Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 28. Dönem Konya Milletvekili Adayı Celil Çalış, 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine kısa bir süre kala Konya Yenigün Gazetesine özel açıklamalarda bulundu. Cumhur İttifakı emin adımlarla pazarlıksız ön yargısız bir şekilde devletin bekası, milletin huzur ve refahı için çalışmalarına devam ettiğine dikkat çeken Çalış, Cumhur İttifakına milletin gereken desteği vereceğine inancının tam olduğunu söyledi. Çalış, "Ülkemiz, 14 Mayıs 2023 tarihinde geleceğine mühür vuracağı önemli bir seçime gidiyor. Büyük Türkiye'nin anahtarı olacak 14 Mayıs milletimiz önemli bir karar verecek. 15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı andan itibaren başlayan milli birlik ruhunun bir kez daha sandıkta kendini göstereceğine, milletin aklı olan Cumhur İttifakı'nın milletimiz tarafından büyük teveccüh göreceğine gönülden inanıyorum” dedi.

‘CUMHUR İTTİFAKI EMİN ADIMLARLA YOLA DEVAM EDİYOR’

Cumhur İttifakı emin adımlarla pazarlıksız ön yargısız bir şekilde devletin bekası, milletin huzur ve refahı için çalışmalarına devam ettiğine dikkat çeken Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Konya Milletvekili Adayı Celil Çalış, “2020- 2023 yılları içerisinde dünyanın Avrupa’nın ve ülkemizin başına belki yüz elli yılda, iki yüz yılda, üç yüz yılda gelebilecek olan olaylar geldi. Koronavirüs hastalığı sürecini yaşadık. İki yıl evlerimizde kapalı kaldık. Bu dönemde şöyle bir ses yükseldi, tarımın önemi arttı diye. Biz şiddetle buna karşı çıktık. Tarım zaten önemliydi. Tarımın önemi anlaşıldı diye. Bunu söyledik. Arkasından yaşamış olduğumuz kuraklık, sel, yangın ve en son ülkemizi derin yaralayan ve 250 yıllık büyük deprem sonrasında üretimin ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı. Ve üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması anlamında bakanlık nezdinde siyasi Partiler nezdinde olduğu gibi toplumda da ciddi bir geri dönüş olayı başladı. Üzerine ekleyecek olursak bu 2020-2023 yılları arası içerisindeki en önemli olaylardan birisi en Koronavirüs kadar tarımsal üretimi etkileyen Rusya Ukrayna Savaşı devam etti. Ve bu savaşta yaşanan bölgedeki savaş kendi içerisinde özellikleri vardır. Ancak bizim bakmamız gereken, kendi gözlüğümüzden bakmamız gereken konu net bir şekilde Avrupa başta olmak üzere dünya tarımsal üretim tedariki gıda güvenilirliği ve enerjide resmen terbiye edildi. Bu hala devam ediyor. Burada Cumhurbaşkanımıza, Milli Savunma Bakanımıza ve Dışişleri Bakanımıza gerçekten yürekten teşekkür ediyoruz. Yapılan gıda koridoru anlaşması sonrasında hem ülkemizdeki hem de Türkiye aracılığıyla Türkiye garantörlüğünde diğer ihtiyaç sahibi ülkelere bu hizmetlerin ulaştırılması Türkiye açısından önemli bir başarıydı” ifadelerini kullandı.

‘DÜNYA GIDA VE GIDA GÜVENLİĞİNDE TERBİYE EDİLİYOR’

