Sevgili öğrenciler ve ebeveynler, yıl boyunca hazırlandığınız bu yorucu maratonun artık son düzlüğüne gelmiş bulunmaktayız. Her ne kadar süreç boyunca yapılan tüm çalışmalar önemliyse sınav öncesinde ve sınav esnasında yapılması gerekenler de bir hayli önemli. Haydi gelin onları birlikte inceleyelim.    

Zihinsel hazırlığımızı tamamlayalım.  

Ne demek bu zihinsel hazırlık; öncelikle zihnin muhteşem kudretinin farkında olmayı öğrenmek. Bu sınava dair elinden geldiğince hazırlanan bir öğrencinin son düzlükte yapacağı ufak kaygılanmalar dahi zihindeki bilginin çağrılmasında engel teşkil edebilir. Öğrenci bildiği şeyleri de bilemediğini düşünerek, bir korku içerisinde yaşar. Bu da asıl performansını etkileyerek sınav sonunda da ‘Ben bunu nasıl yapamadım!’ şeklinde kendine kızgınlıklar ve keşkelerin doğmasına sebep olur.    

Ya yapamazsam ?  

Ya yapamazsam değil, yapabilirim diyebilmeyi öğrenmeli.   Olumlu benlik algısı kurularak yapılan her çalışmanın neticesinde çoğunlukla başarı ve mutluluk olur. Bunun oluşturulabilmesi içinse ilk görev elbette ki ailelere düşüyor. Dinlenilen, duygularına ve düşüncelerine saygı gösterilen, değerli hissettirilen her çocukta özgüven ve olumlu benlik saygısı gelişir. Bu da yaşamı boyunca olaylara yapıcı yaklaşabilmesini, olumsuzluklarla baş edebilmesini, en önemlisi de kendini tanıyabilmesini ve obsesyon seviyesine erişmesini de engeller. Yalnızca bu sınav için değil, hayatlarında karşılaşabileceği her türlü olumlu-olumsuz düşünce veya olaylar bütünü için bunu oluşturabilmek şart.    

Sınav günüymüş gibi yaşayın.  

Uyku saatinden tutun da yapılan kahvaltıya kadar bire bir aynı zemini hazırlamak, çocukta farklı bir gün olmadığı algısı uyandırabilmek burada çok önemlidir. Yalnızca çocuğun değil ebeveynlerin de olaya bu şekilde yaklaşması gerekir. Özellikle sınav günlerinde alışılmışın dışında yapılan bir kahvaltı bile tehdit oluşturuyor. O güne kadar nasıl bir beslenme alışkanlığı varsa bunu sürdürebilmesi çocuk için oldukça önemli. Zira sınav sabahı gereğinden fazla veya farklı yiyecekler tüketmesi o çocuğun sınavını daha güzel geçirmesini sağlamayacak.   ‘Sınava gireceksin, hadi bunu da ye. Bak bu zihin açar, hadi biraz da bundan al. Al bir su iç de sakinleş. Hadi tüm soruları doğru yap da çık. Ben biliyorum sen full yapıp çıkacaksın’ vb. cümleleri lütfen unutun! Tüm bunlar çocuğun yüksek bir beklenti içerisinde bulunduğunuzu farketmesi, kendini bu isteklerinizi karşılayabilmek adına zorlaması ve strese girmesi için zemin oluşturması anlamına geliyor.   O halde ne yapacağız? dediğinizi duyar gibiyim. Hiçbir şey, her gün ne yapıyorsanız sadece onu. Fazlasını değil. Tüm günlerle aynı bir gün yaşayacaksınız değil mi ? Bunun için ekstra arayışlara girmeye gerek yok. Yalnızca ne olursa olsun onu sevdiğinizi ifade edin. Sizin için değerli olduğunu hissettirin. Bir sınav sonucunun bu değeri arttırmayacağını da azaltmayacağını da lütfen onlara belirtin.    

Çocuklar, uzak durun !

 * Gereksiz korkulardan

 *  Sosyal medya ve iletişim aletlerinden

 *  Sakatlık oluşturabilecek aktivitelerden

 *  Hazır besinlerden

 *  3 gün kala zihninizin size oynadığı ‘Hiçbir şey bilmiyorsun.’ oyunundan

 Sizlere zarar verebilecek her şeyden uzak durun.

Son süreçte yakın arkadaşlarınızla dahi olan iletişimden uzak durun. Karşı tarafın yüksek kaygısı sizin de kaygı seviyenizin artmasına sebep olabilir. Buna sınav öncesinde de sınav gününde de dikkat etmek gerekir. Özellikle iki oturum arasında verilen arada sınav hakkında konuşmamanız, hiçbir şekilde sorular ve yanıtları hakkında bir değerlendirme yapmamanız gerektiğini özellikle hatırlatmak isterim. Malum, yanlışını ısrarla doğru olarak dile getirenler olabiliyor. Bu sizin emin olduğunuz sorularda bile şüpheye düşmenize ve asıl önemli olan sayısal oturumuna girmeden gerekli motivasyonunuzu kaybetmenize sebep olabilir.  

Bu sınavlar sadece bilgi gerektiren sınavlar asla değil. Bilgiden ziyade kontrol ve yüksek motivasyon gerektirir.    

Sonucu her ne olursa olsun, her şey gönlünüzce olsun.