Nasreddin Hoca 4

Abone Ol

İNSAN NEDEN ESNER

Nasreddin Hoca'nın seyahatlerinden birinde yolu bir köye uğradı. Köylüler onu halı yastıklı, kilim döşeli köy odasında misafir ettiler. 

Akşam olup karanlık basınca köy odasının zeytinyağlı idare lambasının ışığında sohbet başladı. Nasreddin'in hoca olduğunu öğrenen köylüler avlanmadan başlayıp evlenmeğe kadar akıllarına geleni sordular. 

Sonra sohbet keçi, koyun, inek ve danaya dönünce köylüler hocayı filan unuttular. 

Köylülerden biri Hoca'nın unutulduğunu fark edince:

-Kusura bakma, Hocam, dedi. 

Hoca ne kusuru dercesine kafasını sallayıp kinayeli bir şekilde:

Senin aklın inek ile danada 

Benim aklım döndü ile dönede

Diyerek cevap verdi. 

Gece vakit hayli ilerlemesine rağmen yoldan gelen Hoca'ya aç mısın, tok musun? Diyen yoktu.

Uykusu gelip kaçak kaçak esneyen köylülerden biri dönüp laf olsun, torba dolsun kabilinden Hoca'ya:

-Hocam, insan neden esner? Dedi.

Hoca, fırsatı gelince taşı gediğine koymasını bilirdi:

-V'allahi ya açlıktan ya uykusuzluktan esner deyip ağzını açarak bir güzel esnedikten sonra ilave etti: Ama benimki uykusuzluktan değil! Dedi.

 

 

KEÇİ BOYNUZU

 

Nasreddin Hoca, yaz sıcağında işi düşüp Alanya'ya gitmişti. Sıcaktan bunalan Hoca, biraz serinleyip ferahlamak için Alanya kalesine doğru tırmanmağa başladı. 

Hem tırmanıyor, hem de yükseldikçe dönüp dönüp seyrine doyum olmayan deniz manzarasına bakıyordu. Epeyce yürümüş ve yorulmuştu. Hâkim bir tepenin yanında örtme altı bir gölgelikte oturan Alanyalı iki genç Hoca'yı görünce yanlarına buyur ettiler.

Hoca derin bir nefes aldıktan sonra hem dinlenmek hem gençleri dinlemek için alnından akan terleri silerek denizden püfür püfür esen bu serin gölgeliğe, gençlerin yanına oturdu. 

Gençlerden biri başlarının üstünde sarkan eğri büğrü keçiboynuzlarından birini koparıp:

-Buyrun beyim, diye Hoca'ya ikram etti. 

Hoca elinin tersiyle iterek kabul etmedi. Genç:

-Taze ve tatlı, niçin kabul etmiyorsun? Deyince 

Hoca istifini bozmadan:

-Bir gram bal için bir çeki odun çiğneyemem, dedi.

 

 

BULURSA

 

Gece yarıyı geçmişti. Hanımı telaşla Nasreddin Hoca'yı dürttü:

-Efendi, eve hırsız girmiş, geziyor, dedi.

Hoca kayıtsız bir tavırla:

-Bırak hanım, ses çıkarma. O işe yarayacak bir şey bulursa elinden alması kolay, dedi.