Âlimin ölümü, büyük bir musîbettir. Şeytan ve onun yardımcıları, Allahü Teâlânın ve Müslümanların düşmanlarıdır. Şeytan ve yardımcıları, Müslümanlar için birçok fitneler hazırlarlar. Maksatlarına erişebilmek için âlimlerin yok olmasını beklerler. Çünkü, âlim, onların bâtıl işlerine ve yardımcılarına mâni olmaktadır.”

Ahıskalı Abdullah Efendi derslerinde şöyle buyururdu: “İlim ve ilim sâhiplerinin kadri ve kıymeti Allahü Teâlânın katında yüksektir. İnsanlar arasında ise şerefi büyüktür. İnsan ve cinlerin tabiatında olanlara hürmet yerleştirilmiştir. İlim, insanları cehâletten irfân derecesine ulaştırır. Ebedî saâdete ve devlete kavuşmakta sağlam bir ip, Cehennem’e düşmekten kurtulmakta güvenilir bir vâsıtadır. Allahü Teâlâ Kur’ân-ı Kerîmde meâlen buyuruyor ki: ‘Allahü Teâlâdan kullar içinde ancak âlimler korkar.’ (Fâtır sûresi: 28) Hadîs-i şerîfte de buyruldu ki: (Melekler ilim tâlibine, ondan râzı oldukları için kanatlarını gererler.)

Fıkıh âlimi Ebü’l-Leys Semerkandî buyurdu ki: “Âlimle berâber oturup, onun anlattıklarından bir şey hâtırında tutamayan kimse için böyle olmasına rağmen yedi fayda vardır: 1. İlim öğrenenlerin fazîletine kavuşur. 2. Âlimin meclisinde bulunduğu müddetçe günahlardan korunmuş olur. 3. Evinden ilim öğrenmek için çıktığı zaman üzerine rahmet iner. 4- İlim meclisine oturduğunda meclise inen rahmetten o da nasibini alır. 5. Orada anlatılanları dinledikçe, kendisine sevap yazılır. 6. Dersi dinler de anlayamadığı zaman üzülür, gamlanır, kalbi kırık olur. Bu hâli Allahü teâlânın hadîs-i kutsîde; (Ben, benim için kalbi kırık olanların yanındayım) buyurduklarından olmasına vesîle olur. 7. Âlimin üstün, fâsıkın, günâh işleyenlerin aşağı tutulduğunu görüp kalbini fısktan, günâh ve kötü şeylerden çevirir.”

SÂLİHLERİN KABRİNE YAKINLIK!..

“Sâlih zâtların kabirlerine yakın bulunmanın, iyi yönden çok tesiri vardır. Ancak onların rûhâniyetlerine yönelmek, kabirlerine yakın olmaktan daha iyidir. Zîrâ, iyi tesirin yakınlık, uzaklık ile bir bağlantısı yoktur. Her yer aynıdır. Nitekim, bu mânâda Resûlullah efendimiz; (Her nerede bulunursanız, bana salevât okuyunuz) buyurdu.”

“Allahü teâlânın velî kullarını her gün, iki günde bir kere görmek bırakılmaması gereken sünnettir. Ama edeple, saygı ile.”

Vefat etmesine yakın hastalığında, kendisini ziyarete gelenlere buyurdu ki:

“Bir âlimi ve evliyâyı ziyâret etmekten maksat, Allahü teâlâya yönelmektir. O büyüklerin rûh-ı şerîflerini tam bir yönelme ile ziyâret, Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına kavuşmaya vesîledir. Nitekim görünüşte halka tevâzu, hakîkatte Hakk’a tevâzudur. Çünkü insanlara Allahü teâlânın rızâsı için tevâzu göstermek makbûldür, kıymetlidir.”

Kul ne ile muhabbete nâil olur?” diye sorulunca; “Allahü teâlânın evliyâsına dost olmak, düşmanlarına da düşman olmakla” buyurdu.

“Kul, muhabbet makâmına, Allahü teâlânın dostlarını sevmek ve Allahü teâlâya düşman olanlara düşmanlık etmekle kavuşur.”

“Kalbin Allahü teâlâdan başkasına meyletmesi, Allahü teâlânın azâbını çabuklaştırır.”

Ahmed Satîha hazretleri, vefat etmesine yakın günlerde buyurdu ki:

“Bir âlimi ve evliyâyı ziyâret etmekten maksad, Allahü teâlâya yönelmektir. O büyüklerin rûh-ı şerîflerini tam bir yönelme ile ziyâret, Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına kavuşmaya vesîledir. Nitekim görünüşte halka tevâzu, hakîkatte Hakk’a tevâzudur. Çünkü insanlara Allahü teâlânın rızâsı için tevâzu göstermek makbûldür, kıymetlidir. Onların kabirlerini ziyaret de aynı faideyi temin eder.”

İnsanlarda üç sınıf önemlidir: Devlet adamları, âlimler ve zâhidler. Devlet adamları bozulunca, halkın huzûru bozulur. Âlimler bozulunca, halkın dîni zayıflar. Varını yoğunu Allah yolunda harcayan zâhidler bozulunca da, ahlâk fesâda uğrar. Devlet adamlarının kötülüğü zulüm ile, âlimlerin bozukluğu hırs ve tamah ile, dünyâya düşkün olmayanların, zâhidlerin bozulması da riyâ ve gösteriş ile olur.”

