam giderken bana çok büyük para olan bir lira verdi ama o para bana pabuç almaya yetmezdi. Sonra benden ziyade fakir evimizde anamın ihtiyacı vardı akşam eve geldik anama parayı verdim. Anam bana birkaç gün önce ölmüş olan komşumuzun merkebinin gönünü yüzmüş evde saklamıştı ondan ayağıma bir çarık dikti giydirdi. Şimdiki çocuklar bizim yaşamımıza göre çok şanslı Allah o günleri kimseye yaşatmasın AMİNNN .  

.