Müslümanlar karamsar olamaz

Abone Ol

Bazen çok umut bağladığın ve güvendiğin insan seni hayal kırıklığına uğratır ya... Artık güvenecek kimse bulamadığını zanneder, çıktığın yolda yalnız kalacağına dair endişelerin çoğalır gider. Ancak hiç tahmin edemeyeceğin bir şekilde Allah sana başka kapılar ve dostlar çıkarıverir. Umutsuz gecelerin karanlık koynunda aydınlık yarınlara dair nice umutlar belirirmiş.  Bilinmez yolların çıkmaz sokaklarında yüreğini ferahlatacak nice müjdeler verilirmiş. Çünkü işlerin sonucunu ve yeryüzündeki tüm tasarrufları elinde tutan Allah'tır.

Rabbimiz insanların "tamam her şey bitti, artık bundan sonra bir şey olmaz" dedikten sonra insanların ihtiyaç duyduğu yardımı ve desteği göndereceğini beyan ediyor:O, (insanlar) umutlarını kestikten sonra, yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. O, hakiki dosttur, övülmeye lâyık olandır.(Şuara,28)Dolayısıyla şimdi içinde bulunduğumuz şartları göz önüne alarak karamsar olmayıp, Allah Teala'nın her şeye gücünün yettiğini unutmamamız gerektiği bizlere hatırlatıyor.

Eğer işler yarım kalacak diye oturup üzülmek gerekseydi Allah Rasülü Peygamberimizin Taif dönüşünden sonra artık İslam'ım yayılmasını ve Müslümanların çoğalmasının bittiğini kabul edip irşat ve tebliğ görevini bırakması gerekiyordu. Ama Allah Teala Miraç mucizesiyle Hz Peygamberi teselli edip davasının başarıya ulaşacağını manen müjdeliyordu. Bizler de dünya konjöktüründe Müslümanların hüzünlü durumunu gördükçe oturup ağlamak yerine imtihan dünyasında Allah Teala'nınboş oturmayıp kendi yolunda çalışanları koruduğu gibi atılan her adımın, verilen her çabanın Zafere giden yolda bir basamak olduğuna inanmalı ve çalışmaya devam etmeliyiz. Tüm erkek çocuklarını öldürmeye kalkışan Firavun, daha sonra düşmanı olacak Hz Musa'yı sarayında büyütmüştür. Nemrut'un büyük ateşler içinde yakmayı düşündüğü İbrahim için ateşler için gül bahçesi yaratan Allah yine Hz Musa için denizin ortasında yol açıp tüm fizik kanunlarını iptal etmemiş midir?

Kur'an- ı Kerimde Rabbimiz: Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur. (Talak,2)buyurmaktadır. Geriye dönüp baktığımız zaman bizler Rabbimizin nimetleriyle hiç aklımıza gelmeyecek nimetler içerisine girmişiz, O Allah ki takva sahibi kimseler olduktan sonra aklımıza gelmeyen yerlerden bizlere yardım ettiğini görüyoruz.

Hudeybiye Barış Anlaşmasında Müslümanları aleyhine birçok madde vardı. Hz Ömer gibi bazı sahabiler bu anlaşmanın Peygamberimiz tarafından imzalandığını bir türlü kabullenemiyorlardı. Ancak yarı yolda iken inen ayetler "MekkeninFethi"ni müjdeleyince yaptıklarından özür dilediler. Hakikatin hiç de göründüğü gibi olmadığını anladılar. Yalnız şu kadarı var ki insanların yaptığı her hareketten bir keramet beklemek de elbette yanlıştır. Müslümanlara umudu, izzeti ve zaferi bahşedecek Allah'tır. Ama tek şartı imanlı, ihlaslı ve takvalı çalışmaya devam etmek. Omuzladığımız davanın gerçek sahibinin Allah olduğuna iman etmek...Necip Fazıl'ın Sakarya şiiri ve Sakarya nehriyle İslam'a hizmet eden saf Anadolu insanını anlatması bazen güç veriyor insana: Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük? Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! .. Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?Necip FazılAllah yolunda iki kişi de kalsak kimin ne söylediğine aldırış etmeden hak bildiğimiz davadan vazgeçmemeyi bize öğretiyor:Sakarya, sâf çocuğu, mâsumAnadolunun, Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!Şiirin sonundayolun da, varlığın da kâinatın da sahibinin Allah olduğunu,O'nun istemesiyle ezilenlerin bir gün Efendi olacağını toparladığı son gücüyle bize haykırıyor:Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!.. 

Bizler kötü şartlar içerisinde yıkılsak da bela ve imtihanlarla olgunlaşan ve pişen Müslümanlar olarak nihayetinde kazançlı olacak bizleriz... Çünkü Allah'ın vaadi vardır: Rabbimiz: Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kafirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır. (Tevbe,32)buyuruyor. Bu ayetbizlere umut aşılamaktadır. Karamsar olmadan Zafere ulaşacağımıza dair umudumuz, yaptığımız işlerin yarım kalmayacağını müjdelerken çıktığımız yolda yalnız olmadığımızı anlatıyor. Rabbim iman ve heyecanımızı hiç eksiltmesin.

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! 
Ölsek de sevinin, eve dönsek de! 
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! 
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir! 
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!