Kısa süren bir iş serüvenimde, zooteknist ,gıda teknikeri ve iş güvenliği uzmanı bir bayan arkadaşımla tanıştım.

Mesleğini seven, girişimci ruhlu, sürekli projeler üreten, deneyimli bir arkadaşım. Tarımsal üretim alanında oldukça deneyimli.  Bakış açısı geniş.  İmkan verilse veya bulabilse eminim konya ve Türk tarımına ciddi katkılar sağlayabilir.

Kendini bulabileceği bir iş arıyor.

Onunla sohbet ederken düşündüm de ;

Ülkemiz et ithal ediyor.

Üretici ucuza satıyor, tüketici pahalıya yiyor.

Onun sayesinde üye olduğum,110 bin üyeli Çiftçi destek grubu adlı facebook sayfasında  izlediğim kadarı ile insanlar bir arayış içerisinde ve kafaları karma karışık.

Eminim bu bayan arkadaşım,  yurt dışında olsa kendine göre, kendi mesleğini severek yapabileceği şekilde bir iş bulur.

Hayvancılığımızın henüz bir meslek olarak ciddi bir şekilde ele alınıp; ulusal, bölgesel, iklime göre coğrafyaya göre bir bakış açısı ile değerlendirilmediği açık.

Net bir hayvancılık stratejimizin olmadığı aşikar.

Konya  Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin Mayıs 2017 yaptığı bir araştırmaya göre hayvanların tırnaklarının bakımı düzenli  yapıldığı taktirde, süt verimi yüzde 25 artıyormuş.

Yem rasyonlarının  düzgün hesaplanması, hayvan barınaklarının  bölge  iklim şartlarına ve hayvan refahına  yönelik planlanması,. barınakların temizliği gibi daha bir çok işlemin  düzenli halde yapılması, et ve süt üretiminin verimliliğini arttırıyor.

Bir zoologa, bir veterinere  yem bitkileri uzmanı ziraat mühendislerine ne kadar ihtiyacımız var.

********

Marka dilimize pelesenk oldu, her firmanın her şehrin sahip olmak istediği nişan haline geldi adeta.

Her firma, her  şehir istiyor ve kendini tanıtmak için çok büyük maddi manevi çabalar harcıyor. 

Son  yılların en önemli gayretlerinin başında geliyor.

Başlangıçta sadece tanınırlık, bilinirlik olarak algılanan marka, her ne kadar anlaşılmaya başlandı ise de henüz alacağımız  çok yol var.

Markanın;

  • Bir standart olduğu   
  • Süreklilik içerdiği,
  • Tutarlılığın çok önemli olduğu,
  • Güvenirliğin vazgeçilmez bir raferans olduğunu , 

Sanırım henüz daha tam anlayamadık.

Çünkü markanın sağlam hammadde, son teknoloji  makineler kadar , kalifiye insan kaynaklarına sahip olmamız gerektiği bilincinin gelişmesine ihtiyaç var.

Konya’nın ulusal markası, hatta uluslararası markası olmaya aday Torku bu konuda, modern fabrikalar ve ekipmanlara yaptığı yatırım kadar , Tarım ve Gıda Üniversitesine yaptığı yatırımla insan kaynaklarına da büyük yatırımlar yaparak bu konuda öncülük etmiştir.
Bu konuda lokomotif olmaya devam etmelidir. Marka belirli bir andaki güzel bir fotoğraf değil nesillere miras bırakılacak bilgi, beceri, birikim ve deneyimlerdir.

Bir çiftçi kooperatifi olarak Torku Lokomotif özelliğini arttırarak devam ettirmeli.

Hatta Başka bölgelerimizin çiftçilerinin kendilerini güncellemelerine, dayanışmalarına kooperatifleşmelerine öncü olmalı,örnek olmalı.

Hatta bu konuda tarım ve Hayvancılık politikalarının da çiftçilerimizin kendilerini değişen şartlara adapte edecek şekilde oluşması için devlete politikalar üretmeli.

Bu Konuda Pankobirlik Başkanı ve Karaman Milletvekilimiz Sayın Recep Konuğun daha aktif rol almasını Türk tarımı adına önemli bir görev olarak görüyorum.

Belki  sayın Konuk henüz bu konuda yeterli  yetkili bir göreve gelmedi, ama etkili politikalar üretilmesinde önemli görevler alabilir.
Özellikle günümüzde hayvancılığımızın en çok tartışıldığı bir zamanda bu girişim daha da anlamlı olacaktır.

*********

Günümüz Türkiye’sinde çok şükür üretemediğimiz ürünümüz yok. Her türlü ürünü ülkemiz üretebilecek kapasitede.

Ancak henüz dünyada stratejik gücümüz olacak bir ürünü geliştiremedik. Başkalarının ürünlerini ya taklit ediyoruz ya da eş zamanlı üretmeye çalışıyoruz. Ya da yabancı firmalar gelip ülkemizde kendi teknolojileri ile son model ürünlerini üretiyorlar. Üzerine  de MADE İN TURKEY yazıyorlar seviniyoruz.

Stratejik ürünler üretemediğimiz gibi,katma değeri yüksek ürünleri de henüz tam üretebilmiş değiliz.

****

Yurt dışına hala beyin göçü azalsa da devam ediyor.

Hala sanayimiz büyüyor ama gelişmiyor.
Kaliteli insan kaynaklarını istihdam edecek olan iş adamlarımız hala bu konuda çekimser.

******

Dünyaca ünlü bir marka,  katma değeri yüksek bir ürün,  kaliteli insan kaynakları ile , kaliteli beyinleri istihdam ederek gerçekleşir.

Bu konudaki belki de iş çevrelerimiz de kendilerini güncellemeli.

Kaliteli insanlar kaliteli insanlarla çalışır. Kaliteli markalara kaliteli beyinlerle ulaşılır.

Nasıl ki;

Rasyonları düzgün hazırlanmış yemlerle , iyi ahır şartlarında, tırnak bakımları yapılmış, düzenli bir ortamda ,dengeli beslenme ile tabii ki iyi bir ırkla,  hayvanın et ve süt üretimi artıyorsa,

Onları idare  etme yetkinliği olan insanların da şartlarını uygun hale getirdiğimiz zaman,  katma değeri yüksek ürünlere, dünyaca ünlü markalara, stratejik ürünlere sahip olabiliriz.

Çünkü insan ruhu bedeniyle iş yerine gelebilirse, motivasyonu iyi olursa, üretemeyeceği  keşfedemeyeceği hiçbir  gerçek yoktur.

İnanmıyorsanız tarihimize, ,insanlık tarihine , gelişmiş ülkelere bakın.