Dünyanın gıda ve gıda güvenliği konusunda terbiye edildiğine dikkat çeken MHP Milletvekili Adayı Celil Çalış, “Özellikle Avrupa terbiye ediliyor. Türkiye bunun dışında kaldı. Biz de buradan ne çıkarttık? Kendimizle alakalı Türkiye bir tarım ülkesi. Ekonomik kalkınmasını adresi de tarımdır. İzmir İktisat Kongresi’nde rahmetli Atatürk Milli ekonominin temeli tarımdır demişti. Bazı sözler zaman geçse de önemli yetinmiyor. Türkiye her ne kadar savunma sanayinde, teknolojide, uzay sanayinde, enerjide, son zamanlardaki gaz, petrol arayışlarıyla birlikte çok önemli hamleler yapmış olsa da Türkiye'nin, Türkiye'de bir gün devlet çıkıp ekonomik kalkınmamızı tamamladık, belli bir noktaya getirdik diyecekse adresi yine tarımdır. Tarımsız kalkınma, çiftçisiz kalkınma, üretimsiz kalkınma olmayacaktır. Bizler sahada tarım anlamında yapacaklarımızı vatandaşlarımıza anlatıyoruz.  Cumhur İttifakı'nın Türkiye'nin kutlu yürüyüşüne, sağlam yürüyüşüne destek vereceği umudundayız. Ancak biz tarımı ve tarımcıyı kalkındırma adına onların temsilcisi ve sözcüsü olması olma adına çıktığımız bu yolda gerçekten kabul gördük. Ve yürüyüşümüzü emin adımlarla devam ettiriyoruz” dedi.

‘CUMHUR İTTİFAKINA MİLETİMİZİN DESTEKLEYECİĞİNE İNANCIMIZ TAM’

Cumhur İttifakı'nın devletin bekası, milletin huzur ve refahı için başlamış olan pazarlıklardan uzak, menfaatten uzak ikbalden uzak istiklal üzerine yürüyen, kutlu yürüyüşüne inşallah Türk milleti takdir edeceğini ve hal vereceğine dikkat çeken Çalış, “Cumhur İttifakı 21 Şubat 2018 tarihinde İlay-ı Kelimetullah Nizam-ı alem davası ölçeğinde ittifak oluşturuldu ve AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik Partisi bu süreci devam ettirdiler. Devam ettirilen bu süreçte neydi hedef? Pazarlıksız, ön yargısız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dış politikası, iç politikası ve terörle mücadele konularında alınan kararlar ve bunların desteklenmesi anlamında taviz verilmeden devam etti. Millet İttifakı'na bakacak olursak bir yıldır on üç farklı toplantıda bu ülkeyi nasıl yönetemeyeceklerini hepimize gösterdiler. Altı parti kendi içlerinde yapmış oldukları on üç farklı toplantıda birbirlerine güvenmediklerini, kazanamadıkları henüz kazanmadıkları bir başarıyı bölüşme, paylaşmayı bile beceremedikleri bir durumda iki tane belediye başkanını aralarına neredeyse mizancı olarak, iki belediye başkanını partiler birbirine güvenmediklerinden dolayı mizancı olarak ortaya koydular. Belediye başkanlarını bazı partiler kendilerine garantör olarak değerlendirdiler. Neden dolayı? Cumhurbaşkanı adaylarına güvenmediklerinden dolayı. En kısa zamanda birbirlerini satacaklarını kendilerini de biliyorlar zaten. Buradan çıkarılacak ders nedir? Altı tane cumhurbaşkanı yardımcısı, altı farklı partiye birer bakanlık ve üzerine oyuna göre diğer bakanlıklar. Buradaki yapıya baktığımız zaman altı cumhurbaşkanı yardımcısıyla birlikte cumhurbaşkanı alacağı önemli kararlarda altı cumhurbaşkanı yardımcısının onayını almadan hiçbir karar veremeyecek. Bu nasıl yönetilecek? Bu çok sorun olan ve en önemlisi bu zamana kadar on üç farklı toplantıda basının ve liderimiz Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ısrarla söylediği masanın altında kedi var. Masanın altında biri var diye söylemelerine rağmen masanın ayağı HDP'den oluşmakta demelerine rağmen. Yok öyle bir şey HDP'yle bizim bağımız yok derken Kılıçdaroğlu üzerine anlaştıktan sonra HDP devreye girdi. Ve desteklediğini açıkladı. Buradan soruyorum. HDP Türkiye'nin menfaatine, Türkiye'nin hayrına Türkiye'nin iyiliğine herhangi bir projeye destek veril mi desteklemez. Ama şu anda Kılıçdaroğlu'nun adaylığını destekliyor. Ve bu da şunu gösteriyor. Kılıçdaroğlu'nun adaylığı Türkiye'nin menfaatine, Türkiye'nin iyiliğine ve Türkiye'nin hayrına değildir. Türk milleti hassas gönül terazisinde bunu tartıp doğru kararı verecektir. Ayrıyeten değinmek gereken başka bir konu var. Bir zamanlar Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından başbakanlık, bakanlık verilmiş şahsiyetler kendilerine parti kurdular. Kendilerinin farklı bir yapı olduğunu, farklı bir ses olduğunu ortaya çıkarttılar. Ama girecekleri ilk seçimde millet terazisinde tartılamayacaklarını, millet terazisi karşılığının olmadığını bilerek seçime girmeme kararı alıp başka partilerden milletvekilliği devşirme adı altında kendilerini bu şekilde siyasetin çöplüğüne, siyasetin mezarlığına başlamadan bitirmiş oldular. O yüzden Cumhur İttifakı'nın devletin bekası, milletin huzur ve refahı için başlamış olan pazarlıklardan uzak, menfaatten uzak ikbalden uzak istiklal üzerine yürüyen, kutlu yürüyüşüne inşallah Türk milleti takdir edecektir hak verecektir, destekleyecekti. Milletimize bu konuda inancımız tam” diye konuştu.

