Balkanlarda Arnavutluk’ta yaşadığım yıllarda, ülkeme başkalarının gözüyle de bakma fırsatım oldu.

Daha önce Orta Asya’da da fark etmeye başladığım yeni bakış açıma göre ülkeme dışardan bakma farkındalığım yoğunlaştı.
Uzun yılar aynı bölgede ve aynı devlet çatısı altında yaşamış olduğumuz bu toplulukların ülkemizle ilgisi sandığımızdan çok daha fazlaydı. Hatta ülkemizle ilgili gelişmeleri belki de vatandaşlarımız kadar takip ediyorlardı.
Arnavutluk, Makedonya, Kosova, Karadağ’da insanlar kendi yaşamları ile ilgili olarak, Türkiye’deki gelişmeleri takip ediyorlardı. TBMM’de bir oturum, çıkan yeni bir kanun ya da bölgesel olarak Türkiye haberleri onları yakından ilgilendiriyordu. Öyle ki, Balkanların Ülkemize ilgisi o zamanlarda Orta Asya Türk devletlerinden daha fazlaydı.

O zaman şöyle bir cümle kurmuştum;  Türkiye’de dış işleri Bakanı olacak bir kişi balkanları tanımadan bakan olmamalı demiştim. Daha sonra dünyadaki gelişmelere daha yakın bir bakış açısı ile bakınca, dedim ki Dış İşleri Bakanı ve Bakanlık ekibi dünyayı çok yakından takip eden insanlardan oluşmalı demeye başladım.

Özal ve ondan sonraki Devlet yöneticilerimizin artan yurt dışı gezileri yanında götürdüğü iş adamları ülkemizin de dış dünyaya ilgisinde değişime sebep olmaya başladı.

Bu bizim dış dünyaya bakış açımızı, dış dünyanın da ülkemize bakış açısını çok farklı boyuta taşıdı.

Dil, din, coğrafya, kültür, bölgesel dayanışma istekleri ülkeleri bir birine yakınlaştırırken ülkemizi çekim merkezi haline getirdi.

İş hayatımın başında uluslararası parite işlemleri, vadeli işlemler borsasında da ilgili olduğum zamanlarda toplumumuzda bir yanlış algıyı fark ettim.  Mesela altının fiyatı düğün sezonuna göre belirlenir, dolar turizm sezonunda düşer gibi inanışlar vardı… O zaman fark etmeye başladı ki altın ve diğer metaller, dolar, mark ve diğer ülke paraları küresel borsalarda oluşan fiyatlara göre belirleniyordu.

1983 Aralık ayında Hürriyet gazetesinde çok az bir ekonomi bilgileri sayfası oluşmuştu ve o zaman bu sayfa gerekli mi değil mi diye çok tartışılmıştı. Sonra anlaşıldı ki her şeyin merkezinde ekonomi var. Ve ekonominin dengeleri dünya borsalarında belirleniyor. Ekonomi ile ilgilenen devlet görevlileri de dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmeli diye düşünmeye başladım.

İhracatımız artıkça, ithalatımız büyüdükçe,  küresel ekonomiye entegre oldukça dünyadaki gelişmeler bizi daha da derin etkilemeye başladı.

Tansu Çiller Buğdayın çok olduğu yazın depolamadan kurtulmak için buğdayı ihraç edip kışın ve bahar ayında başka ülkelerden ithal ederek ekonomik değer üretmesi ile dünya buğday borsaları ile ülke buğday borsalarını entegre etmeye başladık. Bugün tarımda küresel her gelişmeden etkileniyoruz.
O zaman tarım bakanlarımız, bakanlık personeli ve tarım bilim insanları dünyadaki tarımsal gelişmelerden haberdar olarak, bu gelişmelerle ilgi kurarak görevlerini yapmalılar.

Bugün köydeki bir zeytinyağı üreticisi ya da biber üreticisi küresel gelişmelerden anında etkileniyor.

Bugün Covid ile dünya bir virüsün ortak paydasında iki yıl geçirdi.

O zaman sağlık sektörümüz de dünyadaki gelişmeleri doğru okumalı.

Küresel gelişmeleri doğru okumak, gelişmelerin yönüne göre tedbir almayı, pozisyon almayı ve strateji belirlemeyi gerektirir.

