Depremin maddi boyutlarının yanı sıra manevi boyutlarının da olduğunu ifade eden Sosyolog Filiz Akman, depremin yaşandığı ilk anlarda kumanya desteği sağlarken deprem bölgesinden gelenlere de manevi olarak destekte bulundu. Dernek ve vakıflarla iş birliği çerçevesinde ancak onlardan bağımsız olarak gönüllülerle çalışmalar yürüttüklerini belirten Akman, “Sosyal medya gruplarından çevremizdeki insanlarla eksikleri konuştuk, kim elinden ne gelirse o tarafa koştu. 5 yıldır insanlara verdiğimiz manevi desteği, deprem bölgesinden gelen kardeşlerimize de sağlamaya çalıştık.” diye konuştu.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Filiz Akman. Aile danışmanı ve aynı zamanda sosyoloğum.

Yaşanan depremlerin ardından farklı kurumlarla iş birliği yaparak bölgeye katkı sunmaya çalıştınız. Depremi ilk duyduğunuz andaki hissettiklerinizi ve sonrasında yapılan çalışmaları aktarır mısınız?

Deprem, 11 ilde oldu ancak 81 ilin yüreğini yaktı. Ben de depremde ikisi aileleriyle birlikte olmak üzere3 öğrencimi kaybettim. Her giden can, bizim canımız. Toplumsal olarak şefkat ve merhamet konusunda güzel bir ülke olduğumuzu düşünüyorum. Biz de kardeşlerimizin yaralarını nasıl sarabileceğimizi düşündük. İlk etapta bölgeye gidecek olanlara kahvaltılık kumanyalar hazırladık. Bir gecede 40-50 kişilik bir ekiple çalıştık ve çok güzel bir ekip ruhu vardı. Dernekler aracılığıyla ancak dernekten bağımsız gönüllü olarak gelen insanlarla çalıştık. Acı, bizi birleştirsin istemiyoruz ama o gün ki heyecan bambaşkaydı. Gece vakti hala çalışıyoruz; peynir bitiyor, normal şartlarda gece peynir için dükkân açmayacak adam dükkanını açtı. O gece sabaha kadar yaklaşık bin 500 kumanya hazırlandı. Kumanyaların vatandaşlara ulaştığı konusunda bize video gönderen abiye verilen tepkiler bizi çok etkilemişti. ‘Kuş uçmaz, kervan geçmez siz buraya nasıl geldiniz’ diyenler vardı. O anlar, yardımların hiç ulaşılamayan yerlere ulaşmış olması beni daha da körükledi. Geri dönüşümün iyi olması sebebiyle kumanya ağırlıklı, imece usulü çalışmaya devam ettik ama şükür bugün bölgede bir düzen var ve herkes yemeğe ulaşabiliyor.

Sosyal medya gruplarından çevremizdeki insanlarla eksikleri konuştuk, kim elinden ne gelirse o tarafa koştu. Belediyelerin öncülüğünde vatandaşların da katkıları oldu. Sağ olsun, Konya esnafı da bu konuda çok yardımcı oldu. Hiç tanımadığımız insanlar zarar etmeyecek ama kâr oranını düşük tutarak ürün verdiler.

Yapmış olduğunuz kumanya ve diğer malzemeler nerelere ulaştı?

Ancak Kahramanmaraş, Gaziantep İslâhiye ve Hatay’a gönderebildik. Askerine kumanya almak isteyen komutan, bizim gözlerimizi yaşarttı. Oradaki insanların, ‘Bizi düşünen annelerimiz, ablalarımızı olması bize güç veriyor. Emeğinizle yapmışsınız, şifa niyetine yine yeriz.’ demeleri bize mutluluk veriyordu.

Ayni yardımların yanında bir de işin psikolojik boyutunu üstlendiniz. Bu konudaki yaptığınız çalışmalardan da bahseder misiniz?

Anadolu Gençlik Derneği Destekleme Merkezinde gönüllü olarak çalışan arkadaşlarla belirli günlerde yaklaşık 5 yıldır ihtiyacı olan insanlara, Kayalı Park gibi merkezi bir yerde destek olmaya çalışıyoruz. Konya’ya gelen depremzede kardeşlerimizin de endişe, korku ve kaygılarına psikolojik olarak destek olmaya çalıştık. Ergenlere, ergen psikoloğumuz; yetişkinlere manevi olarak bizler destek olmaya çalışıyoruz. Benim görüştüğüm insanlar genelde, maddi kayıplar vermiş ancak yakını vefat etmeyen insanlardı. Onlara da madden ve manen destek olmaya çalışıyoruz. Bizler insanız, ‘Müslüman depresyona girmez’ diye bir algı olmamalı. Peygamber efendimiz de üzülmüş, Hira’ya çıkmış. 

Yaptığınız çalışmalarda etkilendiğiniz bir anı var mı?

Apartmanımıza gelen depremzede genç bir çift vardı. Tanışmak için evlerine gittiğimde sanki kız kardeşim başka şehirden gelmiş gibi bir hisse kapıldım. Tabi mesleğim icabı soru sormak yerine, karşımızdakinin anlatmasını bekledim. 25 yaşında 4 çocuğu olan bir kardeşimizdi. Dostluklar kurmamıza sebep oldu.

Ülkesinin eğitim kalitesini artıracak Ülkesinin eğitim kalitesini artıracak

Bölgeye giden danışanımın anlattığı olayla birlikte insanlardaki çok farklı sonuç ve duyguların açığa çıktığını da gördüm. Olay aktarıldığı kadarıyla, bir kadın beşinci kattan bağırıyor, yardım istiyor. Artçılar devam ediyor ve evin duvarları yıkılmış. Bir arkadaşıyla danışanım adamın kalp krizi geçirdiğini görmüş ve ambulansı çağırmışlar. Sedyeyle tırmanarak adamı çıkarmışlar ancak adamı kurtaramadılar. Olayın aslında ise adamın depremden sağ çıktığı halde, bir kez girip altınlarını, diğer girdiğinde farklı bir malını kurtardığı ortaya çıkıyor ve üçüncü girişinde çıkamamış. Hem kendini hem kendisini kurtarmaya çalışanları riske atmıştı. Bu olay aslında yardım çalışmalarına katılanlarda da travmalara yol açtı. Onların destek almaları gerekir.

Deprem size neler kattı, hayatınızda değişen şeyler oldu mu?

Depremde ailesini kaybetmiş bir arkadaşımla konuşmuştum. ‘Onlardan geriye hiçbir şey kalmadı’ dedi. Hiçbir anısı kalmamıştı. İnsanlara kızacağım, küseceğim zaman, o an aklıma geliyor. Bize ölümü hatırlattı. Ölümden sonraki hayatı ve o hayat için daha çok çalışmamız gerektiğini hatırlattı. Yapmak istediğimiz şeyleri ertelemememiz gerektiğini anladık. Birçok konuda silkelendik.

Teşekkür ederiz.

HACER CEYLAN 

Editör: TE Bilişim