İnsanoğlunu şekillendiren önemli faktörlerden bir diğeri de mekan kavramıdır. Geçen hafta ki yazılarımda bizlerin hayat yolculuğunda şekil almamızı sağlayan unsurlardan insan ve zaman kavramlarını ele almıştım. Bu hafta da mekan kavramını ele alarak içinde yaşadığımız coğrafyanın bizler üzerinde ki etkisinden bahsedeceğim.

                Mekan derken bahsetmek istediğim aslında coğrafya diğer bir deyişle yaşanılan yer. Coğrafya kaderdir bakış açısından yola çıkarak içinde bulunulan mekanın hayatımızdaki etkisi çok fazladır. Mekan bizlere yaşanılan yerin kültürü, dili, dini, inanışları gibi bir çok farklı kavramları beraberinde getirir. Nitekim bizler yaşamış olduğumuz mekanı doğarken seçemediğimizden, doğduğumuz coğrafyada şekilleniriz. Bebeklik döneminden başlayarak çocukluk, ergenlik ve yetişkinliğe doğru uzanan yolda dünyaya geldiğimiz coğrafya bizleri orada yer alan kültürün, inanışların etkisinde bırakır. Bizler de farkında olmaksızın genel kabul görmüş toplumsal normları yaşanılan mekandan alırız. Herkesin toplumsal normları kendine göre iyidir, güzeldir. Lakin zamanla insanoğlu farklı normların ve mekanların içine girdiğinden kendi sahip olmuş olduğu normları karşılaştırabilir. Herkesin çoğunlukla yapmış olduğu da zaten budur. Bazıları kabul edebilir, saygı ile yaklaşır bazıları da kabullenmekte zorlanır. Genel kabul görmüş yaşayış şekli de coğrafyanın sahip olmuş olduğu özelliklerden etkilenir. Coğrafyanın sahip olmuş olduğu iklimden, yeraltı ve yerüstü kaynakların etkisi vardır. Mesela, Akdeniz iklimine sahip olan ülkelerdeki insanların daha sıcak kanlı olması iklimin etkisinin sonucu olmaktadır. Aynı şekilde soğuk iklimlere sahip olan coğrafyalarda ise insanlar çok sıcak kanlı olmamakla beraber ilişkiler çok daha zamana dayalıdır.

                Genel olarak insanlar farklı coğrafyalarda farklı kültürel zenginlikler içinde yaşarlar. Her kültürün dayanmış olduğu bir tarihsel süreç vardır ve bu tarihsel süreç de tıpkı coğrafya gibi insanları şekillendirir. Her coğrafyanın tarihsel süreci de farklı olduğundan insanların, toplumların farklı olması gayet doğaldır. Kültürel farklılık bir zenginlik, çeşitlilik olması gereken bir durumdur.

                Günümüzde bazı mekanlarda bu farklılık problem olarak gözükmekte ve insanlar nereli olduklarına, ülkelerine, şehirlerine göre aşırı derece de yargılanmaktadır. Hoş insanoğlu çok kolay yargılar... Bu durumdan muzdarip olan bir çok insan vardır. Hiç suçu yada günahı olmadığı halde sırf doğmuş olduğu coğrafyaya bakılarak insanlar yargılanmaktadır. Yargılayanlar genel olarak düz mantıklı insanlar olduğundan karşısındaki insanı tanıma fırsatı dahi vermeyebilirler. Bu durum aslında acizliğin ve kendisini üstün görme çabasında olan insanoğlunun egosundan başka bir şey değildir. Dolayısıyla bu durum hep bir ötekileştirme yaratarak bizlere layık olunan değeri göstermez. Bu durum benim için hep üzücü olmuştur insanların nereli olduklarına göre muamele görmesi çok acınası bir durumdur. Şöyle ki; insanoğlu olarak bizler dünyaya geliriz ve dünyaya gelirken bize nerede doğacağımız, ailemiz, ülkemiz, şehrimiz sorulmaz. Bu durum Allah'ın bir lütfu olarak bizlere verilir. Hal böyle iken bizler çok kolay yargılıyoruz ve yargılanıyoruz.

                Severek okuduğum yazar olan Dale Carnegie'nin dediği gibi; "Yargılamayınız, henüz siz yargılanmadınız. Allah bile kullarını son gününe kadar yargılamaz".