‘GENÇLERİMİZİN TERCİHİ CUMHUR İTTİFAKININ TARAFINDA OLACAKTIR’

14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili seçimlerinde ilk defa oy kullanacak gençlerin neden Cumhur İttifakına oy vermesi gerektiği sorusuna da cevap veren Çalış, “Gençlerimiz aklı başında insanlar. Teknolojiyi en iyi şekilde kullanan insanlar. Ve bizim de tarımcı olarak üzerinde durduğumuz nokta yani her gencimiz okul okumalı, Her gencimiz üniversite tahsili yapmalı. Hangi meslek alanında olursa olsun yapmış oldukları tahsili üzerinde atasözünden hareket ederek kendine işçilik yapmayan ele amelelik yapar düsturluğuyla kendilerine bir yön tayin etmeliler. Gençlerimizin biz tarım camiası olarak teknoloji, otomasyonlu ve akıllı tarım uygulamalarını hayata geçirdiğimiz bu çağda akıllı tarımı en iyi kullanacak olan insanların gençler olduğunu, Türkiye'nin seksen altı milyon nüfusu varlığında otuz iki nokta üç yaş ortalamasıyla dünyanın en geç beşinci ülkesi olmasına rağmen bizim tarımsal üretim bölgelerindeki yaş ortalamamız maalesef elli dört. Ve Akıllı tarım uygulamalarını kullanma noktasında bu işten çok uzaklar. Biz inşallah seçildiğimiz zaman tarımın sözcüsü, tarımın temsilcisi olduğumuz zaman farklı bölgelerde uygulanan yani örnek Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde uygulanan devletin destek ve teşvikleri çok faydalı destek ve teşviklerini bölgemizde de, Orta Anadolu'da da girişimcilik adı altında faaliyet gösterecek insanlarımıza kolaylık sağlanarak üretime katılması ve bunların desteklenmesi taraftarıyız. Gençlerimizi biz KPSS puanıyla iş arayan veya mülakat veya referans sistemiyle devlet kurumlarına, belediyelerde iş arayan gençler yerine gerçek anlamda gerçek manada girişimcilik nedir? Var olan bir şeyi geliştirmek veya olmayan bir şeyi ortaya koymaktır. Ama devletin var olan her alanda olduğu gibi bizim tarımsal alanda da böyle var olan bir şeyi kopya yaparak bu destekleri ve teşvikleri alan girişimcilerden bu işi uzak tutup girişkenlerden uzak tutup girişimci olan gençlerimizi biz olaya dahil etmek istiyoruz.  32.3 yaş ortalaması dediğimiz zaman Türkiye gerçekten çok önemli bir yer. Ve Türkiye geleceğinden umutludur. Geleceğinden emindir. İnsanlarımızı teknolojinin faydalı yönlerini alarak sadece başkasının hizmetinde çalışan başkasının işinde çalışan gençler yerine biz gençlerimizi kendi işlerini kurabilecekleri girişimci gençler olarak yetiştirmek istiyoruz. Ve burada benim ısrarla reddettiğimizi Z kuşağı olayı bizim Türk milletinin asil Türk gençliği için geçerli değildir. Türk gençliği hep ağdır. A kuşağıdır. Neden dolayı? Bizde ataerkili bir yapı vardır. Bizde büyüye karşı saygı vardır. Biz.  zor zamanda on üç on dört yaşında insanımız askere gitmiş. Yirmi bir yaşındaki sultanlarımız fetihler kazanmış. Böyle bir yapı vardır. Ve bu muhtaç oldukları kudret asil kanlarında zaten mevcut. Gençlerimizin biz emin olun orta kuşak insanlardan, üst kuşak insanlar daha mantıksal düşünebiliyorlar. Mesela nedir? Örnek vermek gerekirse ziyaretlerimizin birisinde  bir amcamız  soru cevap kısmında ayağa kalkıp yola gidiliyorsa beraber yolculuk yapılıyorsa azlık bölüşülmelidir. Bir oyumuz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, bir oyumuz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ayağını sağlam yere basmasını sağlayan ve arkasında dimdik duran Devlet Bahçeli diyebiliyor.  