İnsanı kötü yoldan ilim ve âlimler kurtarır. Rehber olmadan doğru yol bulunamaz. Büyük bir Peygamber olan Hazret-i Musa, Allahü teâlâ ile konuşmak şerefine kavuştuğu halde, Hazret-i Hızır’dan ilim öğrenmeye gelmiştir. İmam-ı Ebu Yusuf’un çok sevdiği oğlu vefat edince, talebelerine, (Defin işini siz yapın. Ben hocam İmam-ı A’zamın dersine gidiyorum. Dersimi kaçırmayayım) dedi. Kendisini vefatından sonra rüyada gördüler. Cennette, çok ihtişamlı büyük bir köşkte idi. Buna nasıl kavuştuğu sorulunca, (İlim öğrenmeye ve öğretmeye olan sevgim ile) buyurdu.

İlim ve âlim kıymetlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Âlime hürmet eden, bana hürmet etmiş, onu ziyaret eden beni ziyaret etmiş olur.) [İ. Rafii]

(Âlim olmayan veya ilim öğrenmeye çalışmayan bizden değildir.) [Deylemi]

(Ya âlim, ya öğrenci, ya dinleyici veya bunları seven olun. Yoksa helak olursunuz.) [Beyheki]

(Âlim ile oturmak, yüzüne bakmak ibadettir.) [Hakim]

(Âlim ile beraber olun, diz dize oturun. Çünkü Allahü teâlâ, yağmurla ölü toprağı dirilttiği gibi, ölü kalbleri de ilim nuru ile diriltir.) [Taberani]

(Kıyamette Peygamberler, âlimler ve şehidler şefaat eder.) [İbni Mace]

(Cennette de âlime ihtiyaç olur. Cennet ehline "Ne arzunuz varsa isteyin" diye sorunca, ne isteyeceklerini şaşırıp âlimlere bakarlar. Âlimler de, "Şunu isteyin" derler.) [Deylemi]

(Âlimin âlim olmayana üstünlüğü, Peygamberin ümmetine üstünlüğü gibidir.) [Hatib]

(Âlimin âbide üstünlüğü, dolunayın, yıldızlara olan parlaklığı gibidir.) [Ebu Nuaym]

(Âlim, âbidden yetmiş derece üstündür. Bid’at ortaya çıkınca âlim, halkı ikaz eder. Âbid bid’atten habersiz, ibadetle meşgul olur. Bu bakımdan da âlim, âbidden kıymetlidir.) [Deylemi]

(Şeytanın bir âlimden korkması, cahil olan bin âbidden korkmasından daha çoktur.) [Beyheki]

(Kıyamette âbide Cennete gir, âlime ise halka şefaat için bekle denir.) [İ Maverdi]

(Bir âlim, bir şehirden gelip geçse, onun ayak basmasının hürmetine, oradaki kabristandan kırk gün azap kaldırılır.) [R.Nasıhin]

İşte böyle kıymetli olan âlimin vefatı büyük kayıptır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Allahü teâlâ, sizden ilmi almak için ilmi ile amil olan âlimleri kaldırır. Cahiller kalır. Dinden sual edenlere, kendi akılları ile cevap verip, insanları doğru yoldan ayırırlar.) [Buhari]

(Bir âlim ölünce, İslam’da bir gedik açılmış olur ve kıyamete kadar kapanmaz.) [İ. Süyuti]

(Âlimin ölümüne üzülmeyen, münafıktır. Bir âlimin ölümünden daha büyük musibet yoktur. Bir âlim ölünce, gökler ve göklerde olanlar, yetmiş gün ağlarlar.) [R. Nasıhin]

(Âlim ölünce, denizdeki balıklar bile kıyamete kadar ona istigfar ederler.) [Deylemi]

(Bir âlimin ölmesi, bir şehir halkının ölümünden daha büyük ziyandır.) [Taberani]

(Ahir zamanda, âlimler ölür, cahiller din adamı yerine geçirilir. Onlar da bilmeden yanlış fetva verir, kendisi sapar, başkalarını da saptırır.) [Buhari]

Büyük bir âlim vefat edince, feyz vermesi kesilmez, daha da artar. Kınından çıkmış kılıç gibi olur. (İrşad-üt-talibin

İnna lillah ve inna ileyhi raciun.

Mahmut Efendi Hazretleri Son asrın en büyük âlim, mutasavvıf , müctehid ve mücahitlerindendi. İslami şuurlanmaya, sünnetlerin ihyasına, Kur’an’ı öğretmeye ve yaşatmaya adanmış bir ömür geçirdi. Ülkemizde şuurlu bir nesil yetişmişse bunda son devrin alimleri olan, Sami Efendi, Mehmet Zahit Efendi, Esat Efendi, Süleyman efendi ve Mahmut efendi gibi büyüklerimizin eserleridir. Rabbim bizi ve gelecek nesillerimizi irşat edecek böyle büyük zatlardan mahrum etmesin.

Mahmut efendi hazretlerine rahmet etsin, mekanını Firdevs  adn naim cenneti eylesin. Daim Cemâlullahına dahil etsin .Bütün müslümanlara sabır versin..