İhracat süreçlerinde, özellikle gümrükleme aşaması için birçok bürokratik işlemleri minimum düzeye indiren “mikro ihracat” bugünkü yazımın konusunu oluşturmakta. Hatta ilerleyen bölümler, mikro ihracattan daha da ötesi “devlet politikalarını” da kapsamakta. 

MİKRO İHRACAT NE DEMEK?

Mikro ihracatta 4 temel unsur bulunmakta. Bunlar; 

  • İhracata konu olan ürünler, nakliye firmaları ile değil, kargo firmaları ile yurtdışına taşınmakta 
  • Gümrükleme işlemleri, gümrük firmaları tarafından değil, kargo firmaları tarafından yapılmakta 
  • Bu gümrükleme işlemlerini ancak yetkilendirilmiş operatör adı verilen kargo firmaları yapabilmekte (Gümrük müşaviri veya ihracat firmasının yetkilileri yapamamakta.)
  • Son olarak ta “Mikro İhracat”  belirli bir miktar ve değere kadar yapılmaktadır. 

Yazımın ilerleyen kısımlarına geçmeden önce yanlış algıların önüne geçmek için belirteceğim husus;  “Mikro İhracat”  ülkemiz mevzuatına göre düzenlendiğinden bize has bir kavramdır. Dolayısıyla insanlarımızın genel olarak küçük ölçekli yapılan ihracat, mikro ihracattır tanımları ve diğer ülkeler bağlamında da birleştirmeleri gerçeği tamda yansıtmamaktadır. 

DETAYLANDIRIRSAK 

Mikro ihracatı,  300 kg ve 15.000 Euro’yu geçmeyen gönderimler için yapabiliyoruz. Bu kapsam içerisinde, ekstradan gümrük müşavirleri ile gümrükleme işlemlerini yaptırmıyoruz. Bunun yerine Mikro ihracatı yapmaya yetkilendirilmiş kargo firmaları tarafından ETGB (Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi) düzenlenerek ihracatımız gerçekleşmekte. 

FİNANSAL VE OPERASYONEL NELERDEN TASAFFUF EDİYORUZ? 

Mikro ihracat yapan bir firmanın avantajları; 

  • Gümrükleme işlemlerini kargo şirketi, EGTB düzenleyerek yaptığından gümrük müşavirine vereceğimiz ücretten tasarruf ediyoruz.
  • ETGB, İhracatçı Birlikleri tarafından onaylanmadığı için İhracat gerçekleşirken, FOB değer üzerinden alınan ve ihracatçı birliklerine ödediğimiz Nispi Aidatı ödemiyoruz.  
  • İhracat operasyonlarında, nakliye firmaları ile uğraşmak ve ayrıca nakliye ücreti ödemek zorunda kalmıyoruz. 
  • İhracat yapmak için gümrük müşaviri aramak zorunda kalmıyoruz. (Birçok doğu ilimizde gümrük müşaviri bile yok.) 

KDV İADESİ ALABİLİR MİYİZ? 

Mikro ihracat, ihracat olarak kabul edildiğinden KDV iadesini alabiliyoruz. Peki, süreç nasıl işliyor? 

  • Mikro ihracatı gerçekleştiren firma, Gümrük Müdürlüğü tarafından elektronik ortamda onaylanan  (VEDOP) (Vergi Daireleri Otomasyon Projesi) sistemine aktarılan ETGB çıktısını vergi dairesine ibraz etmesi KDV iadesi için yeterli olacaktır. 
  • Eğer ki firma, ETGB çıktısı alamaz ise düzenlenen ETGB’ye ilişkin bilgileri içeren bir yazının operatörden diğer bir ifadeyle Kargo şirketinden alması ve ilgili vergi dairesine başvurması yeterlidir.

Neden KDV iadesi için “ETGB” bu kadar önemli derseniz. Mikro ihracatta resmi olarak ihracat yaptığımızı kanıtlayan belgenin adıdır, ETGB. (Normal ihracatlar da ise Gümrük Çıkış Beyannamesidir.)

