Mevlana Hazretlerinin Üzüm Meselesi ve Başkanlık

Abone Ol

    MEVLANA HAZRETLERİNİN ÜZÜM MESELESİ  VE BAŞKANLIK

Başkanlık sistemi ve yeni anayasa tartışmalarında aklıma çok sevdiğim, Mevlana Hazretlerinin bilinen kıssası gelir.

Aslında bu hikayeyi  güncel yaşamımızın her  aşamasında aklımıza getirecek o kadar çok olay yaşıyoruz ki ; çoğu zaman  sırf bu hikayeyi okusak, toplumsal yaşamımız önemli bir oranda değişir.

Hikaye;

'' Arap, Türk, Rum ve İranlı dört arkadaş vardı. Adamın biri, bir gün bunlara bir dinar verdi. İranlı: engür alalım, yiyelim, dedi. Arap: olmaz! Ben ineb isterim. Türk ise: en iyisi üzüm almak, dedi. Rum: hiç tartışmayın! İstafil alalım, dedi. Aralarında anlaşma olmayınca yumruk yumruğa kavgaya tutuştular. Her ne kadar hepsi de bir meyve istese de, cahillikten dolayı birbirine yumruk

vuruyorlardı. Çünkü isimlerin sır ve manalarını bilmiyorlardı. Herkes kendi diliyle üzüm istiyordu. Eğer dil bilen bir adam olsaydı, onları sakinleştirir ve kavgayı durdururdu. Derdi ki: ben, bu bir dinarla hepinizin istediğini alacağım. Bana güvenin ve sakin olun. Sizin sözleriniz kavga ve tartışmaya sebep oluyor. Sizin ihtilafınız isim ve surettedir. Mana ve hakikat ise birdir.''

Bizim derdimiz üzüm yemek!. Hele milletin bekası olan bir konuda hepimizin  derdi bu olmalı..

İşte bu ortamda  anlamaya , çalışıyorum..
Muhalefeti, iktidarı.Hatta bu konuda söz söyleyen herkesi...

Hocalarımız  tartışıyorlar..

Televizyonların her birinde bir program..

Muhalefet  başkanlık sistemini istemem diyor!

İktidar Başkanlık sistemi tartışılsın bu ülkenin ihtiyacı diyor..

Anayasa dersi görmüş birisi olarak , anlayamıyorum. Anayasa profesörlerini de izliyorum asıl konu ortada yok..

İktidar nasıl bir başkanlık sistemi öneriyor açıkça belirtmedi..

Muhalefet de ; siz başkanlık sistemi istiyorsunuz da nasıl bir başkanlık sistemi istiyorsunuz diye sormuyor..Bir kaç muhalefet  milletvekilinden  duydum ama bu bir istekten çok ayak üstü söylenmiş bir söz gibiydi..

İktidar Türk tipi başkanlık diyor, muhalefet geçmişimize bakıyor, doğal olarak Türk tipi padişahlık var..Başka bir şey görmüyor. Kimseyi padişah yaptırmam diyor.

Sahi iktidar nasıl bir başkanlık sistemi istiyor?

Bir zahmet açık açık bizlerle paylaşın..

Bu işler niyet okuyarak yapılacak bir muhalefetle olmayacağı gibi ortaya bir şey atalım tartıştıralım içinden istediğimizi seçeriz mantığı ile de olmaz..

Başkanlık nedir?

Güçler ayrılığı var mıdır? Varsa nasıl?

Ya da yasama, yürütme, yargı gücü nasıl kullanılacak?  Bu güçler nasıl sistematize edilecek?

Anayasa bir milletin geçmiş deneyimlerinden istikbaline yürürken toplumsal rotası..Toplumsal uzlaşma metnidir..

Eğer  gelişmemiz için , kararlar hızlı alınsın, buna  göre yetkiler bir elde toplansın gibi duygusal bir mantık Milletin bekasına terstir..

Bugün iyi niyetle bu yetkileri, tek elde toplanabilir ancak  bir gün kuzu postundaki bir kurt ruhlu görünmez eller devleti ele geçirip, milletin istikbali ve istiklalini ipotek altına alabilir..

Yakın tarihimiz bu tip girişimlerle doludur!

Biz vatandaş olarak açık seçik başkanlık sistemini de içeren Anayasa  çalışma metnini İstiyoruz..

Muhalefetten de tabii...Nasıl bir parlamenter sistem istiyorlar.. Görmek istiyoruz..

Parlementer sistem de yakın tarihimizde diktatörlüğe yakın sonuçlar doğurmuş..

367 vakıası gibi bir sistemle, anayasanın yapılış ruhunu hiçe sayılıp, meclis , anayasa mahkemesi koordine olup, cumhurbaşkanını   Meclise seçtirmeyerek, şimdiki iki başlı sistemin doğmasına sebep olmuşlardır!

Hem başkanlık sistemine hayır diyen muhalefet, başkanlık sistemini diktatörlük  gelecekmiş gibi göstermeye çalışarak, parti içindeki diktatörce yönetimlerini örtemezler..

Belki bu memlekete başkanlık sisteminden önce samimi bir seçim yasası , seçim sistemi lazım!

Halkın yoğun sempatisini kazanan vekillerle, devletin ali bekasının kurallarını oluşturacak bilgi, deneyimli, becerikli, vefakar ve  bir  o kadar mütevazi vekilleri meclise taşıyacak.

Daha dürüst insanlara siyaset kapısını aralayacak bir siyasi partiler yasası lazım.

Ülkenin samimi insan kaynaklarını harekete geçirecek bir yasa!.

Bu samimiyet olmazsa isterse başkanlık olsun, ister parlamenter sistem olsun yasaları delmekle övünen bir millet olarak hep uyanıklar ön planda olacaktır..,

Bunun en detaylı örnekleri demokrasi yakın tarihimizde fazlası ile var..

Siz ne diyorsunuz sayın okurlarım..?

Daha üzümde anlaşamamış bir toplumun, amacı nasıl üzüm yemek olur.. Bağcıyı dövmekten üzümü anlamaya vaktimiz olmaz. 

Size göre?