“MUSTAFA KEMAL'in” VE KANDİLİN ASKERLERİ!!!

“MUSTAFA KEMAL'in” VE KANDİLİN ASKERLERİ!!!

Seçimlerin ardından sevinenler, üzülenler, zafer naraları atanlar, pilav dağıtanlar. Neler neler!

Her zaman alışık olduğumuz gibi, bu defa; Ramallah, Kudüs, Mekke, Medine,  Suriye, Irak, Mısır, Afrika, Bakü, Mayanmar, Doğu Türkistan, Sincan, Keşmir, Bosna! Sevinemedi.

Evet Ramallah, Kudüs ve Bosna kan ağlıyordu. İlk kez hilafetin ayak seslerini duydukları bir zamanda üzerlerine karabasan çöküyordu.

Financial Times, Telegraph, Economist, BBC, CNN, Times, İtalyan gazeteleri, Alman basını, ABD,İngiltere, İsrail, Doğan medyası ve malum cemaat ve medyası.

Birde one minute tokadını yiyen Simon Peres, sevinenlerdi. 

Bir konferansta konuşan Peres, seçim sonucunun İsrail için olumlu olduğunu söyleyerek, "Türkiye'de olanlardan memnunum, Erdoğan Türkiye'yi İran yapmak istiyordu ama Ortadoğu'da iki İran'a yer yok" ifadelerini kullandı.

İsrail basını Başbakan Binyamin Netanyahu'ya yakınlığı ile bilinen 'İsrael Today' gazetesi, seçimlerin sonucunda halkın 'ERDOĞAN'A HAYIR' dediğini duyurdu. Söz konusu gazete, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek şekilde Türkiye'deki seçimlere gazetenin ilk üç sayfasında genişçe yer verdi

Zafer çığlıkları atan İtalyan basını La Repubblica gazetesi haberi baş sayfadan iki yorum yazısıyla verdi.

"Selahaddin Eyyubi durduruldu"

Adriano Sofri imzasıyla yayınlanan yorumda "Yeni bin yılın Selahaddin Eyyübi'si son metroda durduruldu" başlığı kullanıldı.

Erdoğan'ın bir mitinginde Kudüs'e İslam bayrağı dikmekten söz ederek Selahaddin Eyyübi'nin adını andığı hatırlatıldı. 

Bunların korku içindeki telaşları, Tayyip beyde Osmanlı ve hilafet ruhunu görmüş olmalarındandır.

İkinci Selahattin Eyyubi'yi durdurduk diyenler, İmparatoru indirdik diyenler, ” Mustafa Kemalin askerleri”, kandilin askerleri el ele kol kola dahil oluyor, Başbuğun askerlerini de yanlarına çağırıyorlardı. Göğsünde iman, elinde bayrak, kahrolsun PKK diyen bozkurtlar nasıl bir araya gelecekler?

Nişantaşı, Etiler, Bebek, Bağdat caddesi, Teşvikiye cad. Şampanya patlatıyor, beyaz şarapları şerefe deviriyorlar. Beyaz Türkler uzun zaman aradan sonra küçükte olsa zafer kazandılar. Tabi bu zafer kendilerine ait değildi. Başkasının burnu ile nezle oluyorlar.

Boyalı karton bebekler, sanatçı müsveddeleri, sahte hayatlarının parlak ve ışıltılı gecelerinde, dekolte ve transparan kıyafetleri ile “Biji Selahattin” diye böğürüyorlar.

Sevgilinin, birinden ayrılıp diğerine koşan beyaz Türkler, yeri geldiğinde ahlaksızlık adına ahlak dersi vermeye kalkıyorlar. Kurandaki, günümüzde uygulaması olmayan, Allah'ın ruhsat verdiği ikinci eş hadisesini, kadın hakları bağlamında ahkam kesip “aklımız almıyor” naraları atarken, kendileri nikahsız birlikteliği aşk ve sevgiliyiz diyerek meşrulaştırmaya çalışıyorlar. TV dizilerinde bile nikâhsız yaşamayı teşvik eden vurgulamalar yapıyorlar. Kısaca Allah'ın yasakladığı her türlü ahlaksızlığı savunup, meşru ilişkileri tenkit ediyorlar.

Şimdi sırtları yere gelmezdi, çünkü Kandilin askerleri ile “Mustafa Kemal'in askerleri” aynı safta Osmanlı ruhu ile yani milletle savaşıyorlar. Beyaz Türklerin çıkarlarını onlardan iyi kim korur?

