MHP Hükümette Yer Almalı mı?

Abone Ol

Mübarek Ramazan Ayının ilk haftası hemen hemen geride kaldı. Bizler inanan insanlar olarak bu ayın Müslümanlara bereket ve huzur getireceğine iman ederiz. Bundan da asla şüphe etmeyiz.

7 Haziran seçimlerinden sonra hükümetin kurulması için hiçbir parti tek başına yetki alamadı milletten. Ancak daha önce milletin kararına saygı gösterilmesi gerektiğini söyleyen ve bu konuda diğer partilerden farklı olduğunu belirtmek için “milletin verdiği bu görevi ancak millet istediği zaman bırakırız” diyenler birden çark ettiler.

Milletin kandırıldığından, kendilerine karşı bir ortak cephe kurulduğundan veya Güneydoğu Anadolu'da halkın özgür iradesinin sandığa yansımadığından (sanki güvenlik güçleri başka bir partinin emrinde imiş de bunların aleyhine çalışmış gibi!) bahsetmeye başladılar.

Aslında yapılması gereken bütün partiler özellikle de AKP yöneticileri şapkalarını önlerine koyup nerede hata yaptıklarını iyice düşünüp kendi aralarında bir öz eleştiri yapmalıdırlar.

Kendilerinden olmayanı Müslüman saymama hastalığı, kendilerini desteklemeyen ve eleştirenlere vatan haini gözü ile bakmaları, içlerinde yer alan çürük elmaları bir türlü ayıklama cesareti gösteremeyip bunları savunmaları, din ve diyanetle dalga geçen milletvekili ve bakanı sahiplenip dışlayamamaları ve hepsinden önemlisi bizden öncesi yoktu sonrası da olmayacak kibir ve gururuna kapılmaları bu sonu hazırladı.

Şimdi sakin bir kafayla düşünüp yeniden iktidarda olmanın yollarını aramanın zamanı! Önlerinde en bol seçenek olan parti AKP. Her parti ile koalisyon kurabilecekleri gibi dışarıdan desteklerini sağlayabilecekleri partilerinden istifa etmiş 25- 30 milletvekili ilede bu işi çözebilirler. Tahmin ediyorum öncelikleri de bu olacak.

Bu iş olmazsa kapısını çalacakları ilk parti MHP olacak diye düşünüyorum. Çünkü MHP tabanının da aynı AKP tabanı gibi İslami hassasiyeti yüksek! Her ne kadar Cumhurbaşkanımız onlar Fatiha'yı okuyamazlar demiş olsa da bu partinin tabanında ve tavanında İmam Hatip ve İlahiyat mezunu çok sayıda kişi yer almaktadır.

MHP bu koalisyona evet derse dikkat etmesi gereken hususlar olacak. Bunun en başında icraatlarını kamuoyuna duyuracak bir medyaya sahip olmak geliyor. AKP ve diğer iki parti bu konuda çok güçlüler. Bir yanda yandaş medya diğer tarafta ise malum iri basın! MHP yaptığı hiç bir icraatı bunlar aracılığı ile duyuramaz.

1999-2002 yılları arasında kurulan koalisyon hükümetinin icraatlarını bir hatırlayalım desek aklımıza ilk gelen şey Bebek katili Öcalan'ın idamının gerçekleşmemiş olması gelecek akla.

Halbuki 17 Ağustos depreminden hemen bir yıl sonra bitirilen binlerce konut ve o dönemim İmar Bakanı Koray Aydın hiç akla gelmez.

Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp tarafından başlatılan ve bugün AKP'nin sahiplendiği çitçiye destek fonu hiç akıllara gelmez.

Sağlık Bakanı Osman Durmuş tarafından başlatılan, ÖZEL HASTANELERDE TEDAVİ OLABİLME hizmeti AKP'ye mal edilir. Hastanelerin 24 saat hizmette olması unutulur. SSK ve Devlet Hastanelerin birleştirilmesi teklifine ANAP'lı bakan tarafından karşı çıkıldığı hemen hemen hiç hatırlanmaz.

Ulaştırma Bakanlığı tarafından projesi çizilen ve ihalesi tamamlanan Marmara Ray başkalarının hanesine yazılır. Bolu tünelinin bitmesine sadece 15 metre kaldığı ancak açmanın AKP'ye nasip olduğu hafızalarda hiç yer bulmaz.

Böyle bir durumdaki MHP'nin her hangi bir koalisyon içinde yer alması ileride gelecek olan nesillere sadece Ülkenin bölünmesini gerçekleştiren hükümetin içinde MHP vardı bilgisinden başka bir şey bırakmayacaktır.

Bütün bunlar göz önüne alınarak koalisyon protokolü şeffaf bir şekilde milletin gözleri önünde yapılmalı ve yolsuzlukların araştırılması için bir komisyon kurulması şartından asla vaz geçilmemelidir. Yine bir dağılım projesi olan Oslo sürecinin sonlandırılması olmazsa olamazlardan olmalıdır.

Bu süreçte ülkenin irtifa kaybettiğini ve siyasi ahlaksızlığın zirve yaptığını bilmeyen kalmadı. Ancak dünyevi çıkarlar her şeyin önüne geçtiği için hesaplar ahirete bırakılmaya çalışılıyor. Belki de halen bir şeyhin şefaatine kavuşabilme ümidi! İnsanları bu yola sevk ediyor.

Allah bizleri bu tür yanlışa düşenlerden eylemesin. Salih amel ve salih iman nasip etsin. Bizleri mümin kulları ile birlikte haşr eylesin. AMİN!

***

NEÜ Öğretim Üyesi ve Şehrin Hafızası ilavemizin yazarı Yrd. Doç. Dr. Aziz AYVA'nın babası Hakkın rahmetine kavuştu. Mevta'ya Allahtan Rahmet, AYVA ailesine sabır diliyorum.

Arkadaşım Dr. İkbal Vurucu'nun kıymetli eşi Ayça Vurucu genç yaşta Hakka yürüdü. Ayça Vurucuya Allah'tan rahmet eşi İkbal Vurucu ve ailesine baş sağlığı diliyorum.

Arkadaşım ve meslektaşım Şair Abdülkadir Karataş'ın valideleri rahmeti rahmana kavuştu. Bütün Karataş ailesine sabır mevtaya Allah'tan rahmet diliyorum.