Orta yaş üstü insanlar bu anlayış içerisinde. Ancak  orta yaş grubundaki insanlarda ona kızdım, buna kızdım olayı var  ama gençlerimizde ben daha mantıksal düşünüp şimdi biz  Milliyetçi Hareket Partisi olarak iki bin yirmi üç seçimleri için seçim beyannamesi yayınladık. Seçim beyannamemizde yüz tane söz verdik. Bunları Okuyan gençler, yüz tane sözün ne anlama geldiğini 2018 seçimlerinde EYT dahil birçok verilen sözlerin yerine getirdiği Milliyetçi Hareket Partisi'nin hükümette olmamasına rağmen hükümete destek veren bir parti olmasına rağmen vermiş vaatlerin tamamını yerine getirdiğini görecek ve yüz vaadin kendine yarayanı alacak. Diğer taraftan baktığımız zaman Millet İttifakı'nın farklı partilerin vaatleri hepsi birbiriyle çelişiyor. Ve vaatler ne üzerine kurulmuş? Sadece ve sadece şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nin savunma sanayinde, enerji sektöründe, tarımsal üretimde, madencilikte, enerjide aklınıza ne gelirse gelsin yürüyen, şu andaki sistemini kapatılması, TOGG İtalya’dan geliyor, zaten yalan diyorlar. Kapatacağız diyorlar. Bursa'da fabrikayı alemi can gördü. Amerika'daki insanlar izledi. Uzaydan görebiliyorsun. Dediler ki bu insansız savaş uçağı zaten sadece maket. Ortada bir şey yok. Şu anda bu havada uçuyor. Cumhur İttifakı'nın birlikteliğine baktığımız zaman nedir? Gökbeyler, Göktürkler, TCG Anadolu gemisi, KAAN Savaş Uçağı Kızılelmalar şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ve Türkiye Cumhuriyeti'nin güvencesi altında şu anda havada uçuyor, karada koşuyor, denizde yüzüyor.  Bunları bizim gençlerimiz görmüyor mu? Bir zamanlar başka ülkelerin gemilerini kiralayarak sondaj araması yaparken şu anda bizim beş tane gemimiz kendi öz sermayesiyle, öz kaynaklarıyla oluşturulan gemilerimiz ve adını Fatih'ten, Yavuz'dan, Kanuni'den alan gemilerimiz şu anda hem Karadeniz'de hem Akdeniz'de gaz ve petrol araması yapıyor ve gazımız şu anda artık ocaklarımıza geldi. Bu herkes tarafından görünmüyor mu? Gençler tarafından görünmüyor mu? Buradaki gençlerin üzerinde oynanan oyun beş milyon sekiz yüz bin gencimizin oy kullanacak olan gencimizin kafasını karıştırmak, kafasını bulandırarak bir bilgi kargaşasıyla bunlar çocuktur. İşte yirmi yıldır iktidar devam ediyor. Bu kargaşa da bunların kafasını yenilik, değişiklik, yenilik değişiklik söylemleriyle bu işten sıyıracaklarını zannediyorlar. Ama ben Türk gençliğine güveniyorum. Türk gençliği kendileri için geleceğin Cumhur İttifakı'nda olduğunu biliyor ve buna göre karar verecektir, buna inanıyoruz”

KTO Karatay, yeşil enerjiye bu bölümle hazırlandı! KTO Karatay, yeşil enerjiye bu bölümle hazırlandı!