Boğazın sakinleri,  Nişantaşı ve Bebek elitlerinin çıkarlarını korumak onların öncelikli ödevleridir.

Ortak düşmanları Sayın Recep Tayyip Erdoğan.

Düşman ortak olunca idealizm yok oluyor, Misak-i Milli, Kuvvayı milliye, özgürlük, demokrasi, toplumsal kalkınma falan laf olup toprağa gömülüyordu.

Bunlar; Kendilerine, “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” derken bile Mustafa Kemal ve askerlerine hakaret ediyorlar. Mustafa Kemal'in askerleri; Ar, namus, bayrak, vatan, millet ve ilayı- kelimetullah ruhuyla Çanakkale'de, Gelibolu'da, İnönü'de, Anafartalar'da şehit oldu. Sizin gibi Etiler'de, Nişantaşı'nda, Bebek'te karton bebeklerle koyun koyuna şarap içip keyf etmedi.

İsrailli bir bir yazar, gazetedeki köşesinde Erdoğan için alçakça benzetmeler yapıyor. Ahronot Gazetesinin yazarlarından Dror Ben Yemini, gazetedeki köşesinde kaleme aldığı ve Türkiye'deki seçim sonucunu değerlendirdiği yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret yağdırıyor.

 

İsrailli yazar, Erdoğan için "bu şeytan adam, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 15 yıla yakın bir süredir sürekli güçleniyor" ifadesini kullandı. Gazete hala” Tayyip beyin gücünden korkulmalı diye yeniden hedefi canlı tutmaya çalışıyor. "Erdoğan hala zarar verebilir, çünkü o bir kaplan ve fino köpeğine dönmeyecektir, Erdoğan kaybetti ama derisini değiştirmeyecektir” diyor. Onlar kaplan istemiyor fino köpeği istiyorlar. Köpekleşen toplum, köpekleşen idareci istiyorlar. Kendilerine köpek sadakati ile bağlı siyasetçi, yönetici istiyorlar.

Bizim seçim öncesi “niçin Tayyip Erdoğan”  ısrarımız şimdi daha bir anlam kazanmaktadır.

Aman çadırın orta direğini koruyun asla direğe söz söyletmeyin sahip çıkın dememiz daha bir ağırlık kazanıyor.

ABD, İngiltere, Almanya, İsrail ve irili ufaklı birçok ülke ve medyası. Beyaz Türkler,” Mustafa Kemal'in askerleri”, Kandilin askerleri, yetmiyormuş gibi bir de Başbuğun askerleri bir blog halinde sarayın yani Tayyip beyin karşısına dikildiler. Hep birlikte “bu Tayyip gitmelidir, gitmezse bize ekmek yok” diye haykırdılar. Yüzde dokuzluk oy kaybını danslar ederek pilav dağıtarak kutladılar.

Kandildeki kandırılmış Kürt kızları bu ahlak eksiği boyalı karton bebeklerle ne ilişkisi olabilir. Yiyecek ekmek bulamayan o zavallı kızların, çorap değiştirir gibi sevgili değiştiren boyalı kokanalara hizmet ettiklerini öğrenince ne yapacaklar acaba?

Bunca yıldır kendi kardeşlerini, bu tuzu kuru, yemek menüsünde, havyar ve şampanya bulunan asalaklar için şehit ettiklerini öğrenince Selahattin'e, Karayılan'a, Celal Bayık'a isyan etmeyecekler mi?

Başbuğun askerlerinin, kendileriyle kan uyuşmazlığını görüp her an saf değiştireceklerinden korkanlar daha seçim sonuçları kesinleşmeden biz yönetime talibiz diye çığlık çığlığa tepinmeleri bundandır.

Selçuklu sultanı Alaeddin Keykubat, İznik imparatoru 3. Yannis Vatatzes ile savaşında, Ertuğrul Gazi'nin Alpleri Selçuklunun yanında yer alıp zor savaşı Selçuklulara kazandırdıkları gibi, Başbuğun askerlerinin bu savaşta yeri Ramallah, Kudüs, Filistin, Bosna, Doğu Türkistan, Bakü olmalıdır. Eğer burada yerini almazlarsa İslam'ın son mücahitlerinin sıkıntılı günleri devam edecektir.

