Yönetimin omurgası başlıklı yazımızda önemle vurguladığımız beş  unsurdan biri de liyakattır.  Emanetin mütemmim cüzüdür liyakat.  Liyakat olmaz ise emanet muhafaza edilemez ve hiyânete kapı aralanır.

 “Emanet (İş), ehline verilmeli" Peki, ama “Nasıl”...  Günümüzde önemli olan bunun yöntemini ortaya koymak ve iyi sonuçlar elde etmek … İş insanlarıyla görüşmelerimde iki husustan çok yakındıklarını müşahede ettim. Çalışan davranışları ve alacağını zamanında tahsil edememek… Nasıl ki, çocuğun eğitimi eş seçiminden başlıyor ; çalışan davranışlarının makbul olması  da doğru eleman seçiminden başlar.  Şirketin girişindeki güvenlik görevlisinden en üst yöneticisine kadar itibarının çalışana teslim edildiği unutulmamalı. Eleman alımının şirket için hayati öneme haiz ve meselenin özünde liyakat olduğu her daim hatırda tutulmalı… Dikkat: Çalışan, bir davranışıyla şirketin tüm maddi ve itibarî sermayesini yerle bir edebilir.

Konu oldukça karışık gibi görünüyor. Çünkü; bir iş, en iyi şekilde yapılabilir; ya yanlış iş yapılıyorsa… Bir hemşire düşünün, iğneyi gayet iyi vuruyor, ancak yanlış iğne yapıyorsa!..Demek ki, işi doğru yapmaktan daha önemlisi doğru işi yapmak!... Diğer taraftan işi yanlış yapmak. Sözgelimi inşaat mühendisinin yanlış statik hesabından binanın durup dururken çökmesi veyahut yanlış yüklemeden geminin daha limandayken alabora olması gibi (Bu ve benzer hadiseler hâlâ biz yaşarken sıklıkla  oluyor) ...Birisi etkililik (doğru işi yapmak); diğeri verimlilik (işi doğru yapmak) . (Bu fikrin sahibi Peter Drucker'ı saygıyla yâd ediyorum.)

Bir diğer kök neden yine insani faktörlerle ilgili… Yorgunluk, dikkat dağınıklığı, kişisel zafiyetler (bağımlılık, psikopatoloji vs.) , tehlikeyi sezememek  (risk yönetiminin olmaması vs.)ve hazırlıksız yakalanmak gibi özünde  basiretsizlik nedeniyle işi  yanlış yapmak ,deyim yerindeyse gafil avlanmak… Direksiyon başında uyuyan otobüs şoförü gibi…

Evet, hayatî işlevi olan liyakatın  iki önemli ayağı var. Her zaman akılda kalması için formüle etmek yararlıdır. Bir insanın işin ehli olması için 2K ile formüle edilen Kabiliyet ve Karakterinin olgunlaşması lazım ... Bu da birbirinin  mütemmim cüzü. Kabiliyeti ile işin gerektirdiği vasıfta olmalı. Yani işi en iyi şekilde yapabilecek fiziksel, mental bilgi ve beceri ile pratik ve teorik müktesebata sahip olmalı. Karakteriyle de  sorumluluk duygusu ve ahlakı yüksek olmalı.  Biri çok üstün diyelim diğeri değil, Olmadı!..Hiç huyu- suyu çok iyi ancak becerisi yetersiz olan kalp doktoruna ameliyat olan çıkar mı?

Elbette  liyakatı tam ölçmek zor ancak imkansız değil. Bilgi çağında yaşıyoruz. Kişi, bilgi , beceri ve psikolojisini ölçen bilimsel testlerden geçirilmeli, ama yetmez… Gerek ahlakı, gerekse  becerisi hakkında iş ve sosyal çevresinin kanaati önemli. Hasım ve hısımlarından bilgi alınmalı… Şirket kültürüyle uyumu, nihaî olarak değerlendirildikten sonra adil karar verilmeli…

Diyelim işe alındı, üç aylık deneme süreci içerisinde, hal ve hareketleri dikkatle takip edilmeli, çeşitli sosyal deneylere tabî tutulmalı, ciddi bir oryantasyon sürecinden geçirilerek işe ve ortama uyumu sağlanmalı. Aynı zamanda önüne projeler ve hedefler konularak performansı ölçülmeli.

Sözü, Yüce islam peygamberi Hz. Muhammed (SAV) cevâmiu'l-kelimine uygun olarak tamamlayalım:iş ehline verilmezse küçük (kendi) ve büyük (toplu) kıyameti beklemeliyiz.

Konuya inşaAllah devam edeceğiz.