Belediye başkanlarımız, kaymakam ve valilerimiz küresel gelişmeleri doğru algılayabildiği ölçüde doğru kararlar alabilirler. Yoksa 1970 model alışkanlıklarla, politika ve yönetim biçimleri ile dünya gelişirken yerinde sayan pozisyonda halkın gelişmesini sağlayamazlar.

23 Dünya Çocuk Şenliği 1979’dan beri yapılıyor. Belki de ülkemizin en çok sevdiğim etkinliği. Dünyaya çocuklara değer veriyoruz, dil din ırk ayrımı yapmaksızın diye verdiğimiz mesajla savaşta ölen çocuklara inat milletimizin genel karakterini ortaya koyuyoruz.

Eğitim teşkilatımız da bugün dünyanın her yerinde okullar açarken yurt içinde de yeni bir nesil yetiştirirken küresel dünyayı doğru algılayan bir eğitim sistemi kurmalıyız.
Özellikle üniversitelerimiz bilim yuvaları olarak bilimde küresel gelişmelerin nasıl lokomotifi olabiliriz diye düşünmeliler. Küresel etkide bir makale, bir yayın, bir patentin sahibi olmadan üniversal bir mesleğin sahibi olunamaz.  Prof. Doç unvanlarının içini doldurmalılar.

Ya iş adamlarımız; bugün ekonomimizin lokomotifi girişimcilerimiz küresel ekonomi ile en yakın çalışan, küresel değişimleri yakından yaşayan önemli bir tarafımız. İş adamalarımız, onları temsilen odalarımız da küresel gelişmelerle yakından ilgili olması gereken önemli kurumlarımız. Onların da başta kendileri olmak üzere bütün üyelerini küresel değişimleri doğru algılayabilecek çalışmalar yapmalılar.

Vekillerimiz; orada bizlere ve siyasi partilere önemli görev düşüyor. Siyasi partiler küresel gelişmeleri algılayabilecek adaylar çıkarmalı bizler de onların arasından en doğru olanı seçmeliyiz.

Yani öğrenciden, öğretmene, muhtara belediye başkanına, kaymakam, vali, vekil bakanlar ve devlet görevlileri ve vatandaş olarak hepimiz dünyadaki gelişmeleri doğru takip edip doğru analiz etmeliyiz.

Dünyadaki gelişmelere karşı ilgili olup doğru sonuçlar çıkarmalıyız.

Bu sonuçlara göre politika yapmalı bu sonuçlara göre stratejilerimiz olmalı.

Dünyadaki gelişmeleri hesaba katmadan yapacağımız değerlendirmeler çok yetersiz olacaktır.

Senin partin benim partim kavgası bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Ukrayna’ya bakın Rusçu ve Batıcılar ülkeyi ne hale getirdi. İlla bir yere benzeyerek mi yaşanmalı.
Ortak aklımızla eğer dünyadaki gelişmeleri doğru okuyabilirsek o zaman doğru sonuçları olan kararlar verebiliriz.

Sonuç:

Ülkemizdeki her türlü ekonomik, kültürel, politik gelişmenin küresel bir perde arkası var.

Attığımız adımlar, ürettiğimiz stratejileri dünyadaki gelişmeleri dikkate alarak kurgulayabilirsek o zaman dünyada etkili bir pozisyonumuz olur.
Dünyadaki pozisyonu düşünmeden etkili pozisyonu bırak pozisyon alamayız.

Çocuklarımızın kariyeri de bu gelişmeleri doğru algılamaya bağlı. Mesela dünyada yok olacak bir mesleği tercih etmesine vesile olabiliriz.

Gelecekte olmayacak bir hayatı hayal edebiliriz.

Bütün bunlar için küresel gelişmeleri yakın takip etmeliyiz.

Küresel gelişmeleri dikkate almadan hiçbir yaşam üretemeyiz.

Hele günümüz dünyasında sosyal medya ile birey olarak küresel yaşamın en etkili ve kullanışlı aracı haline gelmemiz bunun ispatı.

Doğru okur irademizi doğru yönlendirirsek, birey olarak bile en etkili pozisyonların kahramanı olabiliriz.