İstanbul için yeniden harekete geçecekler ve yeniden Konstantiniyye hayalinde koşacaklardır.

Ayasofya'nın özgürlüğü gecikecektir

Filistin'deki kara gözlü mazlumlar, yaşlı gözlerle babalarını toprağa vermeye devam edecektir.

Doğu Türkistan'da Müslüman Türk katliamı devam edecektir

İslam âlemi ve Müslüman Türk alemi incinmeye, parçalanmaya üçüncü dünya ülkesi olmaya devam edecektir.

Avrupa'daki son Müslüman toprağı olan Bosna'da yeniden asimilasyon ve tecrit çalışması olacaktır.

Afrika'daki mazlum halklar, batılı sırtlanlar tarafından sömürülmeye devam edecektir.

Akbabalar Asya'nın bozkırlarında ve Afrika'nın çöllerinde çocuklar ölsün diye başında bekleyeceklerdir.

Diktatör diye algı operasyonları yapanlar, seçimlerden birkaç puan fazla çıkarttık diye seçimlerin adil dürüst olduğunu itiraf ettiler. Araba bagajlarında, mezarlıklarda, çöp konteynırlarında mühürlü oy pusulalarını çıkarmadılar. Bundan önceki seçimlerdeki gibi çirkeflik etmediler.

Nasıl oluyor da diktatörün ülkesinde böylesine adil seçimler yapılabiliyor?

Bu nasıl diktatör?

Sayın Cumhurbaşkanı aleyhine yeni bir algı operasyonu ile karşı karşıyayız. AKP'nin aldığı oyun seçim başarısızlığı gibi takdim edilip, bunun müsebbibinin, Tayyip beyin açılışlar münasebeti ile halkla kucaklaşması, onun siyasete bulaştığını, tarafsızlığını yitirdiğini dolayısı ile seçmenin bu durumu hoş karşılamadığı minvalinde söylemleri yayarak yıpratılmaya çalışıldığını müşahede etmekteyiz. Buradan Sayın Başbakana ve AKP yöneticilerine, bu algı operasyonu ile ilgili endişelerimizi iletiyorum.

 Yukarıda da belirttiğim gibi MI6,CIA VE MOSSAD, bunlara bağlı çok uluslu medya ve bizdeki işbirlikçilerin yürüttüğü Tayyip bey düşmanlığı ve onu devirme üzerine bina edilmiş propaganda ile parlattıkları “biji Selahattin” ve CHP tokat yemişlerdir. Aslında millet tokadı bizim içişlerimize karışama cüreti gösteren dış güçlere atmıştır. HDP şayet eli kanlı katil örgütle ilişkisini kesmeyip Türkiyelileşmezse ilk seçimde siyaset dışı kalacaktır. “her biji Selahattin” diye parlatılan adam, “oxır be Selahattin” diye uğurlanacaktır.

Dünyayı yöneten, yönettiğini iddia eden güçlerin; belki de korkuları, telaşları her halükarda AKP in yüzde 41 oyunun kemikleşmiş olmasındandır. Sıkıntıları, CHP VE HDP üzerinden yürüttükleri kampanya başarısız olmasıdır. AKP i mağlup gibi gösterme telaşları, sevinç naraları aslında yenilgi psikolojisindendir.

 TAYYİP BEY; HÂLÂ, KORKULACAK EN BÜYÜK TEHLİKEDİR BUNLAR İÇİN. 

KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK! HAK BATILA MUTLAKA GALİP GELECEK!

 

AKP MUTLAKA KOALİSYON HÜKÜMETİNİ KURMALIDIR. GÖNÜL; TABANLARI BİRBİRİNE YAKIN, MHP İLE YANİ BAŞBUĞUN ASKERLERİ İLE KURMALARINI TEMENNİ EDİYOR.

YOKSA; EMNİYET MÜDÜRÜNÜ TOKATLIYAN SEBAHAT TUNCEL'İN İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA YA DA DİYARBAKIR'I SAVAŞ ALANINA ÇEVİREN PKK NIN ŞEHİR EŞKİYALARINI KOLLAYAN KORUYAN, ARKALARINI TOPLAYAN SIRRI SÜREYYA'NIN ADALET BAKANLIĞINA RAZI OLMAK ZORUNDA KALACAĞIZ.

SEÇİM SİZİN! GERİSİ BU İKİ PARTİYE KALMIŞ.