‘TBMM’DE ÜRETİCİNİN GÜÇLÜ SESİ OLACAĞIZ’

Milletvekili seçilmesi halinde Konya üreticisinin güçlü sesi olacağını ifade eden Çalış, “Biz yola çıkarken sözü olan geleceğe katkı yapar atasözünü kendimizle düstur edindik. Biz de kendimiz tarımın eğitimini alan, tarımı kamu çalışanı olarak otuz iki yıl farklı kurumlarda Türk çiftçisine, Konya çiftçisine hizmet eden sivil toplum kuruluşu anlamında tarımcıya yön verme adına yıllardır tarımı konuşan, yazan, çizen, tarım yazarlığı yapan, ötesinde kendi köyünde aktif olarak çiftçilik yapan Celil Çalış. Konya'da şu anda tüm partiler içerisinde tarımcı tek milletvekili adayıdır. Eğer Konya tarım kentiyse ve Konya ekonomisinin adı tarımsal ve bugün altıncısı oluşturulan Konya sanayi bölgesinde ağırlık yüzde altmış tarımsal sanayi ise burada tarım konuşulması lazım. Tarımsal üretim konuşulması lazım. Gıda yeterliliğinin konuşulması lazım. Gıda. Güvenilirliği konuşulması lazım. Tarımsal teknoloji konuşulması lazım. İstihdam konuşulması lazım. Hayvancılığın içine düştüğü son üç yıllık dar boğazdan nasıl çıkacağı. İnsanlarımızın bu işe tekrar nasıl döneceği konuşulması lazım. Afgan çobanlara mahkûm olan hayvancılığımızı bu işten insanlarımızın yine atasözünden öğüt alarak Kendine işçilik yapmayan ele amelelik yapar düsturuyla Afgan Çoban'a yirmi bin lira veren kişinin oğlunun asgari ücretle bir yerde çalışması kadar ayıp bir şey olmadığını ve insanlarımızın kendi işine yönelmesi lazım. İnsanlarımızın köyden göçüp gelmesinin en önemli sebeplerinden sağlık ve sosyal güvence bahanesiyse de ihtiyaçsa da bunun devlet tarafından karşılanarak insanların üretim bölgesinde durdurulması lazım. Bu manada üreticilerimiz kendisine bir sözcü, kendisine bir tarımı temsil edecek insan olarak çıkan Celil Çalış’a destek vermesi lazım. Bizim mücadelemiz tanesi dolmadan kuruyan başakların mücadelesi. Bizim mücadelemiz memesinde süt akarken kesime gidip boğazına bıçak dayanan kesimi henüz hak etmeyen ineklerin vebaliyle mücadelesi.  Bizim mücadelemiz Konya'mızda en önemli sorun olan sulama suyu, tarımsal sulama. Bizim mücadelemiz bozkırı yeşile çevirme mücadelesidir. Biz bu konuda bilgimizi, becerimizi, tecrübemizi ortaya koyarak oluşturduğumuz heyecanı artık bu zamana kadar ki yapmış olduğumuz öneri kişiliğinden yetki makamında çiftçinin sözcüsü olup çiftçinin menfaatine olan, tarımın menfaatine olan, tarımcının menfaatine olan her şeyi mertçe, delikanlıca hiçbir etki gözetmeden, aydın namusu içerisinde gerekli yetkili makamlarda, gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yüksek sesle söyleme sözü veriyoruz. Bu manada da Konya çiftçisinin, Konya üreticisinin Celil Çalış’ı destekleyeceğine inanıyoruz.  Hangi partiye gönül verse versin, hangi takımı tutarsa tutsun. Devletle, vatanla, bayrakla, milletle herhangi bir sorunu olmayan her insan bizim başımızın tacıdır. Türk çiftçisinin, Konya çiftçisinin hizmetinde gece uyumadan, gündüz oturmadan var gücümüzle çalışacağız”

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: Muhammed Esad Çağla