Mobilite, şirket çalışanlarının işlerini akıllı telefon, tablet, dizüstü bilgisayar gibi cihazlar üzerinden geliştirilmiş farklı mobil uygulamalar ve yazılımlar kullanarak, ofis dışında yapmaları üzerine geliştirilmiş bir çalışma sistemidir.

Bu sistem teknolojinin gelişimiyle birlikte bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor. Zaten, teknolojik imkânlar çoğaldıkça ofis gibi fiziksel ortamlara gerek kalmıyor.

Pandeminin de etkisiyle de çalışanlar iş yerlerine gitmeden çalışmak zorunda kaldıklarından, mobilite’ye yöneldi.

Tüm dünyada giderek yaygınlaşan bu sisteme, müşterilere yapılacak sunumların ya da yapılacak toplantıların internet ortamında yapılması gibi durumlar da dahil edildi.

Bu sistemine geçilmeyi sağlayan en büyük etkende, mobil cihaz kullanımının yaygınlaşmasıdır.

Dünyanın farklı yerlerinde bulunan pek çok iş yeri, işlerini böyle bir çalışma prensibi ile yürütülüyor olmasıdır.

İş dünyasında da hem müşteri hem çalışanın memnuniyetini arttırdığı için giderek önem kazanıyor.

Sistemin müşteriye kattığı değer ise, yürütülen bir proje ile ilgili anlık ve kolayca, herhangi bir fiziki uğraş vermeden müdahale edebilmesi ve bilgilendirilebilmesidir.

Ayrıca sistem, çalışana uzaktan tüm şirket veritabanına erişim izni vermesi güvenlik tehditlerinin de önünü açabileceğinden işvereni kaygı içinde bırakıyor.

Ancak, farklı güvenlik önlemleri ile çalışanlar şirket sisteminin yalnızca izin verilen kadar bölümüne erişebiliyor ve düzenlemeler yapabiliyorlar. Böylelikle işverenin kaygısının önüne geçiliyor.

Ülkemizde de yaygınlaşan mobilite sisteminin desteklenerek yatırım yapılması noktasında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından önemli adımlar atılıyor.

Bakanlık tarafından Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında mobilite başlığı altında 5 yeni teknoloji için yatırım çağrısı yapılıyor.

Mobilite Çağrı kapsamında desteklenecek yatırımlar için alt sınır 10 milyon lira olacak. Yatırımlara, bazı vergi ve prim destekleri ile yatırım yeri, enerji ve faiz desteği sağlanacaktır.

Bu yatırımlar Otonom veya Yarı-Otonom Konsept Araçlar, Sürücü Destek ve Güvenlik Teknolojileri, İleri Malzeme Teknolojileri, Batarya ve Enerji Yönetim Teknolojileri ile Yeni Nesil İleri Kablosuz ve Mobil Teknolojileri sektörlerinden oluşuyor.

Bakanlık yerlilik oranını 2030’e kadar yüzde 75’e, 2023’e kadar ise, sektörün ihracattaki payını yüzde 20’ye çıkarmayı öngörüyor.

Ülkemiz açısından stratejik öneme sahip ürünlerin yerli ve milli imkânlarla üretimini amaçlanmasıyla da, ihracat artacaktır.

Mobilite yatırımlar stratejik yatırım teşviklerinden de yararlandırıldığı gibi, 50 milyon lira ve üzerindeki yatırımlarda proje bazlı teşvik sistemi desteği de veriliyor.

Başvurular, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesindeki, hamle.gov.tr sitesi üzerinden 8 Haziran’a kadar yapılabilecektir.

.Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Mobilite çağırısında, orta-yüksek ve yüksek teknolojili 152 ürün ve 5 ana başlık altında 40 yenilikçi teknoloji üretiminin destekleneceğini belirterek, “2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi ve On Birinci Kalkınma Planı hedefleri doğrultusunda Mobilite Araç ve Teknolojileri Strateji Yol Haritası” çalışmasını yürütüyoruz. Türk mobilite sektörü hâlen üretiminin yüzde 85’ini Avrupa’ya ihraç ediyor. Hedefimiz, bu sektörümüzün yeşil mutabakat sonrası AB’nin sanayi, dijitalleşme ve çevreye yönelik politikalarından kaynaklı yükümlülüklerini karşılayacak şekilde ihracatını artırmasıdır. Bu kapsamda ilk olarak makine sektöründe çağırıya çıkıldı.”

Bakan Varank’ın açıklamasında 40 yenilikçe teknolojinin üretiminin desteklenecek olması, ülkemizde ihracatın artmasıyla birlikte, ekonomik hareketliliği de beraberinde getirecek olması da iyi bir gelişme olacaktır.

Sonuçta Bakanlığı Mobilite yatırım çağırısındaki, orta-yüksek ve yüksek teknolojili 152 ürün ve 5 ana başlık altında 40 yenilikçi teknoloji üretiminin desteklenecek olması güzel bir hizmet olduğu kadar, ülkemizin geleceği için oldukça önemlidir.

Umarım işverenler ve yatırımcılarımız yapacakları yatırımlarında 40 Yenilikçe Teknoloji alanındaki yatırımlara biraz daha önem verip, bu alanlara yönelir.

Böylelikle ülkemiz daha fazla kalkınır, ekonomisini güçlendirir, dünyanın sayılı ihracatçı ülkeleri konumuna daha çabuk ulaşır.

De dersiniz sizce de böyle yapmamız gerekmez mi?