İHRACAT TEŞVİKLERİNDEN FAYDALANABİLİR MİYİZ? 

Öncelikle ihracat teşviklerinden sorumlu bakanlık, Ticaret Bakanlığıdır dedikten sonra bir firma düşünelim ki hiç normal ihracatı yok. Yaptığı tüm ihracatlar ise mikro ihracat bağlamında gerçekleşmiş. Böyle bir firma, Ticaret Bakanlığı’nın vermiş olduğu ihracat teşviklerinden faydalanabilir mi? Evet faydalanabilir. Bu teşvikleri alamaması için hiçbir neden bulunmamaktadır. 

MİKRO İHRACAT NEDEN ÖNEMLİ? 

Mikro ihracatta genellikle şöyle bir algı var. Bu algı, büyük şehirlere odaklanmış.  Efendim neymiş işte ihracat yapan firmalarımızı küçük değerdeki ve miktardaki ürünleri böyle gönderilirse gayet güzel olur hatta süper olur. Birde hiç ihracat yapamayan firmalarımız da bundan faydalanır. Şimdi burada duralım. Söylenenlerin hepsine katılıyorum AMA es geçilen konunun altını çizmek isterim. Mikro ihracat, bizim ülke olarak ihracatın bölgesel dağılımı için çok önemli ve STRATEJİK. Ne demek istediğimi haddim olmayarak ülkemizi coğrafyasını hatırlatıp ve bu hatırlatmayı rakamlarla ifade etmek isterim. Ülkemizde; 

  • 7 Bölge 
  • 81 İl  
  • 922 ilçe 
  • 32.158 Mahalle 
  • 18.288 Köy bulunmakta 

Sadece bölgelerimiz üzerinden gidersek, ihracatın %  80’ e yakını iki bölge üzerinden gerçekleşiyor. 2018 yılındaki ihracatın yarısı sadece tek bir il üzerinden gerçekleşmiş. Peki, geri kalan 5 bölge,   bu bölgedeki illerimiz, ilçelerimiz vs. Dolayısıyla ihracattaki yoğunluğun olduğu bölge ve illerden ziyade, az olan bölge, il, ilçe ve köylere inmek lazım. Peki, nasıl yapacağız? Derseniz o zaman bu konu hakkında biraz konuşalım. 

İHRACAT VE MİKRO İHRACATTA TEMEL UNSUR NEDİR? 

Tabi ki de müşteri diğer bir ifadeyle ithalatçı. Problem ne peki? İthalatçıyı bulabilmek. Mikro ihracatta, ithalatçıyı nasıl bulacak? Doğudaki, Karadeniz’deki ihracatçı adayımız ya da köylümüz, esnafımız, ev kadınımız.  

  • İnterneti ve internet üzerinden pazarlama yapmayı iyi bilecek 
  • İyi kötü İngilizce bilecek

Şimdi bu özellikler bizim köylümüzde, esnafımızda, ev kadınımızda var mı? Yok.  Maalesef çoğu kelli felli ihracat firmalarımızda da adam akıllı yok. Sahada olan kardeşiniz olarak, hele birinci madde oranı Türkiye genelinde çok az olduğunu net biliyorum. Bu kısım, bizim tespit kısmımız olsun. 

NE YAPACAĞIZ? 

 “Dijital Dönüşüm”  “Blockchain” gibi güzel ve ambalajlı kelimeleri hemen hemen her gün duyuyoruz. Bu kavramlar önemli unsurlar orada da bir sıkıntı yokta mesel şu; İhracatı, oransal anlamda bölgesel tabana yayıyor mu?  Düz söylemek gerekirse, yaraya merhem oluyor mu?  

YAPILMASI GEREKENLER 

Burada eğitim seferberliği çok önemli. Peki, bunu kim yapacak?  Elbette ki yerel yönetimler, merkezin desteği ile bu sorunu çözecekler. Bu işi yerelden götürecek oyuncular ise, 

  • Bölgedeki İhracatçı Birlikleri (çok önemli aktör) 
  • Ticaret ve Sanayi Odaları 
  • Belediyeler
  • Valilikler 
  • Kaymakamlıklar

Öncelikle Bölgede ki ihracatçı birlikleri ana aktör olması ve bu sürece sahiplenmesi lazım. İhracatçı Birlikleri,  kendi bünyelerinde “Mikro ihracat” birimleri oluşturmalılar. Bu kapsamda yapılması gereken tüm eğitim ve danışmanlıkları yerel ölçekte yapmalılar. Kendi çapında evinde el işi yapan, örgü ören veya takı yapan ve bunları yurtdışına satmak isteyen ablamız ya da farklı ürünler üretip satan esnaf abimiz veya köylümüz buralara gittiğinde onu dinleyecek, motive edecek, yönlendirecek, gerekirse onun şivesi veya dilinde konuşabilecek, onu hor görmeyecek babayiğit personelin olması gerekmekte. (personel önemli) 

Ticaret ve Sanayi Odaları ile Belediyeler belki de ihracatçı Birliklerinden sonra gelen en önemli aktörler. Bu kapsamda ardı ardına bu konular ile ilgili eğitimler düzenlemeli ve danışmanlık birimi oluşturmalılar.

Bir diğer önemli unsur ise “Uluslararası Pazar Yeri”  olan B2B sitelerine verilen teşvikin hızlıca açılması özellikle az gelişmiş yörelerde % 100 teşvik kapsamına alınması çok önem arz etmekte.  Bu B2B sitelerinin teşvik sistemine dahil olabilmesi içinde yeni düzenlemeler getirilmesi gerekmekte. Örneğin, her bölge de temsilci bulundurması ve özellikle az gelişmiş yörelerimizdeki illerde temsilci ve eğitimci bulundurma zorunluluğun getirilmesi. Süreçteki eğitim seferberliğine destek olma şartlarının getirilmesi gibi. (madem sana üye olan firmanın ödemesini devlet sana yapacak, o zaman elini taşın altına sokacaksın.) 

OPERASYON AŞAMASI İÇİN ÖNERİLER

Öncelikle birçok operatör diğer bir ifadeyle kargo şirketleri, 300 kg sürecine pek hazır değiller. Bu süreç ilgili kargo firmaları tarafından hızlıca çözümlenmeli diye düşünmekteyim. 

Mikro ihracat bağlamında, kargo fiyatlandırma politikaları uygun olmalı. Çoğu sefer yüzü astarından daha pahalı hale gelebiliyor.  (Örneğin 10 birimlik mal gönderirken, 20 birim kargo ücreti ödemek gibi) Daha mikro ihracata başlamadan vatandaşın hevesi kursağında kalabiliyor. Gerekirse fiyatlandırma politikalarına bir düzenleme getirilmesi 

Çoğu kargo firmasının ülke genelinde dağıtım ağı yok. Fakat PTT Kargo gibi güçlü bir yanımızın olduğunu da unutmayalım. Tüm illerimizde ve ilçelerimizde hatta birçok mahallede PTT şubelerinin mevcut olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu gücü çok etkin kullanmalıyız. Hatta devletimiz, az gelişmiş ve ihracatı az olan bölge ve illerimiz için kargo taşımacılığında ayrı bir sübvansiyon getirmesi gerekmekte. 

Ticaret Bakanlığı;  kooperatifler, köylü, esnaf ve ev kadınları için diğer bir ifadeyle tüzel kişiliği bulunmayanlar için Mikro ihracata özel teşvik modeli oluşturması gerekmekte. 

SONUÇ: “Mikro ihracat” ihracatın, bölge ve firma dağılımındaki eşitsizliğini dengelemek hatta firmalardan bağımsız, halkımızı ihracat sürecine dahil edebilmek için büyük bir fırsattır. AMA eğitim ve uygun devlet politikası şart.